:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

BUGÜNÜN ÇOCUKLARINA ÜZÜLÜYORUM. 
Nurettin Bay   ( nbay@haberkonya.com )



Nostaljiden hoşlanmayanımız yoktur. Fakat dozunu iyi ayarlamak gerekir. Hep eskiyi iyi, yeniyi kötü görme alışkanlığı zarar verir. Toplumumuzda bu tür hastalığı olanlar vardır.Genel anlamda bu tür insanlardan hoşlanmam. Ama bazen nostalji takılmadan da edemem.

Günümüz modern dünyasının geldiği noktada, eskinin özlenmesi gereken bir çok değerinin bulunduğuna inanıyorum.

Çocukluğum Malatya şehir merkezine çok yakın küçük bir ilçede geçti. Bilmiyorum diğer bütün arkadaşlarım aynı şeyi yapıyorlar mıydı? Bayram arifesinde bana bir kıyafet alındığında ilk yaptığım şey, mahallemizin 80’ini aşmış Zeynep Nenesine koşmaktı. Uzaktan akrabamız olurdu.

Zeynep Nene üzerimdekileri görür görmez niye geldiğimi anlardı. Ve hemen hemen her bayram arifesinde söylemiş olduğu cümleleri yeniden bir kez daha tekrarlardı. “A oğlum, kıyafetin yeni mi? Kim aldı? Ne kadar güzel elbise bu? Sana çok da yakışmış. Daha çok kıyafetler nasip olsun inşallah….” Zeynep Nene’ni cümleleri dualarla biterdi.

Nenenin söyledikleri o kadar hoşuma giderdi ki, mutluluktan adeta kendimden geçerdim. Yaklaşık 25 yıl önce Zeynep Nene hakkın rahmetine kavuştu. Mekanı cennet olsun. Bilmiyorum, şimdiki çocukların Zeynep Neneleri var mı? Veya şimdiki çocuklar kendilerine alınan bir kıyafetin sevincini bizim çocukluğumuz gibi yaşıyorlar mı?

Hiç sanmıyorum. Günümüz tüketim toplumunun çocukları, aynı sevinci yaşamıyorlar sanki...

Bir çoğumuz bilir. Bayram, tebrik kartlarında yeni alınan ayakkabısını başucuna koyup uyuyan bir çocuk resmiyle tasvir edilir zaman zaman. İşte biz o kartların anlattığı duygunun hazzını yaşadık çocukluğumuzda.

Arife gününün çok farklı bir yeri vardı. Şeker toplayacağımız saati büyük bir heyecan içinde beklerdik. Şimdiki çocukların büyük bölümü bayramlarda şeker toplamaya bile çıkmıyor.

Her bayram sabahı erken uyanırdık. Cami evimize biraz uzak olduğu için babam ve evin büyükleri sabah namazından çok önce uyanır ve hazırlık yaparlardı. Sabah namazına Ulu Camiye gidilirdi.

Malatya’nın Battalgazi ilçesi tarihi bir kent. Başkenti Konya olan Selçukluların Keyseri ve Sivas ile birlikte en önemli kentlerinden biri. Yaklaşık 200 yıl önce yeni yerine taşındığından, tarih olarak Malatya’yı Battalgazi ilçesi temsil eder. Zaten Battalgazi’nin 1985’e kadarki resmi ismi de Eskimalatya idi.

Bizim ilçede Selçuklulardan kalan bir gelenek gereği bayram namazı tek camide kılınırdı. O zamanlardaki nüfusu 10 bin civarında olan koca ilçe, bayram günü sabah namazında Ulu Camiye sığardı. Sabah namazı kılındıktan sonra, herkes camiye yaklaşık 500 metre mesafedeki Mihrab’a giderdi. Burası ismini kıble yönünde bulunan büyükçe bir mihrab ve çevresi yarım duvarla örülmüş geniş bir araziden alıyordu. Şimdilerde Bayram kışa denk geldiğinden, ilçede bayram namazı Ulu Camide kılınıyor.

Namaza gidecek yaşta olmayan bütün çocuklar camiden toplu olarak çıkan büyüklerini dört gözle beklerlerdi. Cemaat eve gelmeden önce hiçbir çocuk şeker toplamaya çıkmazdı. İlk bayramlığımızı ise camiden eve gelirken yolda karşıladığımız büyüklerimizden alırdık. Önce büyüklerin ellerini öper ardından bayramlığımızı isterdik. Bu bayramlık ya şeker yada para olurdu.

O zamanlar hiçbir kimse Ramazan Bayramına , Şeker Bayramı demezdi. Bayramlar kutlu olmaz mübarek olurdu. Yine o zamanlar bayramlar bayram olarak kutlanır, büyük küçük herkes bayramı özlemle beklerdi. Şimdi gibi bayramlar tatil günleri gibi algılanmaz, bayramlar için özel hazırlıklar yapılırdı. Bayramın ilk günü genel anlamda, baba ocağında toplanılırdı. Sıla hasretleri Bayramlarda sonra erer, büyük özlemler bayramlarda nihayet bulurdu.

