:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Statüko Nedir? 
Mustafa Azılıoğlu   ( mustafaazilioglu@hotmail.com )



Hadi san’atın da lüzumu yok,
Bize hikmetin de lüzumu yok;
Fakat anlatılsa da anlasak:
Şu cehaletin ne lüzumu var?’

Günah ve sevaplarıyla nerdeyse bir yüzyıl önce, dünyaya arzı veda eden Tevfik Fikret, sanat hikmet ve cehaleti, dâhiyane ifade etmiş etmesine ancak ne var ki, statükoyu unutmuş.
Ne yapalım, onu da biz ekleyiverelim, ne çıkar yani..

Bugün statüko kavramı üzerine düşüncelerimi ifade edeceğim.
Nedense kavramlar üzerine karşı pek bir hassasiyetim var.
Neyse gelelim bizim ağır azam köşemizin esas konusuna.
***
Statüko’nun kimlerden oluştuğunu: ‘ ülkeyi seçilme zahmetine girmeden yönetme inadı gösteren, meşrebi münasip ve büyüklerinden cevaz alan bürokrasi ile onların emrine giren bazı işadamları, gazeteciler ve apoletli akademisyenlerden oluşur.’diye açıklıyor C. Ülsever

Statükonun çıkmaz sokağı isimli yazısında liberal demokrat Cüneyt Ülsever, Türk statükosunun kökenlerini ’TÜRKİYE'nin temel meselesi; milletin seçtiği insanlar ile öldüm Allah seçimle işbaşına gelemeyeceğini bilen ceberut elitin iktidar savaşı’ şeklinde yorumluyor.’Türkiye; meşruiyeti kendinden menkul atanmış bir kısım..bürokrasi ve bunların kuyruğuna takılmış bazı işadamları, köşeli yazar’lar, apoletli akademisyenler, seçilmemiş siyasilerden oluşan bir oligarşi tarafından yönetilmektedir.’diye çok keskin cümlelerle fikrini açıklıyor.

Bana göre Türkiye,oligarşik yapıdan demokratik yapıya yıllar önce geçti.Şimdi toplumun genel değer yargıları ve beklentileri ile mevcut durumun ne kadar örtüşüp örtüşmediğidir esas olan mesele.



Peki nedir bu statü,statüko,statüsko?
Statü tek başına hal,mevcut durum anlamını taşır.
Unvan-makam-mevki kelimelerine karşılık da kullanılır.
Hani bazen alaycı bir şekilde;’senin statün,makamın mevkin ne..’ filan derler ya.
İşte böyle.
Statüsko;içinde bulunulan hal-durum-vaziyeti ifade eder.
Statüskocu da mevcut durumun değişmesine karşı direnen kişidir.
Mevcut durum, genel mevcudun değer yargılarına, kamunun genel çıkarlarına paralellik arz ettiğinde anılan statüko iyi statükodur.
Statüko her zaman olumsuzluk ifade etmez.
‘Devlette devamlılık esastır’
‘Devlet ebed müddet’ söylemleri pozitif anlamda da olsa statükodur.
Kişilerde, toplumlar ve devletlerde statüko; kendini koruma mekanizmalarını kurar ve kullanır. Bu gayet dogaldır.Demokrasi adı altında devlet, kendini kroki duruma düşürmez ve sokmaz.

Statüko’nun düşmanı degişimdir.
Değişim toplumun maslahat ve menfaatine uygun olduğunda genel kabul görür.
Değişim çogunlugun aksine bir grup veya bir kısım elit’in menfaatine aykırı olduğunda değişimi isteyenler,degişime direnenlerin bütün araçları ile tu kaka edilir.

İnsanlar gibi devletler de doğası gereği değişime direnir ama kimileri diğerlerine göre daha fazla direnir.
Devlet ebed müddet fikrine hemen hemen kimse karşı çıkmaz.
Ama devleti,milleti,bireyi kötü idare eden elit kadronun performans ve kalitesinden kaynaklanan sorunlardan dolayı,kurulu düzeni yani mevcut durumu eleştirmek,içinde bulunulan durum ve seviyenin üzerine çıkarmak için, girişim yapanlar, Monark’a,İdareye, karşı bir fiili durum yada kalkışma içinde telakki edilmez.
Siyasi hareketler siyasi partiler bu kategoride değerlendirilir.

