Ahmet Hakan her ne kadar başarılı bir haberci ise de, köşe yazarlığında aynı başarıyı göstermediğini düşündüğüm bir isimdi. Ancak Perşembe günü yazısında CHP’ den umudunu kestiğini yazmış. Bende yazının tamamını okuduğumda tespitlerinin altına imzamı atma ihtiyacı hissettim.
3 Kasım seçimleri öncesi ciddi ciddi iktidar hesapları yaptıklarını gördüğümde bıyık altı gülerek izlediğim CHP, bugün ana muhalefet koltuğunda da bizleri şaşırtmamaya devam ediyor.
Asla çözüm önerileriyle gelmemeyi büyük bir erdem görerek, tamamen devletçi yönlerini sergilemekten geri durmuyorlar. Zaten geri durmalarını gerektirecek bir halde yok. Ahmet Hakan’ın varlığını belirttiği %15’lik seçmen bu katı yaklaşımdan oldukça mutlu.
Bu çerçevede bulanık suda balık avlamayı büyük bir nimet olarak algıladıklarını hatta su duru ise hemen bulanmasını sağlayıp oltalarını bıraktıklarını bilmem söylememe gerek var mı?
Toplumda büyük bir çoğunluğun dert yandığı bürokratik cumhuriyet belirtilerinden haz aldıklarını görüyorum. Zira değişimin ve gelişimin önüne set çekme girişimlerinden ben bunu anlıyorum.
Sadece ve sadece Ak Parti’nin ideolojik takıntıları olduğu üzerine muhalefet geliştiriyor, aslında bu takıntının kendilerinde olduğunun farkına bile varmıyorlar.
Kendileri eleştirildiğinde “Atatürk’ ün partisine nasıl bunları söylersiniz.” türünde bir refleksle her türlü problemin içinden çıkma manevrasını oldukça sık ve sıkıcı bir şekilde kullanıyorlar.
Yolsuzlukların, suiistimalin ve torpilin artık alenen yapılmaya yüz tuttuğu Ankara’nın, halka rağmen siyasete davetiye çıkartan merkeziyet anlayışının en büyük destekçisi oluyorlar. Halkın direkt tercihlerinin yansıdığı bir Meclis aritmetiğinde asla iktidar olamayacaklarının farkına kendileri de vardığı için değişimin önünde var güçleriyle duruyorlar.
Bütün bunların etkisinden olsa gerek bu hafta demokrasimizde eşine az rastlanır bir tabloyu bizlere yaşatmayı da başardılar nihayet. CHP’nin kıymetli vekilleri komisyon toplantısı bastı.
Ne acı. Ülkenin geleceğini demokrasiden ve yerelleşmeden, halkın daha çok katılımının sağlanmasından yana olanların vermiş olduğu erdem mücadelesini CHP’nin tüm mevcudiyetiyle engellemeye çalışması Türk siyasi tarihinde üzüntüyle anılacaktır.
Siyasetin nerdeyse Ak Parti’ye endekslendiği bu günlerde, kederli gözlerle, farklı renklerden bir tanesinin daha halkın defterinden silinmek üzere olduğunu izliyorum. Bu üzüntümü paylaşmak, Ak Partinin siyaset arenasında alternatifsiz, tek başına ve muhalefetsiz kalması endişemi belirtmek istedim.
Tıpkı benimde Ahmet Hakan gibi CHP’de ümidin kalmadı.