Bu yazıyı yazmama bana ilham kaynağı olan Sayın Ali Bulaç ve Büyükşehir basının değerli editörü Sayın Hüseyin Baş’a önce ithaf ve teşekkür etmeyi bir vazife addederek herkese merhaba diyor, miracınızı tebrik ediyorum.
‘Marxist ideoloji nedir, işçi partisi nasıl ortaya çıkmıştır, Stalin kimdir? PKK, Kürt milliyetçiliği, ulus devlet, hayali cemaat ne anlama gelir? Abdullah Öcalan en son hangi doktrini geliştirmiştir? ABD, İsrail, Almanya bu işte ne kadar müdahildir? Kuzey ülkeleri (Danimarka, Norveç, İsveç, Hollanda) niçin dağdakilere aşırı muhabbet gösterirler? Ahmet bunların hiçbirini bilmez.
Kendisi gibi yoksul, masum Yozgatlı Mehmet’i vurur ve bir gün kendisi de öldürülür. Kayıtlara ve medyaya “terörist” olarak geçer. Mehmet’in de Ahmet’in de annelerinin yüreği yanmış, içlerine son nefeslerini verinceye kadar sönmeyecek ateş düşmüştür. Diyeceksiniz ki, bu iş bu kadar basit mi? Evet, konuya bin senedir İslam kardeşliği içinde bir arada yaşayan Yozgatlı (Kayserili veya Trabzonlu) Mehmet ile Kerbolanlı (Diyarbakırlı veya Halfetili) Ahmet açısından baktığınızda bu kadar basittir. Yine bu gözle baktığınızda çözüm de o kadar basittir. Mehmet de Ahmet de bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Son Peygamber (sas)’in ismini taşımaktadırlar. Kardeştirler. Bu kardeşliğin içini (siyasi, maddi ve kültürel adaletle) doldurun, görürsünüz nasıl kucaklaşırlar!.. ‘
Evet
Ali Bulaç bunları söylerken samimiyetinden zerre kadar bir şüphem yok.
Vaktiyle..
Bu minvalde mecliste vekil sıfatı ile meclis kürsüsünden konuşma yapan Mahmut Alınak, yaka paça aşağı indirilirken sanıyorum Türk-Kürt kardeşliğini vurgulamak istemişti.
Aslında hadiseyi ırk, asabiyet, mensubiyet penceresinden gören ve bu şekilde algılayanlar ya da Kürt veya Türk milliyetçiliğini sadece alt kimlik dar ulusçuluğu içinde algılayanlar, elbette hamasetten analitik akıla geçiş yapamaz olayın fevkine varamaz hadiseyi algılayamazlardı.
Eğer iş asabiyetle hal olsaydı
Ziya Gökalp
M.Akif
C.Sıtkı, AhmetHaşim ve daha onlarcası alt kimlik asabiyet illetinde boğulur giderlerdi.
Ve hatta
‘Çingene’lerle belli bir kuşaktan sonra büyük büyük dedelerimizin akraba kuzen kardeş olduğumuzu kim inkar edebilir. Yoksa ‘Çingene’nin âdem babası ile bizim sizin âdem babamız farklımı…
Âdem tek
Dünya tek
İnsanlık bir âlem iken farklılıklar, din dâhil kültür coğrafya ve yaşam tarzlarındadır.
Dünya kardeşliği aslında hoş bir kavram ama bir o kadar da ütopik-hayali- bir şey. İçi boş bir felsefi düşünce ekolü o kadar.
Geçtiğimiz hafta ulusal bir kanalda Nuray Mert, Faziletli eski bir vekil ve Umran dergisi genel yayın yönetmeni ve program sunucusu gazeteci bir arkadaş bu konuyu bayağı enine boyuna tartışmışlardı.
Konuyu fazla dağıtmadan anlaşılması gereken şudur.
Aynı kökenden gelmesine rağmen aynı cins ve cibilliyetten olan ancak mahalle sokak renk forma farklılığından dolayı cemaat, hemşeri, Galatasaray Fenerbahçe Beşiktaş ayrışmasını içimizde yaşamıyormuyuz,bunlar yalan mı?
Soy sop sülale efendi köylü gibi izolasyon tecrit duvarlarını biz kendimiz, yine kendimizin yüksek,ulaşılmaz, aslında süfli ilkel egolarımız için bina etmiyormuyuz.
Devletlerin kuruluş ve yıkılış sebeplerini kamil manada kaç kişi layıkıyla biliyor?
Gazel okumaya geldimi hazretlerin önünde kimse duramaz.
Ben ne kadar Türksem,müslümansam o kadar kürdüm,arab’ım,çerkez’im,lazım,gürcü’yüm,abhaz’ım deme aidiyetini, insanlık ve üst kimlik erdemini niye kendimizde görmeyiz.Dünyaya dosta düşmana izhar etmeyiz de kıçı kırık şunun bunun zihinlerimizi ve midelerimizi dolduruşu ile birbirimize karşı sen ben öteki konumuna düşeriz.
Ama Oğuz Kağan kadar, Süleyman şah kadar, Osman Gazi kadar cumhuriyetin banileri kadar müslümanım.Alt ve üst kimligimle cinsimle cibilliyetimle gurur duyuyorum iftihar ediyorum.Çanakkalede seddülbahirde sırtsırta yatanların ruh ve gönül iklimini ruhumun her zerresinde hissediyor ve yaşıyorum.
Biz ne zaman kıyama kalktık bir yerlerden ayrılık gayrılık rüzgârları esti, estirildi.
Bizi biz yapan değerlerde çürüme bozulma aslından ıraklaşma başladı işte o zaman, biz biz olmaktan çıktık.
Çanakkale’de sırt sırta yatan Kürt Mehmet’le Türk Mehmetlerin vatan millet ve diğer kutsalları uğruna 20 23 yaşlarında genç yaşlarında kara toprakla buluşmalarını anlamakta geç kalanlara bu mübarek gecenin, miracın inşirah vermesini diliyorum.