Makam ve mevkisini kaybedecekler elbette değişime direneceklerdir.
Makam ve mevkiler onların sahiplerine bir şey katmaz, aksine onlar makam ve mevkilere bir şey katarlar.
Esas mesele değişimden haktan adaletten yana olmak ve tavır almaktır. Statüko ile değişim arasındaki denge inanıyorum ki bireyin ülkenin ve yurdun maslahatı yönünde cereyan eder.

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

[ 2005/08/22 21:48 ]
Statüko duraganlık, ''neo conservative''muhafazakarlık,degişime gelişime karşı olmak,yeşilköyden öte köy görememektir. Malum o kafa bu kafanın içindeki kafadır.Kafa degişsse bile gövde yine yeni kafaları metamorfoz yapar yerine yenisini monte eder. Degişimmiş,yenilikmiş,ilerleyişmiş;geç bir kalem usta.Kim kime verir,tacı saltanatı sarayı.Taç olunca saltanat,saltanat olunca saray elbette olur.İbrahim Ethem'ler var da bizim mi haberimiz yok?

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.06 -  Affan Dede'ye para saydım
 2009.01.30 -  Şimon ve Tayyip
 2009.01.21 -  Ne Zengin Fakir Ne Sen Ben Farkı Olsun
 2009.01.17 -  Ne haktan korkar ne hicap çeker
 2008.12.18 -  Yönetmek ve yönetilmek üzerine
 2008.10.24 -  Kılıç ipeği kesmez.
 2008.10.11 -  İKİ ÇAKAL
 2008.09.18 -  Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!
 2008.08.04 -  Monteskiyö’ den Emre Aköz ‘e
 2008.07.31 -  Katıra gem vursan at olurmu?
 2008.07.10 -  Sahipsiz köpek ne yapsin
 2008.07.07 -  Kalem ve kılıç
 2008.06.27 -  Haysiyetsiz meşhur muteber
 2008.06.08 -  İyi ki varsın Süleyman Bey
 2008.05.29 -  K...ni zevk sahibi imiş
 2008.05.27 -  Hürrem'in göğüsleri cezbetmiş Kanuni'yi
 2008.05.20 -  Leyla Hanım ritüeli
 2008.04.11 -  Asıl azmaz bal kokmaz
 2008.03.22 -  Dün bugündür,yarına ümitvarım.
 2008.03.13 -  Akif Konya’ya gelmiş haberimiz yok
 2008.02.27 -  Oh ne ala,mualla
 2008.02.14 -  Bir demet gül ve karanfil
 2008.02.12 -  Modernleşme yahut muhafazakar değişim
 2008.01.24 -  O iş benim boyumu aşar
 2008.01.22 -  Abdülhamid’in Mirası
 2008.01.17 -  Tebrikler Kime
 2007.12.28 -  Akif’i Kaç Kişi Anladı ki….
 2007.12.18 -  Pulsuz dilekçe
 2007.11.26 -  Güle Güle “Adamın Kralı”
 2007.11.15 -  Konya’nın Güzel Olan Tarafı
 2007.11.08 -  Dostumuz! Amerikadan Ne Aldık
 2007.11.03 -  MÜSİAD’da Mustafa Çalık ne dedi.
 2007.01.12 -  MERAK ETME
 2007.01.10 -  DOST DÜŞMAN OLURSA NE YAPILIR?
 2006.12.27 -  KIL TÜY
 2006.12.23 -  SİLLE-İ MİLLET
 2006.12.20 -  Cumhurbaşkanını buldum
 2006.11.29 -  ŞEHİRLERİN BAHTINA
 2006.11.23 -  DEVLET NİŞANI NEDEN VERİLMİYOR
 2006.11.22 -  TESEV RAPORU
 2006.11.16 -  DR. ANIL BEY
 2006.11.15 -  BİLMESİNİ BİLMEK
 2006.11.02 -  2016 da ne olacak?
 2006.10.31 -  Boşa Geçen Yıllar
 2006.10.27 -  Geyik türüne bir örnek de benden.
