|
|
|
Pazar günü Kontv’nin rahmetli genel müdürü , büyük insan Dr. Ahmet Özcan’ı vefatının 9. yıldönümünde kabri başında anmak için düzenlediğimiz programa katılmak üzere daha önceden sözleştiğimiz şekliyle Sultan Selim Camiinde diğer yönetici ve çalışanlarımızla buluşmak üzere yola çıktım. Mevlana müzesi yakınlarına geldiğimde yoğunluktan dolayı bir süre aracımı park edecek bir yer aradım. Kısa bir arayıştan sonra türbenin yanında yer alan ve gelen misafirlerin araçlarını pak ettikleri yolun kenarında bir boşluk bulup aracımı oraya park ettim.
Araçtan inerken 12-13 yaşlarında bir çocuk yanıma kadar gelerek, “ağabey aracınıza göz kulak olmamı ister misin?” diye sordu.
Hayret dolu bakışlarla önce çocuğu bir süzdüm. Malum mahalleden olduğunu tahmin ettikten sonra, “aracımı kimden koruyacaksın?” diye sordum.
“Ağabey çiziyorlar”
Kim çiziyor, niçin çiziyor?
“Bilmem ağabey , burada bu tür insanlar var?”
Önce kızdım. “Sen çizmezsen kimse çizmez. Hem senin bu yaptığın çok ayıp. Utanmıyor musun? Mevlana hazretlerinin yanı başında bu tür olaylar olur mu? “Gel” çağrısına uyan insanlar Mevlana Hazretlerinin engin hoşgörüsü için buraya geliyor. Sen okul çağında bir delikanlısın. Bir Konyalı olarak bu tür işlerle uğraşman sana yakışıyor mu?”
Ardından, çocuğu yanıma çağırarak, bir süre nasihat ettim. Nasihat ederken araç çizme timinin diğer üyeleri da, yakınlarda bir yerden bizi gözetliyor olmalılar ki yanımıza geldiler. Yaşları 10 ile 16 arası değişen 7-8 çocuk. Onların da duyması için nasihati bir süre uzattım. Çocuklar yanımdan suçluluk psikolojisiyle uzaklaştılar.
Sonrasında da camiye ulaşmam kolay olmadı.
Kaldırımdan camiye doğru ilerlerken ellerinde çevşen gibi bir takım dua ve hediyelik eşya satan bayan satıcıların hücumuna uğradım. Onlardan da zor bela kurtulduktan sonra, yol boyu kaldırımı ve meydanı istila eden işportacılarla karşılaştım.
Ben Konya’da yaşıyorum ve burayı biliyorum. Bana bu tür görüntüler doğal gelebilir. Ancak, dünyanın dört bir tarafından ziyaretçi akınına uğrayan Mevlana Hazretlerinin türbesinin civarlarında bu tür görüntüler olmamalı.
Peki neler yapılabilir?
Bir kere buraya gelen kişilerin ve araçların güvenliği mutlaka sağlanmalı ve bu civarda konuşlanmış “araç çizme timleri” yok edilmeli.
Müze ve Sultan Selim Camiinin yanında ve yakınında bulunan işportacı tipi seyyar satıcılar kaldırılmalı. Bu bölgede ayaklı hediyelik eşya taşıyan hiç kimseye müsaade edilmemeli.
Bu civarda ciddi bir park sorunu bulunmaktadır. Konya’ya turist taşıyan tur operatörleri otobüslerini durduracakları park sorunu yaşamaktadırlar. Bu soruna bir çözüm bulunması gerekmektedir.
Karatay Belediyesi bir an önce yeni binasına taşınmalı, belediyeden boşalan yerler ise Mevlana Hazretlerini ziyaret edenlerin hediyelik eşya temin etme ihtiyacını karşılayacak nostaljik mekanlar olarak düzenlenmeli.
Kısacası bu bölgeyi ismi dünyada Konya’dan daha fazla bilinen Hazreti Mevlana’ya yakışan bir duruma getirmek zorundayız. Bunun için Vilayete, Emniyete, Belediyelere , Sivil Toplum Örgütlerine ve biz medya mensuplarına büyük görevler düşmektedir.
|
Köşe Yazısı
Hakkındaki Yorumlarınız
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|