Kimya ilminden mülhem simya diye bir şey çıkarılmış bir vakitler.
Tabiatta doğal halde bulunan altın madenine alternatif olacak yapay altını, suni şekillerde bulup üretmek maksatlı bir nevi çalışma.
Kani olur mu yani.
Kimya olur mu Simya.
Asılın orijinalin yeri, hiçbir zaman; ikincil şeylerle ikame edilip doldurulmaz, doldurulamaz.
Çalışmadan da hiçbir şey olunmaz. Olunamaz.
Bir bakıma hazır lokmacılar simyacı gibi bir izlenim bırakıyor bende.
***
Konuyu formüle getireceğim.
O yüzden kimya simya formül derken bu muhabbet çıktı ortaya.
Bir önceki yazıda zenginliğin boyutlarından söz etmiştik.
Hani zenginliğin formülünü bulduk ya.
Bugün biraz daha açacağız bu formül konusunu.
***
Üretim araçlarının çağın ve piyasanın ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi ve piyasaya sürülmesi, ekonomik zenginliğin eşiğidir, kapısıdır, anahtarıdır.
Konumuz toprak, tarım, reform, İnsanımızın daha iyi şartlarda hayat sürmesi mevzubahis olunca, örnekleri plan ve eskizleri de bu sahadan vermek icap ediyor haliyle.
Çocukluğumuzda toprağın ekilmesi sürülmesi işletilmesi ve zenginlik kavramına bakış açısı çok farklı idi.
Şimdi ise daha farklı ve girift bir hal aldı.
***
M.İrfan Eröncel, bizim 70’li yıllarda Kimya hocamızdı.
Ankaralı olduğu hatırımda kalmış.
Bizim diyarın gelişmesi kalkınması için bizim zihinlerimize ilk kıvılcımı çakan kahramanlarımızdandı O.
Ankara’da bizi temsil edecek bizim diyarımızdan bir yiğit çıkmamış olsa da, Ankara’dan gelip bizim jenerasyonu yetiştirecek bir Ankaralı olmuş.
İyi ki de olmuş.
Sağolsun.
Görüşmeyeli 30-35 yıl oldu.
Şimdi ne yapar bilmiyorum.
Saygı ile anıyorum kendisini.
Zihniyet olarak sanırım sosyal demokrat bir şahsiyet idi.
Kaliteli hocalarımızdandı.
Benim galiba bizim aslan sosyal demokratları sevmemin altında 70’li yıllarda ki hocalarımın çoğunun sosyal demokrat olmasının demek ki bir payı var.
Evet, kuşkusuz var.
Ama şimdi o anlı şanlı hocalarımı saymayacağım.
Belki fikri zeminleri değişmiş olabilir.
***
Gelişme kalkınma üretim araçlarını farklı kullanma gibi konularda değerli hocamızın aydınlatıcı mesajlarını hayal meyalde olsa birden hatırlayıverdim.
***
Mehmet Altan da bu konularda epey yazı ve yorumlarda bulunan işin esaslı duayenlerinden biridir. Kitaplığımda sanırım imzalı 7 veya 8 kitabını saklıyorum. Fırsat buldukça göz atmak okunmuş kitapları yeniden incelemek hoş oluyor. Eskiler buna tahattur diyor.
***
Hekimoğlu İsmail müstear ismiyle maruf Ömer Okçu’nun bir sözü bu konuda çok önemlidir.
Okçu şöyle diyor: ‘bir birim kumu, kum olarak piyasaya sürerseniz bir birim kazanç elde edersiniz. Kum yerine cam olarak arz ettiginizde10 katı kazanç kazanırsınız. Cam yerine optik sanayini tercih ederseniz bu sefer 100 kat kar yaparsınız. Bilgisayar sektöründe bu sefer bir arayışa girdiğinizde yani bütünleşmiş mikro işlemci yaptığınızda bu kez 1000 kat daha fazla bir gelirin sahibi olursunuz. Daha da ileri gider silah sanayine girdiğinizde ise sizi kimse tutamaz.’
Milli gelir muhabbetinin bu denli ülkelere göre farklılık arz etmesinin sebebi bu olsa gerek.
Mehmet Altan ve Ömer Okçu Beyler tespitte aynı safta yer alıyorlar en azından.
Önemli olan da zaten tespitleri doğru yapmaktır.
***
Üretim araçlarını teknolojinin gerekleri ile kullanmak da zenginliğin olmazsa olmazlarındandır.
***
Bizde Teknoloji eğitimi diploma kariyer ve işe girmede bir araç malzeme olarak algılanıyor.
İstisnaların artması en büyük temennimizdir.
***
Konunun girişini dağıtmaya başladığımın farkındayım.
Sadede geliyorum.
Bende şikâyeti yakınmayı hiç sevmem.
İşte projeye esas olacak bir ön çalışma eskizi.
***
1. Yeni Toprak Reformu ivedi yapılmalı
2. Tapu yerine arazi kullanım izni verilmeli
3. izin süresi 5 yıl ile sınırlandırılmalı
4. Toprak işletim ve üretimi için gerekli araç gereç ve donanım teşkil edilecek yeni bir teşkilat ile yapılmalı.. Üretim faaliyetinde arazi kiralayan çiftçi emeğiyle bu organizasyonda bilfiil çalışmalı. Bir araç ve donanım en az 1000–2000 dönüm için kullanılacak şekilde atıl kapasite yerine tam kapasite çalıştırılmalı.
5. Harekete geçirilecek bu ekip ve donanım içinde tarım mühendisleri, teknikerleri, gönüllüleri ve arazi kiralayanlar bilfiil sahada güneşin altında mesai yapmalı.
6. Tohum, gübre ve diğer ihtiyaç girdileri oluşturulacak bu teşkilat vasıtasıyla ürün planlaması hesap edilerek çağın tüm teknolojisi kullanılarak tek bir kanaldan bir merkezden yapılmalı. Bundan maksat çiftçi tarla sürme tohum bulma ekin ekme gibi girdilerde sermaye ye ihtiyaç duymayacak. Ürün hasadı yapıldığında girdi maliyetleri ve teşkilat masrafları burada düşülecek. Bu iş için tarla bitkileri ziraat mühendis ve teknikerleri ve arazi kiralayanlara yeni bir istihdam alanı oluşmuş olacak. Bu işten nemalanan simsarlar bu piyasada cirit atamaz hale gelecek disipline edilecek. Alternatif ürünler soya mısır ayçiçeği vs ürün planlaması ile kim nerde ne kadar nasıl ne ile ne şekilde ürün üreteceği belirlenecek.
7. Arazi yapısına toprağın ihtiyacına göre hangi ürün ekileceğine bu teşkilatlar karar verecek
8. Su vahşi sulama yerine damlama sulama ile daha optimal ve rantabl kullanılma yolları denenecek.
9. Arazi ve hazine arazileri üretime kazandırılırken yeni toprak ağaları oluşturulmamalı.
***
Tarlasını ekecek araç ve gereci olmadığı için arazisini yarıya çeyreğe veren fakir çiftçi belki bu çalışma ile unutmaya yüz tutan çiftçiliğini tekrar yapar hale gelir. Oğlunu kızını diyarı gurbete salmaz. Oğluyla ordu kızı ile komşu, sırtı pek karnı tok olur. Aşevi muhabbeti olmaz
Fak –fuk fon muhabbeti hiç olmaz.
***