Geçtiğimiz hafta Sûdan Büyükelçiliğinden misafirlerimiz vardı. Birlikte biraz laflarken tercümanın kullandığı bir deyime kafam fena takıldı. “Bıçak kemiğe dayandı” diyordu bir konuda tercüman. Bu lafın üzerine biraz kafa yordum. Düşündüm kendi kendime, “sayfalar dolusu yazının anlatamayacağı pek çok şeyi deyim dediğimiz o büyülü cümle bir çırpıda anlatıveriyor.” Diye geçirdim içimden.
Selçuk üniversitesinde Alman Dili okurken hep kafamda bu deyimler dolaşırdı. Hiçbir zaman ezberleyemedim ama yinede deyimlerin anlatım gücünü hayranlıkla izlerdim. Hala da izlerim doğrusu.
Bulduğum her fırsatta üç beş arkadaşı toplayıp güncel meselelerde beyin fırtınası yapmayı adet edindim uzunca bir süredir. Bu yaz konuştuğumuz ve fırtınalarda yelken tüketimiz en çok konu ise AB ve Türkiye geleceği oldu. Yine bu sohbetlerin birinde AB’nin müzakerelerini başlatmayacağını savunan bir dostuma yanıldığını anlatırken aklıma Sûdan’lı dostumuzun kullandığı deyim geldi. Ardından Avrupa’nın bu yaptıklarını özetleyen bir deyim var mı acaba? diye gözden geçirmeye başladım dağarcığımı. O esnada ise “can çıkar, huy çıkmaz.” Deyimi geliverdi aklıma. Evet can çıkıyor huy çıkmıyormuş gerçekten.
Birkaç yazıda adet edindiğim gibi bu yazıya da bir hikaye ekleyim yarım yamalak ta olsa kalan dimağımda. Akreple kurbağanın hikayesini bilirsiniz. Hani, akrep nehrin diğer kıyısına götürmesi için kurbağaya yalvarmış. Kurbağa ise bak kardeş demiş “seni götürürüm ama sen beni yolun yarısında sokarsın ve ikimizde ölürüz, senin huyun bu” demiş. Akrep “yok” demiş. “Kesinlikle öyle bir şey yapmam endişe etme.” Diye eklemiş. Kurbağa peki demiş, almış sırtına akrebi ve başlamış yüzmeye. Fakat fıtratı sokmak üzerine yaratılan akrep yolun yarısında kurbağayı sokarak öldürmüş. Ölürken de “ne yapalım kurbağa kardeş bu benim huyum işte” demiş.
Şimdi bu Avrupa’nın huyu bu. Can çıkıyor ve huy çıkmıyor. Nihayet bizi uğraştırıp dengeler, alt üst edip sonuçta bizim istediğimiz noktaya geliveriyor.
Hani az önce yazmış olduğum o beyin fırtınalarında hep savunduğum bir şey vardı. Avrupa’nın kesinlikle müzakereleri başlatacağını savundum hep. Nitekim aksini iddia edip karşı çıkan arkadaşlara da bunun gerekçelerini anlatım. Nihayet ortaya çıkan tablo istenilen noktada ki olacağı zaten buydu!
Tabi hükümetin gerek restleri gerekse manevralarıyla bu işin başlayacağına olan inancımı paylaşmalarını görmekte bana güven veriyor. Ben Türkiye’nin bu anlamda ciddi bir yola girdiğini ve demokratikleşme açısından yeni bir sayfa açıldığına inanıyorum. Umarız sonu milletimize hayırlı olur.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 1 yorum
yapılmış )