:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Bir medeniyet tasavvuru olarak Vakıf 
Mustafa Azılıoğlu   ( mustafaazilioglu@hotmail.com )

Yardımlaşmanın teşkilâtlandırılmış en ideal şekli vakıf kurumudur.
'' Her kim ki; Allah'ın Birliği ile ahirette hesaba çekileceğine inanır ve salih amel sergilerse, o insan mutluluğa erecektir. '' Vakıflarda hayır’a iyiliğe, güzelliğe vesile olan kuruluşlardır.

Türk kültür ve medeniyetinin çekirdeğini, vakıflar teşkil etmiştir.
Vakıf düşüncesi, kazandırdığı eser, meydana getirdiği medeniyet ve hizmetlerle, toplumsal yapının nüvesidir.

Vakıflar, kendi istekleriyle, kendilerine ait mallarını, her türlü ekonomik değerlerini veya haklarını mülkiyetlerinden çıkartıp, belirli bir amaca ebedî olarak tahsis etmesinden oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğudur.

“Vakfın asıl amacı, insan şahsiyetinin ve insan hayatının korunması ve geliştirilmesi, insanların hayatta karşılaşabilecekleri maddî ve manevî zorlukların izale edilip dindirilmesi, hayatın güzelleştirilmesi, insan haysiyetinin ve toplumsal düzenin her türlü tehlike ve sarsıntılardan korunmasıdır” denilebilir.

Osmanlı Dönemi’nde geleneksel sosyal yapıyı koruma sistemleri, yardımlaşma ve dayanışma sandıklarının mevcudiyeti ile olduğu görülmektedir. Aile içi yardımlaşma, ahilik, loncalar ve dini temele dayalı hayır kurumları o dönemin belli başlı sosyal koruma araçlarıdır. Cuma hutbelerini hatırlayınız.

Osmanlı zamanında bir adam vakıf bir evde doğar, vakıf bir beşikte uyur, vakıf mallardan yer ve içer, vakıf kitaplardan okur, vakıf bir mektepte hocalık eder, vakıf idaresinden ücretini alır ve öldüğü zaman kendisi vakıf tabuta konur vakıf bir mezarlığa defnedilirdi.
Bu ataleti teşvik anlamında anlaşılmamalıdır.

Devlet yöneticileri başta olmak üzere en yüksek makam ve mevkilerde bulunanlardan en mütevazı sahalarda çalışanlara kadar birçok kimse, medreseler ve kütüphaneler, ilim ve tahsil kurumları, hastaneler, hanlar, hamamlar ve kervansaraylar gibi sağlık ve toplumsal yardım kurumları, zarif çeşmeler, sebiller ve yollar gibi bayındır eserleri yapmışlardır.

Müflis ve borçlu olmaktan hapsedilenlerin borçlarının ödenerek tahliyesi, yoksullara yiyecek ve giyecek verilmesi, muhtaçlara yardım edilmesi, Kimsesizlerin cenazesinin kaldırılması, bayramlarda yoksul çocukların sevindirilmesi… Gibi insanların gözüne görünmeyen ama çok büyük ve anlamlı fonksiyonları yerine getirmiştir.

Vakıflar, daima birleştirici ve kaynaştırıcı özellik taşımıştır. Vakıflar, Türk kültür ve medeniyet tarihinin en önemli kurumlarının başında gelmektedir. İnsanlık sevgisinden ve dayanışma duygusundan kaynaklanan bu tarihî müessese, tarihimizde ve sosyal dayanışmamızda bütün insanlık âleminin iftiharla ders alacağı olgunluk ve etkinlik seviyesine ulaşmıştır. Selçuklular döneminde bir sosyal dayanışma kurumu halini almış ve Osmanlıyla birlikte, ekonomik, sosyal ve hukukî bir müessese haline gelmiştir. Cumhuriyet bu mirasa sahip çıkmış ve günümüzde de, geleneksel anlayışın örnekleriyle, vakıfların tarihimizdeki yeri korunmuştur.

Vakıf eserleri, geliştirdiğimiz, inşa ettiğimiz kültürümüzün ve bütün insanlığa hediye ettiğimiz muhteşem medeniyetimizin sembolleridir. Dolayısıyla, bu eserleri korumak, bu eserleri gelecek nesillere intikal ettirmek, sadece hükümetin işi değildir. Bu ülkenin insanları olarak, bu millete mensup olmaktan gurur duyan insanlar olarak, bu eserleri asıl hüviyetine uygun yaşatmak hepimizin tarihî sorumluluğudur.

Örgütlü bir toplum olunacaksa, bunun örnek modeli vakıflaşmadır. Bunlar, gönüllü hizmetlerdir. Devletin yetişemediği alanlarda fert ile devlet arasındaki pek çok hizmet bu model aracılığıyla götürülmeye çalışılmaktadır.