Battalgazi ilçesi yeşil dokunun içine gömülmüş bahçeli evlerden oluşuyor. Evimiz cami istikametinden gelen cemaat için ilk uğrak yeri olduğundan, evimizin önünde mahalleye giriş yapan komşularımız namaz dönüşü ilk bize uğrar ve genellikle bizim evde kahvaltı yaparlardı. Biz çocuklar cemaate hizmet etmekten büyük mutluluk duyardık.

Cemaati uğurladıktan sonra asıl özlediğimiz an gelir ve gruplar halinde mahallelere dağılarak şeker toplardık. Bayramlarda anlatılmaz ölçüde mutlu, huzurlu ve sevinçliydik. Eğer şimdiki çocuklar aynı duyguları yaşamıyorlarsa, çok yazık.


Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
Şu ana kadar yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapmak ister misiniz?

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2006.07.01 -  KONYA 2007’YE HAZIR DEĞİL
 2006.04.20 -  Mr.SOPP, ABD VE PROF. BAYRAK
 2006.04.19 -  Sizin cazibe merkeziniz neresi?
 2006.04.10 -  AMAN DİKKAT!
 2006.04.03 -  Konya'da Kozmik Raks
 2006.03.24 -  KONYA’NIN BEKLENEN YÜKSELİŞİ
 2006.03.22 -  Türbe önünü ne yapmalı?
 2006.03.10 -  KONYA İÇİN BÜYÜK FIRSAT
 2006.02.13 -  VURUN KONYALIYA!
 2006.01.26 -  BAŞI AÇIK NAMAZ VE DAVOS
 2006.01.17 -  KONYA YENİ VALİSİNDEN NE BEKLİYOR?
 2006.01.05 -  AK PARTİ’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE.
 2005.12.30 -  ŞEB-İ ARUS 733
 2005.12.28 -  GERGİNLİK ÜRETME MÜHENDİSLERİ
 2005.12.22 -  KOP için tam sırası
 2005.12.17 -  EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM
 2005.12.12 -  Kes Bir Mevlana!
 2005.12.11 -  KONYA UÇAĞI NEDEN İNEMEDİ?
 2005.12.08 -  KONYA VE AKYÜREK VİZYONU
 2005.11.25 -  KONYA BU İŞTE…
 2005.11.18 -  21 YIL SONRA NEDEN ŞEMDİNLİ?
 2005.11.11 -  KANAL TÜRK’TE KONYA DÜŞMANLIĞI
 2005.11.02 -  BUGÜNÜN ÇOCUKLARINA ÜZÜLÜYORUM.
 2005.10.26 -  Mevlana Civarında araç çizme timi
 2005.10.19 -  Pakistan, Nijer ve Konya
 2005.10.13 -  İyi Dansetmek CHP'yi kurtaracak mı?
 2005.10.06 -  Avrupa bizi neden istemiyor?
 2005.09.28 -  KONYA SAHİPSİZ Mİ?
 2005.09.20 -  VATANDAŞIN RAMAZAN HASSASİYETİ
 2005.09.09 -  HİSARCIKLIOĞLU NE DEDİ?
 2005.09.01 -  KONYA’NIN TABULAŞTIRDIĞI YANLIŞLAR.
 2005.08.25 -  SEYDİŞEHİR NASIL SANAYİ KENTİ OLUR?
 2005.08.18 -  KONYA’NIN ÖTEKİ YÜZÜ
 2005.08.12 -  AMERİKA TERÖRE KARŞI MI, TERÖRÜ BESLİYOR MU?
 2005.08.08 -  RTÜK’TEKİ KONYA AĞIRLIĞI
 2005.07.27 -  KONYA’DA ŞENLİK VAR.
 2005.07.21 -  Konya'daki Eğitim Başarısı ve YÖK gölgesi
 2005.07.14 -  Başkan Akyürek’in Sır Gibi Sakladığı Büyük Projesi Ne?
 2004.08.16 -  İngiltere Tarım Fuarı
 2004.06.26 -  Kayseri Bizi Büyüledi
 2004.06.19 -  Akyürek'i Dinlerken.
 2004.06.16 -  Konya-Ankara Hızlı Tren Projesi Rafa mı Kaldırıldı?
 2004.06.02 -  Zulüm ile Abad Olunmaz
 2004.04.13 -  Hayatı Hep Bahar Yaşamak
 2004.03.20 -  SON DÖNEMEÇ
 2004.03.15 -  Konya’da Seçimi Kim Kazanır?
 2004.03.05 -  Konya Büyürken
 2004.03.03 -  Politika Rüzgarı
 2004.02.19 -  Konya kendi yükünü taşıyamıyor
 2004.01.31 -  Ne Mutlu
 2004.01.27 -  Zorlu Hafta
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com