Ramazanda bireylerin hassasiyetle oto kontrollerinin gelişmesi ve dine bir adım daha yaklaşması beni hep mutlu eder. Nitekim kimimiz ramazanda, kimimiz uçakta, kimimiz yaşlılıkta daha dindar oluyor. Bunun elbette kimseye zararı yok. Herkes istediği zaman dindar olabilir.
Nitekim bu günlerde Hürriyet Gazetesinin reklamlarını görünce ve Hürriyetin; dindar aynı zamanda muhafazakar olduğunu görünce doğrusu biraz şaşırdım... sonra ise onlarda ramazan ayında dindar olma hakkını kullanıyor diye düşündüm.
Fakat bir çelişkinin de varlığı gözümden kaçmadı. Hatırlayacaksınız bu ülkede hem dindar olup, hem de siyaset yapan pek çok insana yıllarca, “dini siyasete alet ediyor” diye suçlama üstüne suçlama yönelttiler. Nitekim aslında bugün olduğu gibi dini hassasiyet taşıyan bireylerin siyaset yapamayacağı gibi bir tablo idi arzuladıkları.
Dün bu suçlamaları yönelten, bugünse bunu farklı vesilelerle tekrarlayan medya organının en meşhurunun reklamlarında dindardır ve muhafazakardır ibarelerini görünce dini ticarete alet ediyor gibi bir düşünce geçti içimden.
Evet ramazan gelmişti ve dini bir takım yaklaşımlarla ticaret yapmanın tam zamanıydı. İşte insanların değerlerine bu kadar uzak kimi zevatın kendini deşifre etmesine müthiş bir örnek.
Sanırım yapılan pek çok ankette en az güvenilen kurumlar listesinin başında medyanın gelmesinin nedeni bu.
************************************************************************************************
Ramazan Meddahları
Ramazan ayına eğlence katan kültürün bizler olduğunu söylersek yanlış bir tespitte bulunmamış oluruz. Evet orta oyunu, Karagözü ve Ramazan sohbetleriyle Ramazanın ruhunu birazda şenlendiren bizleriz.
Geçmişte hep anlatırlar, meddahlar ve orta oyunları en meşhur eğlence yöntemiymiş. Nitekim bugün kendilerinden eser kalmadı. Fakat yerlerini dolduran bir takım medya meddahları da yok değil elbet.
Evet kimisi çıkıp absürd açıklamalar ve saçmalıklarla insanları eğlendirmeye hem de haber bültenlerinde eğlendirmeye devam ediyor.
İşte geçtiğimiz günlerde bunun bir örneğini gördük. Neymiş? “Cinsel ilişkiyle oruç açılırmış.”
Merak ettim. Hangi kafa böyle bir şeye ihtiyaç duyar? Hadi ihtiyaç duydu. Böylesi dandik bir konuyu, böylesi gereksiz bir konuyu, milyonların gözünün içine baka baka hangi tuhaf zihniyet çıkar ve tartışır. Gerçi o tuhaf zihniyeti herkes tanıyor. Onun için onlara meddah diyorum ya.
Bu konuyla ilgili en güzel yorumun aslında İsmail Nacar’dan geldiğini de belirtmeliyim. “şeytanın bile aklına gelmeyecek konuları tartışarak gündemde kalmaya çalışıyor” gibi bir cümle kullanan Nacar’ın mesajı sanırım en güzel mesajdı.
Bu arada bu konularda fetva veren zatın ilahiyatçı olmadığı, kendisinin bir sosyoloji profesörü olduğunu da belirtmek isterim. Fetva vermek kimlere kaldı.