|
|
|
Tam da siyasi istikrarın yakalandığı bir dönemde, tam da ekonominin iyiye gittiği bir zamanda, tam da 50 yıllık rüyamız Avrupa Birliğine girme yolunda önemli adımlar attığımız günlerde patladı Şemdinli. Meydana gelen üzüntü verici olayları duygusallığı bırakarak mantıklı bir bakış açısıyla irdelememiz gerekiyor. Sağlıklı bir değerlendirme için ise hafızalarımızı zorlayarak 21 yıl geriye gitmemiz gerekecek sanırım.
Sene 1984. PKK önce Eruh’u ardından da Şemdinli’yi kana buladı. Jandarma karakollarına düzenlenen saldırılarda onlarca Mehmetçik şehit oldu.
12 Eylül’ün üzerinden henüz 4 yıl geçmişi. Dört yıllık sükunet döneminden sonra doğunun bu en uç noktalarında meydana gelen hadiseler, tüylerimizi diken diken etmişti. Bunlar terör örgütü PKK’nın o güne kadar yaptığı en büyük eylemlerdi. Milletimiz PKK’nın kanlı yüzüyle ilk olarak 1984’ün yaz aylarında tanıştı.
Sonrası malum. Yıllarca süren terör eylemlerinde binlerce vatan evladını kaybettik. Geriye dönüp baktığımızda, aklı selim herkesin cevabını bulamadığı bir “niçin?” sorusu akıllara takılıyor.
Şemdinli, coğrafi konumu itibariyle terör hadiselerinin yaşanmasına en elverişli noktalardan biri. İran ve Irak sınırının buluştuğu bir noktada yer alan Şemdinli dağlık yapısı itibariyle de teröristlerin rahat at oynatabilecekleri bir ilçe. Geriye halkı galeyana getirici birkaç provokasyon kalıyor ki, onu da yurt içindeki satılık şerefsizler ile yurt dışındaki düşmanlarımız omuz omuza vererek ellerini-kollarını sallaya sallaya yapabiliyorlar.
Şemdinli ile başlayan Hakkari, Van ve Yüksekova ile devam eden eylemler, bir taşla birden fazla kuş varmaya çalışanlara arayıp da bulamadıkları bir fırsat veriyor. Peki yapılmak istenen nedir? Bunu bilmek o kadar da zor değil.
1- Ak Parti hükumetinin her alanda devam eden başarılı icraatları ancak böyle alçakca bir saldırıyla gölgelenibilir.
2- Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son 3 yılda büyük gelişmeler kaydetti. 2002 yılında 2 bin dolar civarında seyreden milli gelir yıl sonu itibariyle 6 bin dolara yükselecek. Bu kadar zenginlik Türkiye için fazla.
3- Türkiye bu hızla giderse 10 yıla varmadan Avrupa Birliğine girecek. Türkiye’nin önünü kesmek için gündeme getirilen ‘Kıbrıs ve Ermenistan’ kılçıkları bütün çabalara rağmen tutmadı. Türkiye’nin önü mutlaka kesilmeli.
4- Bin yıl beraber yaşamış, akrabalık ilişkileriyle etle tırnak gibi birbirinden ayrılamaz duruma gelen Türk- Kürt kardeşliği sona erdirilmeli. Kardeş kardeşe kırdırılmalı.
5- “Afganistan ve Irak’tan sonra kendi kamuoylarını aynı potada buluşturacak yeni bir hedef seçilmeli” düşüncesindeki şahinlerin, istikrarsız ortamlı yeni ülkelere ihtiyacı var. Adaylardan biri neden Türkiye olmasın.
6- Filistin’de dünya kamuoyu karşısında sıkışan İsrail’in yaşaması, ortadoğudaki ülkelerin güçsüzleştirilmesiyle mümkündür. Kürt meselesi Türkiye, Irak, İran ve Suriye’nin yumuşak karnı. Bir taşla dört kuş vurmak işte buna denir.
7- ………………………
Konuyla ilgili daha bir çok madde sıralanabilir. Ama daha fazlasını yazmaya gerek var mı?. Şemdinli olaylarının arkasında kimin olduğu açıkça belli. Yapılması gereken tek şey var. Duygularını bir kenara bırakarak, akılla hareket etmek. Ve aklını kullananlar için, sorunun sona ermesi sadece 10 dakikalık bir iş.
Allah’ın bize bahşetmiş olduğu bu topraklarda kısacık ömrümüz süresince mutlu, huzurlu ve refah içinde yaşamak hepimizin hakkı. Bu hak, adı ne olursa olsun hiçbir gerekçeyle elimizden alınmamalı. Bunun için fazla örneğe gerek yok. Dünyanın en güçlü ülkesi Amerika Birleşik Devletlerine bir bakalım… Yüzlerce ırk, farklı renk ve onlarca değişik kültür nasıl da aynı çatı altında barış içerisinde yaşamakta…Tıpkı Osmanlı Devletinde olduğu gibi… Neden şimdi onlar ecdadınız Osmanlıya , biz ise 50 yıl önce zencilerle aynı otobüse binmeyen beyazların olduğu eski Amerika’ya benziyoruz. Biraz düşünmemiz gerekmiyor mu?
ÖZÜR: Geçen hafta yayına giren yazımın başlığında, Haber Türk Kanalı yerine Kanal Türk yanlışlıkla girmiştir. Kanal Türk ve okuyucularımdan özür diliyorum.
|
Köşe Yazısı
Hakkındaki Yorumlarınız
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|