|
|
|
Bir Fransız Alman dostunu ülkesine davet etmiş. Paris’i birlikte gezmişler. Dostuna Paris metrosuyla ilgili bilgi veren Fransızın bir ara milliyetçi damarları kabarmış. Dünyaca meşhur Paris Metrosunu öve öve bitiremeyen Fransızın abartıları Alman dostunun canını sıkmış.
Fransız “Bizim metromuz o kadar dakik ki, durağa gelen metrolar bir saniye bile gecikmez” demiş.
Durakta birlikte beklemişler. Bekledikleri metro duraktaki saate göre bir dakika gecikince , Alman alaylı bir şekilde “hani metronuz bir saniye bile gecikmezdi?” diye sormuş.
Alman dostunun alaylı tavrını içine sindiremeyen Fransız, “iyi ama sizin Hitler’de binlerce Yahudiyi öldürmedi mi?” demiş.
Bu fıkra Avrupa’nın iki dev ülkesi olan Almanya ile Fransa arasında yüzyıllardan buyana devam eden rekabetin güzel bir örneği. İki ülke hiçbir zaman birbirini çekemez. İki ülke arasında yüzyıllardır meydana gelen savaşlarda yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiştir.
Şimdi durup dururken bu fıkrayı niye yazdığımı soracaksınız. Yaygın basındaki bir haber bana bu fıkrayı hatırlattı.
Ak Parti hükumetinin Avrupa Birliği başarısı çok konuşuluyor. Ak Parti’nin bu başarısını çekemeyenler, bir şekilde muhalefet etmeye çalışıyor.
AB’nin müzakereleri başlatmasından sonra gözler CHP’nin tutumuna çevrildi. CHP baştan buyana belirlediği yanlış politikasını sonuna kadar sürdürünce, başta CHP zihniyetli yazarlar olmak üzere herkesten tepki gördü.
Son günlerde Ak Partinin başarısı kadar da CHP’nin tutumu konuşuluyor. En koyu CHP’liler bile partilerinin bu tutumunu yerden yere vuruyorlar.
CHP üst kadrosu bu eleştirilere makul cevaplar veremiyor tabi ki. Böyle olunca da az önceki fıkrayı aratmayan çıkışlar yapılıyor CHP’de.
CHP’li Onur Öymen başbakan Erdoğan’a “Avrupa Birliğine gireceğimizi söylüyorsunuz. O halde bir bayanı dansa kaldırabilir misiniz?” diye sormuş.
Erdoğan Öymen’in hayatı boyunca altından kalkamayacağı bir cümleyle, taşı gediğine koymuş. “Gel birlikte Türkü söyleyip, horon tepelim”
Öymen’in çıkışı, Fransızın sitemine benziyor.
Kim ne derse desin, Avrupa Birliği sürecinde yaşananlar, solu bir hayli sarstı. Sol kendine yeni bir rota belirlemek zorunda.
Her platformda Atatürkçülüğe sahip çıkan solcular, Atatürk’ün “Muasır medeniyet seviyesi” hedefinden çok uzaklar.
Sağın boşluğunu iyi değerlendirip, merkez sağı tek çatı altında toparlamayı başaran Ak Parti, bu gidişle soldaki boşluğu da değerlendirip, merkez solu da kendisine çekecek gibi.
CHP’ye de Atatürk’ün “muasır medeniyet seviyesi” hedefini, bir bayanla Avrupalı gibi dansetme olarak görmek kalıyor,
Ne diyelim. İyi danslar…
|
Köşe Yazısı
Hakkındaki Yorumlarınız
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|