Vakıf kurumu kapitalizm geliştikçe aşındı.
Vakıfların insanlığa hizmet amacı korundukça, geleneksel vakıf kültürü ile anlayışı muhafaza edilecek, gelecek nesillere örnek ve önder bir yardımlaşma kurumu yeniden tesis edilmiş olacaktır ''Vakıf insana hizmettir” düsturunu kendisine felsefe edinmiş fedakâr insanlara duyduğumuz ihtiyaç her zamankinden daha fazladır.

Son söz olarak, Bizim kültürümüzde, bizim medeniyetimizde yardım, dayanışma, birlik ve beraberlik ruhunu tesis etme amacıyla oluşturulan sivil toplum organizasyonları, derneklerimiz ve vakıflarımız, Avrupa ve Batı kaynaklarında toplumsal dayanışma yerine faydacı ve fırsatçı bir anlayışla oluşturulan, gönüllülük esasından çok çıkar’a dayanan faaliyetler vardır. Bunu çok iyi ayırt etmemiz gerekmektedir. Milli kimliğimizin en önemli tezahürlerinden olan vakıf müessesesi yaşatılması, korunması ve gelecek nesillere en iyi şekilde aktarılması gereken değerli bir varlığımızdır.

Vakıf başlı başına bir medeniyet çekirdeğidir.
Vakıf kurumları sayesinde hoşgörü, yoksulu gözetme, koruma, yetime el uzatma gibi temel dayanışma kavramlarının içi doldurulmaktadır.
Son günlerde artan suç ve suçluluk sendromunun vakıf müesseselerimizin asli fonksiyonlarından uzaklaşması ile anlamlandırabiliriz.
Sosyal yapı kuramcıları muhafızları bu konuda Konya da kurulu vakıflarda neyin eksik neyin fazla olduğunu yeniden bir daha tahlil etmeleri sanıyorum isabetli olur.