 2006.10.06 -  HEKİMLERİMİZ
 2006.10.01 -  Hekimlerimiz, Hastanelerimiz ve Sağlık Personelimiz.
 2006.09.22 -  Bereket yağar gönüllere
 2006.08.16 -  Ahh Osmanlı...
 2006.08.07 -  Siyasetçi kendini nasıl geliştirmeli?
 2006.07.31 -  İsrail-HAMAS Savaşı
 2006.06.28 -  Helvası olmayan şehir
 2006.06.16 -  SİYASAL YOZLAŞMANIN NEDENLERİ
 2006.06.02 -  UNESCO, SETTAR, MEVLANA
 2006.05.29 -  AHLAK VE KARAPINAR’DA PETROL
 2006.05.20 -  RAHVAN MEHMET VE MARATON YARIŞLARI
 2006.05.15 -  Okullar ne üssü?
 2006.05.11 -  Bu vebalden nasıl kurtulmalı
 2006.05.08 -  Tarihi İpek Yolunda Bir Garip Sultaniye
 2006.04.27 -  ABD'nin yerli dostu
 2006.04.10 -  AÇIK POKER
 2006.04.06 -  Şehrin en güçlü örgütü
 2006.04.03 -  Bu aşkı kim bitirdi?
 2006.03.30 -  Şimdi Nazım Hikmet Zamanı
 2006.03.27 -  Ne okuduğunuza değil, nasıl okuduğunuza bakın
 2006.03.24 -  HÜKÜMET(LER)E MÜTEDAİR
 2006.03.20 -  Recep Konuk;O bir Türkmen Bey'i
 2006.03.13 -  Kızılcahamam'da görmedikleriniz
 2006.03.09 -  Türkiye'nin şansı Özkök mü?
 2006.03.06 -  Teşkilat nasıl olmalı?
 2006.03.03 -  Bush'un Hindistan'da işi ne?
 2006.02.23 -  Tahlil değil gerçek
 2006.02.20 -  Tapusu olan konuşsun
 2006.02.17 -  Türkiye’de platonik siyaset mi var?
 2006.02.13 -  Konya'yı doğru algılamak
 2006.02.09 -  Doldur boşalt ateş et
 2006.02.06 -  YENİ YILMAZ GÜNEY
 2006.02.02 -  Siyasal Ahlak nedir?
 2006.02.01 -  İstikrar kimin işine yaramaz
 2006.01.26 -  MUHALEFET NİÇİN ERKEN SEÇİM İSTİYOR
 2006.01.24 -  ABD'nin son hamlesi
 2006.01.19 -  Ortak öngörü; Nükleer enerji
 2006.01.16 -  2006'nın en zor günleri
 2006.01.05 -  Türkiye'de neden Nükleer santral yok?
 2006.01.03 -  Kurtlar Vadisi-Irak'ın arka planı
 2005.12.27 -  Siyasette boşluk var mı?
 2005.12.15 -  Başbakan'ın gözünde Konya
 2005.12.12 -  Başbakanı beklerken
 2005.12.05 -  O bir üst kimlikli
 2005.11.28 -  Yekpare dünyanın ayrılıkçıları
 2005.11.22 -  Mavi mi yeşil mi akım?
 2005.11.16 -  Nafile anlamaz bunlar
 2005.11.13 -  Bir ülke daha iyi nasıl yönetilebilir ki?
 2005.11.08 -  Ateş hazır, Paris hazır mı?
 2005.10.22 -  Van Kedisi ile Van Canavarı
 2005.10.04 -  Abdullah Gül'ün Uçağında
 2005.09.28 -   Devlet Ve Devlet Adamlığı
 2005.09.22 -  Zenginleşme Formülü–2-
 2005.09.21 -  Zenginleşme formülünü buldum
 2005.09.05 -  AB SİZ TÜRKİYE VEYA TÜRKİYESİZ AB
 2005.08.31 -  Kerbolanlı Ahmet
 2005.08.27 -  Bir medeniyet tasavvuru olarak Vakıf
 2005.08.22 -  Statüko Nedir?
 2005.08.16 -  ACEM ÜLKESİ İRAN
 2005.08.02 -  EK PROTOKOL
 2005.07.20 -  'USA’ BİZİ USANDIRMAYI NE ZAMAN TERK EDECEK
 2005.07.15 -  CONİ VE MEHMET
 2005.07.02 -  Yecüc ve Mecüc rapsodisi
 2005.06.30 -  İkö
 2005.06.29 -  AH NİJAD…!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com