|
|
|
Yaşadığımız sıcak günler gibi, siyaset meydanında da sıcak gelişmeler yaşanıyor.
Son yıllarda çözüm yoluna girmiş gibi görünen Güneydoğu sorunu, yeniden hortladı. Daha doğrusu hortlatıldı.
Son yıllardaki sessizlik yurdun değişik bölgelerinden gelen çatışma haberleri ile bozuldu. Terör, Türkiye’nin olduğu gibi bütün dünyanın bir numaralı sorunu. Son yıllarda yaşanan büyük terör hadiselerinden sonra bazı ülkelerin terörü himaye edici tutumları kabul edilir bir durum değil.
Amerika Birleşik Devletlerinin terörle ilgili tutumu ilginçlik arz ediyor. PKK terör örgütünü yakında tanıyan ABD’nin , Kuzey Irak’ı üs olarak kullanan terör örgütüne arka çıkıcı politikaları, hem teröristlere hem de Barzani’ye cesaret veriyor.
ABD tezkere konusunu unutmuş değil. Bu tutum Tezkereye hayır diyen Türkiye’nin burnunu sürtmeye yönelik bir tutum. Türkiye’yi idare edenler bunun farkında.
Bush ve yakınındaki şahinler gurubu, Amerika askerlerine Kuzey’den Irak’a giriş hakkı vermeyen Türkiye’yi cezalandırmak istiyor. Türkiye’de sesini çıkaramıyor.
Bazıları “Oh işte. İyi oldu. Türkiye’nin tezkereye evet dememesi halinde Irak’ın geleceğinde söz sahibi olamayacağını biz size söylemiştik. Tarlada izi olmayanın, harmanda sözü olmaz.” diyorlar. Bu seslendirmeyi yapanlar arasında aydınlar da var. Hatta eski cumhurbaşkanlarından Demirel’de bu görüşte.
Dün olduğu gibi bugün de aynı görüşteyim. Türkiye’ye tezkereye hayır demeliydi ve dedi.
Amerika ve müttefiklerinin Irak’taki Müslümanlara yaptıkları işkenceleri gördükten sonra bu kanaatim iyice pekişti. Türkiye Iraktaki Müslüman kardeşlerine bu işkenceleri reva görenlerle birlikte olamazdı.
Olmadı ve olmadığı da iyi oldu.
Az önceki görüşü savunanlar “o halde ayıklayın pirincin taşını” diyorlar.
Bu görüşü savunanların şunu iyi bilmesi lazım ki, Dünya’da terörü oluşturanlar da, günü geldiğinde büyüttüğü terörü ezmek için akla hayale gelmeyen metotlar deneyenler da aynı kişiler. Terör günümüz dünyasında, hakimiyeti elinde bulundurmak isteyen süper güçlerin kullandığı tehlikeli bir silah.
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, Abdullah Öcalan’ı yakaladıktan sonra paketleyip kendilerine teslim edenlerin Amerikalılar olduğunu söyledi. Dün PKK’yı tehlikeli bir terör örgütü sayan ve bu konudaki mücadelede Türkiye’ye her türlü desteği veren Amerika ile bugün Kerkük’e bayrak asan PKK’yı tolere eden Amerika aynı Amerika.
Amerika aynı Amerika. PKK aynı PKK. Dün de kan döküyorlardı, bugün de… Değişen bir şey yok.
Değişen tek şey. Amerika’nın menfaatleri. Amerika’nın menfaatleri dün PKK’nın zayıflatılmasını gerektiriyordu. PKK zayıflatıldı. Şimdi ise PKK’nın güçlü olması gerekiyor. Amerika’da güçlendiriyor.
Amerika’nın menfaatleri hiçbir zaman PKK’nın yok edilmesini gerektirmez. PKK ve benzeri terör örgütleri Amerika’nın bir numaralı silahı. Bin Ladin’deki benzer örneği PKK’da yaşıyoruz.
Peki çözüm. Çözüm Türkiye’de yaşayan , bu ülkenin kaynaklarıyla varolup, beslenen herkesin aklını başına alması. Türkiye ekonomik olarak, siyasi olarak, askeri olarak ne kadar güçlü olursa, bu ve benzeri sorunlarla baş etmesi o kadar kolay olur.
Konya teröre en çok kurban veren illerimizin başında geliyor. Konya terör belasının ne olduğunu çok iyi biliyor.
Buradan herkese sesleniyorum. Amerika’nın maşası olmaktansa, gelin ülkemizi, devletimizi güçlendirmenin çabası içerisinde olalım.
Bakın o zaman terör nasıl bitiyor. Bakın o zaman Türkiye nasıl büyüyor. Bakın o zaman herkes nasıl daha müreffeh, nasıl daha huzurlu , nasıl daha mutlu oluyor.
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 1 yorum
yapılmış )
[
2005/08/16 13:23
] |
|
Degerli Nurettin Bey
yorumunuz uluslararası ilişkiler zincirinin sebep sonuç ve çözümler baglamında çok veciz altı çizilecek cümlelerle tarafınızdan ifade edilmiş.tebrik ve teşekkürlerimi iletiyor saygılarımı sunuyorum.Mustafa AZILIOĞLU
|
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|