2006 yılı zor bir yıl olacak demiştim.
Evet dediğim gibi çıkmaya başladı. Karikatür oyunu taşeron Vikinglere ihale edildi, İslam dünyası karıştı. İslam Dünyasının her yerinden infial tepki gösteri namına ne ararsan tekmili birden kontrolsüz bir biçimde sokağa döküldü.
Karikatür çizileli 3 ay olmuş!
Tepkisi şimdi.
Garabet burada.
Papaz efendi’nin katli ile karikatür olayı rastlantı olur olmaz, polisin işini biz bilemeyiz.
Kuş gribi de aslında pek tesadüfî gelmedi ya neyse, yemesek de yemiş gibi olduk.
Bence bütün bunların arka planında İran Devlet Başkanı Mahmut Ahmedinecat’ın nükleer çalışmalar başlatması ve bu duruma karşı bundan rahatsız olanların ortalığı karıştırmalarının ana saik diğerlerinin füruat olması gerçeği vardır..
Bakalım sırada ne var.
Diplomasi ile yapılamayan şeyler işte bu ve benzeri olaylarla yapılıyor.
İnsanların maneviyatlarını alakadar eden hususlar toplumsal olaylara zemin hazırlar.
***
Böyle durumlarda ne yapılmalı?
Türkiye Devletine şu an hâlihazırda bir psikolojik harp harekâtı uygulandığından kimsenin şüphesi olmasın.
Esas mesele burda.
Toplumların tepkisi psikolojisi önceden kontrol edilebilmelidir.
Kontrolsüz güç bazen çok sıkıntılara sebep olur, düzeltilmesi zor olur.
Sonra uluslar arası ihaleler filan açılmak zorunda kalınır, neyimize bizim aman dolduruşlara gelmeyelim.
***
Bu durumdan kim çıkar sağlar?
Kim zarar görür?
Elbette ülkemiz ve bizim İnsanımız.
Böyle durumlarda ne yapılmalı? Sorusuna yanıt arayalım.
Bir kere uzun vadeli stratejik hedef planı yapılmalı.
Muhtemel plan ve oyunlara karşı koyacak milli mukavemet güçleri aydın sivil inisiyatifi oyunlar konusunda bilgilendirilmeli, Bu kapsamda İktidar Muhalefet birlikteliği başta olmak kaydı şartıyla aklı başında sağduyulu heyecan ve hamasete kapılmadan ne yapılması gerekiyorsa o yapılmalıdır.
***
Japon asıllı amerikan vatandaşı Francis Fukuyama ve Yahudi kökenli Amerikalı Samuel Huntington’un ortaya koydukları “Tarihin Sonu” ve “Medeniyetler Çatışması” tezlerinin ön provasına fırsat verilmesin.
Erdoğan, karikatür kriziyle ilgili İslam ülkelerindeki gösterileri değerlendirirken de, özellikle ’Cuma uyarısı’na dikkat çekmesi iyi oldu. Cuma namazlarının istismar edilmemesi gerektiğini belirten Erdoğan, ''Adımlar bilinçli atılsın, kimse zarar görmesin'' mesajını verdi.
Ticari mal boykotuna ben başladım.
Siz ne yaptınız?
Bunların anlayacağı dil ticari dildir.
Fazla söze ne hacet, her şey ortada.
Bugün Cuma, onlara malzeme olacak şeylere fırsat vermeyelim.
Aklıselim ve feraset ile neler yapılmamış ki.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 3 yorum
yapılmış )
Muzaffer'e teşekkür.
teşhisleriniz yerinde ve dogru.Bizim köklü bir devlet gelenegimiz var.Eger bu böyle olmasaydı,Anadolu cografyasında bin yıldan beri bulunamazdık.Bütün yapılmak istenen '' Türkiye yani anadolu cografyası öyle bir agaçtır ki,büyüdükçe budanmalı,kurumaya yüz tuttukça sulanmalı'' bu söylem artık geçerliligini yitirdi.Çünkü bizim insanımız degişti.Anlayışlar degişti. Üstelik hariciyemizde çok degerli bürokrat ve misyon şeflerimiz var.5. kol faaliyetleri eskisi gibi doldur boşalt ateş et mantıgıyla olmuyor artık.yapılan bir çok provokasyon ters tepiyor.müsterih olalım,ama uyanık olmayıda unutmayalım.Katkılarınız için teşekkür ederim.Mustafa AZILIOĞLU.
Dünyada soğuk savaşla birlikte bir satranç oyunu oynanmaya başlandı. Bu oyunda oyuncular hep karşıt görüşlü insanlar oldu. Daha doğrusu masaya zorla oturtuldu. Önce komunist ve kapitalistler, sonra sağ ve sol, sonra etnik gruplar, şimdide Hristiyanlık ve Müslümanlık. Oynatan hep aynı ama oyuncular farklı. Son zamanlarda karikatür krizi ile başlayan olaylar aslında eskiye dönük olaylar. Özellikle son zamanlarda ortadoğu ülkelerinde iktidara gelen radikal islamcı gruplar birilerinin oyunlarının başlaması için ön ayak oldu. Bu gruplar parlamaya mazır gruplar ve birçoğu terör olayları ile gündeme gelen gruplar. Özellikle İran'ın nükleer programına başlamasının ardından ve Ahmedineccad'ın fevri tavırları, bu satranç oyununda önemli hamlelere zemin hazırladı. Artık oyunun en kızıştığı zamanlar. Türkiye olarak bu oyunda hangi safta ve renkte olacağımızı belirlemeliyiz. Artık tek bir piyon bile kaybetmeye hakkımız yok. Her taş geleceğimiz için çok önemli. Hükümetin akıllı hamleler yapmasını umuyorum
[
2006/02/09 22:57
]
Artık dünyada dengeler değişmeye başladı. Müslülanlara karşı bir kışkırtma süreci başladı. Özellikle Hamas'ın büyük farkla meclise girmesinin ve İran'ın nükleer projelerini hayata geçirmeye başlaması ile bu oyunlar daha da hız kazandı. Neden Danimarka derseniz bu ülkenin dış ihracatı çok düşük yani dışarı attığı fazla mal yok. Bu yüzden en az zararla kurtulacak ülke o. Son zamanlarda Ortadoğu ülkelerinde radikal islamcıların başa geçmesi ile bu ayak oyunlarına her geçen gün başka bir oyun ekleniyor. Artık taşlar oynamaya başladı. Medeniyetler arası satrançta en zorlu hamleler yapılıyor. Bu oyunda safımızı ve taşımızı çok iyi belirlemeli ve piyon bile olsa her taşımızın kıymetini iyi bilerek oynamalıyız.