Siyasal ahlak normlarının yeni değerlerle geliştirilmesi, devlet yönetiminde ve siyasette dürüst yönetim ve temiz siyaset ülke gündeminden düşmeyen bir olgudur.
Özellikle ülkemizde siyasilerin her hal ve hareketleri herkesin gözü önünde cereyan ettiği için siyaset meydanında ki siyasilerin üslup ve söylemlerinde daha dikkatli davranmaları son gelişmelerle daha da önem kazanmaktadır.
Vatandaşın istekleri ile başlayan siyasal yapı ve bunları yerine getirmekle yükümlü olan kurumların hesap verebilirliğine kadar uzanan yeni karar alma süreci Politika Oluşturma, Planlama, Uygulama, Denetim ve Verimlilik aşamalarından oluşur.
Kanaat Önderlerinin ülkenin gelişmesi ve kalkınması yönünde çalışmaları ile bireylerin hak ve özgürlüklerden en uygun derecede yararlandırılmaları ülküsü, özellikle siyasi aktörlerin en temel varlık sebebi ve sorumluluk gereğidir.
Son günlerde Ana Muhalefet Lideri Sayın Baykal’ın diline doladığı mal varlıkları ile alakalı özel hukuk’a ait kişisel meseleleri uluorta medya ve kamuoyu önünde tribünlere yönelik olarak bir siyasi malzeme gibi kullanmak istemesi maşeri vicdanda şık olmayan bir siyasi davranış biçimi olarak yankı buldu.
Sayın Baykal ülke meseleleri kapsamında hükümete alternatif olacak eleştiri ve tenkitler yapma yerine kişiye ait özel konuları siyaset sahnesine taşımakla seviyeyi düşürdü.
Sayın Baykal neden durup dururken kişisel meseleleri siyasi malzeme yapma gereği duydu?
Ülkenin bir o kadar çeşitli meselesi varken bu konular üzerinde politika oluşturma ve proje üretme yerine neden kişisel mal varlıkları üzerinde tartışma başlattı?
Herhangi bir konu kavram mesele problematik üzerinde siyasilerce politika oluşturulması, siyasi süreç olarak tarif edilir. Politika oluşturmanın siyasi süreci seçmen, birey, parti, parlamento ve kabine aşamalarından geçerek iki temel üzerinde şekillenir.
Siyasi Partilerin dünyayı okuyuş ve algılayış formu olan parti tüzüğü ve programı, siyasi partilerin dünya ve ülke gerçeklerini nasıl algıladıklarını vaz eder.
Sayın Baykal bulunduğu zeminlerde ait olduğu partisini hiçbir zaman merkez partisi konumuna getiremediği gibi hiçbir zaman partisini tek başına iktidara getirecek politika oluşturamamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi içinde süregelen Rahmetli Mustafa İsmet İnönü ve Sayın Ecevit çizgisinde devralınan CHP Siyasi İktidar Silsilesine en son zincir olan Sayın Baykal Başbakanlık payesini partisine kazandıramamıştır. Genel Başkanlığı süresinde hep hizip ve fraksiyonlar yaşanmış partisini iktidara getirecek bir durum ve konum içinde olamamıştır. Meseleye Siyasi ahlâk açısından bakıldığında, siyasi söylem ve kullanılan üslup projelerin önüne geçtiğinde daha çok siyasetin yozlaştığı fikri ön plana çıkar. Bu durum esas itibariyle bireysel ahlak’ın bir neticesi olarak görülür. Takdir ve karar elbette kamu vicdanında şeklini alır.