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

hasan [ 2006/03/07 21:20 ]
vakıf konusunda detaylı bilgi veren ve işlevini açıkça ortaya koyan bir yazı. teşekkür ederim.
vakıflar gerçekten göz önünde bulundurulması gereken ve toplumda gözümüzün görmedigi ama ihtyacımız olan bir kurum.bunun yaşatılması için bütün görev bize düşüyor.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.06 -  Affan Dede'ye para saydım
 2009.01.30 -  Şimon ve Tayyip
 2009.01.21 -  Ne Zengin Fakir Ne Sen Ben Farkı Olsun
 2009.01.17 -  Ne haktan korkar ne hicap çeker
 2008.12.18 -  Yönetmek ve yönetilmek üzerine
 2008.10.24 -  Kılıç ipeği kesmez.
 2008.10.11 -  İKİ ÇAKAL
 2008.09.18 -  Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!
 2008.08.04 -  Monteskiyö’ den Emre Aköz ‘e
 2008.07.31 -  Katıra gem vursan at olurmu?
 2008.07.10 -  Sahipsiz köpek ne yapsin
 2008.07.07 -  Kalem ve kılıç
 2008.06.27 -  Haysiyetsiz meşhur muteber
 2008.06.08 -  İyi ki varsın Süleyman Bey
 2008.05.29 -  K...ni zevk sahibi imiş
 2008.05.27 -  Hürrem'in göğüsleri cezbetmiş Kanuni'yi
 2008.05.20 -  Leyla Hanım ritüeli
 2008.04.11 -  Asıl azmaz bal kokmaz
 2008.03.22 -  Dün bugündür,yarına ümitvarım.
 2008.03.13 -  Akif Konya’ya gelmiş haberimiz yok
 2008.02.27 -  Oh ne ala,mualla
 2008.02.14 -  Bir demet gül ve karanfil
 2008.02.12 -  Modernleşme yahut muhafazakar değişim
 2008.01.24 -  O iş benim boyumu aşar
 2008.01.22 -  Abdülhamid’in Mirası
 2008.01.17 -  Tebrikler Kime
 2007.12.28 -  Akif’i Kaç Kişi Anladı ki….
 2007.12.18 -  Pulsuz dilekçe
 2007.11.26 -  Güle Güle “Adamın Kralı”
 2007.11.15 -  Konya’nın Güzel Olan Tarafı
 2007.11.08 -  Dostumuz! Amerikadan Ne Aldık
 2007.11.03 -  MÜSİAD’da Mustafa Çalık ne dedi.
 2007.01.12 -  MERAK ETME
 2007.01.10 -  DOST DÜŞMAN OLURSA NE YAPILIR?
 2006.12.27 -  KIL TÜY
 2006.12.23 -  SİLLE-İ MİLLET
 2006.12.20 -  Cumhurbaşkanını buldum
 2006.11.29 -  ŞEHİRLERİN BAHTINA
 2006.11.23 -  DEVLET NİŞANI NEDEN VERİLMİYOR
 2006.11.22 -  TESEV RAPORU
 2006.11.16 -  DR. ANIL BEY
 2006.11.15 -  BİLMESİNİ BİLMEK
 2006.11.02 -  2016 da ne olacak?
 2006.10.31 -  Boşa Geçen Yıllar
 2006.10.27 -  Geyik türüne bir örnek de benden.
 2006.10.06 -  HEKİMLERİMİZ
 2006.10.01 -  Hekimlerimiz, Hastanelerimiz ve Sağlık Personelimiz.
 2006.09.22 -  Bereket yağar gönüllere
 2006.08.16 -  Ahh Osmanlı...
 2006.08.07 -  Siyasetçi kendini nasıl geliştirmeli?
 2006.07.31 -  İsrail-HAMAS Savaşı
 2006.06.28 -  Helvası olmayan şehir
 2006.06.16 -  SİYASAL YOZLAŞMANIN NEDENLERİ
 2006.06.02 -  UNESCO, SETTAR, MEVLANA
 2006.05.29 -  AHLAK VE KARAPINAR’DA PETROL
 2006.05.20 -  RAHVAN MEHMET VE MARATON YARIŞLARI
 2006.05.15 -  Okullar ne üssü?
 2006.05.11 -  Bu vebalden nasıl kurtulmalı
 2006.05.08 -  Tarihi İpek Yolunda Bir Garip Sultaniye
 2006.04.27 -  ABD'nin yerli dostu
 2006.04.10 -  AÇIK POKER
 2006.04.06 -  Şehrin en güçlü örgütü
 2006.04.03 -  Bu aşkı kim bitirdi?
 2006.03.30 -  Şimdi Nazım Hikmet Zamanı
 2006.03.27 -  Ne okuduğunuza değil, nasıl okuduğunuza bakın
 2006.03.24 -  HÜKÜMET(LER)E MÜTEDAİR
 2006.03.20 -  Recep Konuk;O bir Türkmen Bey'i
 2006.03.13 -  Kızılcahamam'da görmedikleriniz
 2006.03.09 -  Türkiye'nin şansı Özkök mü?
 2006.03.06 -  Teşkilat nasıl olmalı?
 2006.03.03 -  Bush'un Hindistan'da işi ne?
 2006.02.23 -  Tahlil değil gerçek
 2006.02.20 -  Tapusu olan konuşsun
 2006.02.17 -  Türkiye’de platonik siyaset mi var?
 2006.02.13 -  Konya'yı doğru algılamak
 2006.02.09 -  Doldur boşalt ateş et
 2006.02.06 -  YENİ YILMAZ GÜNEY
 2006.02.02 -  Siyasal Ahlak nedir?
 2006.02.01 -  İstikrar kimin işine yaramaz
 2006.01.26 -  MUHALEFET NİÇİN ERKEN SEÇİM İSTİYOR
 2006.01.24 -  ABD'nin son hamlesi
 2006.01.19 -  Ortak öngörü; Nükleer enerji
 2006.01.16 -  2006'nın en zor günleri
 2006.01.05 -  Türkiye'de neden Nükleer santral yok?
 2006.01.03 -  Kurtlar Vadisi-Irak'ın arka planı
 2005.12.27 -  Siyasette boşluk var mı?
 2005.12.15 -  Başbakan'ın gözünde Konya
 2005.12.12 -  Başbakanı beklerken
 2005.12.05 -  O bir üst kimlikli
 2005.11.28 -  Yekpare dünyanın ayrılıkçıları
 2005.11.22 -  Mavi mi yeşil mi akım?
 2005.11.16 -  Nafile anlamaz bunlar
 2005.11.13 -  Bir ülke daha iyi nasıl yönetilebilir ki?
 2005.11.08 -  Ateş hazır, Paris hazır mı?
 2005.10.22 -  Van Kedisi ile Van Canavarı
 2005.10.04 -  Abdullah Gül'ün Uçağında
 2005.09.28 -   Devlet Ve Devlet Adamlığı
 2005.09.22 -  Zenginleşme Formülü–2-
 2005.09.21 -  Zenginleşme formülünü buldum
 2005.09.05 -  AB SİZ TÜRKİYE VEYA TÜRKİYESİZ AB
 2005.08.31 -  Kerbolanlı Ahmet
 2005.08.27 -  Bir medeniyet tasavvuru olarak Vakıf
 2005.08.22 -  Statüko Nedir?
 2005.08.16 -  ACEM ÜLKESİ İRAN
 2005.08.02 -  EK PROTOKOL
 2005.07.20 -  'USA’ BİZİ USANDIRMAYI NE ZAMAN TERK EDECEK
 2005.07.15 -  CONİ VE MEHMET
 2005.07.02 -  Yecüc ve Mecüc rapsodisi
 2005.06.30 -  İkö
 2005.06.29 -  AH NİJAD…!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com