:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Kavram kargaşası ve niyet okuma 
Abdullah Öksüz   ( abdullah_oksuz@hotmail.com )

Günlük hayatımızda bir çok kavram kargaşası içerisindeyiz. Söylediklerimizle söylemek istediklerimiz arasında zaman zaman anlam farklılaşmalarının yaşanması bile umurumuzda değil sanki. Oysa ki ne anlatmak istendiği kadar ne anlaşıldığının önemini yok sayacak bir iletişimsizliğe artık katlanma lüksümüzün olmaması gerektiğine inanıyorum.
Zira insanlar konuşa konuşa anlaştıklarına göre doğru konuşmalıyız. Doğru anlatmalıyız, doğru anlamalı ve doğru anlaşılmalıyız. Her zaman söylediğim bir sözü yeniden aktarayım ; doğru anlaşılmayan bir hayatı rastlantılar yönlendirecektir.Buradan hareketle doğru anlaşılmayan veya anlatılmayan meramlar muhatapları nezdinde dilediği yoruma açık olarak kalacak ve zan devreye girecektir. Zan ise sadece bireysel ilişki ve iletişimi değil toplum ve toplumun içerisindeki organizasyonların dahi imhasına, huzurunun bozulmasına, dedikodu ve hasedin yaygınlaşmasına, ön yargıların ilişkileri şekillendirmesine ve insanların güvensizliğine götüren en büyük temellerden birisidir. Çünkü zanda gerçek niyet değil niyet okuma söz konusudur, gerçek objektif yorum değil ön yargı vardır, zanda iyi niyet de pek arandığı düşünülemez. Ve bu noktada tüm ilişki ve iletişimlerde insanların açık olma sorumlulukları devreye giriyor. Açık olunmalı ki insanlar niyet okumak zorunda kalmasınlar, açık olunsun ki zan ile değil doğrularla hareket edilsin. Buna şiddet ve hararetle ihtiyacımız var.
Çünkü; millet olarak dayanışmanın, ortak başarılara imza atabilmenin temelinde zan değil bilgi, niyet okuma değil niyetleri doğru anlama ve algılama, eleştirel düşüncenin şeytanileşmesi değil insanileşmesi, haset değil hamd yatar. Farklı olma, farklı düşünme ve farklı söylemler birer zenginlik olsa da bunların sinerjiye dönüşmesi; doğru iletişim ile birbirini tamamlayan unsurlar olursa ancak mümkün olabilir. Niyet okumalar, sözlere maksadının dışında anlam yüklemeler, okumadan/dinlemeden anlamalar ise farklılıkları ayrı ayrı noktalarda kutuplaştıracak, birbirini tamamlamaktan öte çatışmalara zemin hazırlayacaktır.
Toplumsal yaşamda bir çok karakterle, şahsiyetle ve kimlikle karşılaşıldığı gibi bunların tamamını tek beden ve beyine yerleştiren bukalemunların varlığı da bir gerçek. Onlarla birlikte yaşıyor olmak da bir hayli zor. Böyle bir zamanda, pragmatist yaklaşımların menfaat ve fayda arasındaki insaniliği bile örter olduğu, kurgulanmış hayatların neredeyse zamana hakim olduğu bir ortamda doğru iletişim, birbirimizi doğru anlama ve anlaşılır olma gibi bir zorunluluk doğuruyor diye düşünüyorum.
Gelin ilişkilerimizi bir kez daha gözden geçirelim ve arkadaşlıklarımızda, dostluklarımızda kısaca tüm ilişkilerimizdeki samimiyetimizi yeniden test edelim. İletişim envanterimizde menfaatler, çıkarlar ve haset mi? Yoksa faydalar, paylaşım ve hamd mı daha ağır basıyor. Menfaat ve fayda arasında ne fark mı var. Ben; menfaatte hırs ve bireysellik, faydada kanaat ve toplumsallık, menfaatte çıkarcılık faydada paylaşma, menfaatte nefsilik faydada insanilik, menfaatte sahtecilik ve samimiyetsizlik faydada gerçekler, ihlas ve samimiyet vardır diye düşünüyorum. Her faydada bir menfaat söz konusu olabileceği gibi her menfaatte bir faydanın doğmuş olması her zaman umulmayabilir.
Bireysel faydayı toplumsal faydanın önünde tutan, hayat çizgisinde sadece maddi menfaatlerine esir olup ruhlarını canavarlaştıran, fayda zarar denkleminde tedbir, tevekkül ve taktir üçlüsünü doğru senkronize edemeyip kendisi ve çevresine hayatı çekilmez kılanlardan olmamayı Mevla’dan niyaz ediyorum.

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
Şu ana kadar yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapmak ister misiniz?

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2006.09.13 -  Cesaretin kaynağı...
 2006.08.29 -  Olan biteni anlamak
 2006.08.01 -  Sonuç mu? Süreç mi?
 2006.07.18 -  Dünyanın uslu vatandaşı olmak...
 2006.07.11 -  Konya'nın fırsatı
 2006.07.04 -  HAYATIN DALGASI
 2006.06.28 -  DEVLET OLMAK VE GELİŞİM
 2006.06.06 -  GÜNCELİN MALİYETİ
 2006.05.30 -  Üstad hiç bir yerde böyle anılmadı
 2006.05.23 -  SOBE
 2006.05.16 -  X İLİŞKİLER
 2006.05.09 -  YA NEREYE DÖNECEKLER?
 2006.04.25 -  GÜÇLERİN HESABI
 2006.04.19 -  O’NA DAİR…
 2006.04.11 -  GÜÇ VE CESARET…
 2006.04.04 -  DOSTLARA SELAM
 2006.03.21 -  GÜÇ VE KORKU
 2006.03.14 -  KONYA’YI KONUŞMAK…
 2006.03.07 -  DUYGU YÖNETİMİ
 2006.02.21 -  BİZ ONLARDAN DEĞİLİZ…
 2006.02.14 -  İfade Özgürlüğü mü İftira Özgürlüğü mü
 2006.01.25 -  TOPLUMSAL GRİP
 2006.01.05 -  YILBAŞI KUTLAMALARI VE KÜLTÜR
 2005.12.15 -  Kimlik parçalanması ve Aidiyet bütünlüğü
 2005.12.05 -  Kavram kargaşası ve niyet okuma
 2005.10.10 -  Köşeler mi Köşe Taşları mı
 2005.09.12 -  SİZ HİÇ DOLMUŞA BİNDİNİZ Mİ?
 2005.09.05 -  hayata ilk sesleniş:ANNE
 2005.08.16 -  DEĞER İKTİDARI MI? BİREY İKTİDARI MI?
 2005.08.08 -  CANAVARLARLA BARIŞMAK
 2005.07.23 -  Zamane Hainleri ve Tarih Bilinci…
 2005.07.07 -  ERDEMLİ OLMAK MI?
 2005.04.29 -  HAYATIN ÖZNESİ OLMAK…
 2005.03.01 -  Sevgi Medeniyetinin Başşehri...
 2004.12.25 -  Manzara Hayatlar ve Ressamlar...
 2004.12.18 -  Sevgideğer Olmak.
 2004.11.26 -  SESSİZ GEMİ…
 2004.11.09 -  Kedilerin Beyliği
 2004.10.30 -  Doğru yönetenler yada yanlış yönetilenler
 2004.10.19 -  Bir Lokma Bir Hırka mı? Daha Fazlası mı?
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com