Siyaset felsefesi üzerine yazılmış çok eser var. Bugün siyaset yapan birçok siyaset adamının yoğun politik çalışmalardan fırsat bulup siyasi okumalar yapmaya zaman ayıramadıklarını duyarız. Hâlbuki siyaset felsefesine en çok yer verip işlemesi gerekenler onlar olmalıdır.
Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi’ni, Aristoteles’in Politikası’nı, Platon’un Devleti’ni, Machiavelli’nin Hükümdar’ını okumamış insan, siyasetin felsefesini kavrayamaz.
***
Siyaset Felsefesi nedir? Neyi araştırır? Neyi işler? Neyi konu edinir? Neyi irdeler? Siyaset felsefesi ile neye ulaşılır? Siyaset felsefesi neyi çözümler?
Siyaset Felsefesi siyasetin doğasını, amaçlarını, kapsamını ve içeriğini araştırır. Siyasetin hizmet stratejisi bu disiplinde şeklini bulur.
Siyasi hayatın siyasi eylemlerin siyasi söylemlerin sonuçlarını, özelliklerini ve dayanaklarını inceler. Bu saha bizim yazarçizer ve siyasi gözlemcilerin alanına girer.
Siyasetin sorunlarını, konularını, cevaplarını felsefi bir gözle irdeler. Herkesi ilgilendirir.
Çeşitli ideal devlet düzeni önerilerine yoğunlaşarak devletin yapısını, kaynağını, ödevlerini ve değerini felsefeye özgü yöntemlerle temellendirir. Günümüzde var olan ya da geçmişte var olmuş devlet biçimlerini, siyasi yapılanmaları, yönetim düzenlerinden tahlil ve sentezlere ulaşır. Siyasi parti program ve tüzükleri hazırlanırken ülkenin arzu istek ve stratejisine göre siyasi vizyon ve misyon bu disiplinin esasları çerçevesinde şekillenir ve belirlenir.
Devlet adamında aranması gereken nitelikler ve sorumluluklar soruşturulur. Çeşitli siyasal ütopyaların yapısını ve gerçekleşme imkânları değerlendirilir. Yerel ve Merkezi hükümetlerin kısaca devlet ricalinin alanını meşgul eder.
Birey ile devlet ya da siyasal otorite arasındaki ilişkiyi siyasal yaşamın temel konularını özgürlükler ve sorumluluklar açısından çözümler. Sivil Toplumun ilgi alanına girer.
''adalet'', ''özgürlük'', ''özel mülkiyet'', ''barış'', ''eşitlik'', ''insan hakları'' gibi çok temel kavramların anlamlarını açıklığa kavuşturur.
Siyasetin insan yaşamındaki yerini ve önemini, başta felsefeye ilişkin kapsamını bütün yönleriyle ele alır.
***
Siyaset Felsefesini bu kadar ele aldıktan sonra İktidar-Muhalefet arası diyalog ve bakış açısı üzerinden Maliye Bakanı Unakıtan hakkındaki gensoru için şunları söylemek mümkündür.
Muhalefet makro siyasi söylemler yerine konuyu Maliye Bakanının şahsında temerküz ettirerek mikro bir siyaset stratejisi izlemiştir. Hâlbuki Makro siyaset felsefesi taktik ve stratejisi izlemiş olsaydı daha etkili bir sonuç elde edebilirdi. Bu durumda gösteriyor ki Ana Muhalefet Partisi içinden yükselen yeni oluşum ve yeni söylemler hiçte haksız değil. Ana Muhalefet Partisi gensoru ile kendi kalesine gol atmıştır.
***
“Platonik” kelimesi “maddesel olmayan, sadece düşünsel boyutta var olan” anlamındadır.
“Aristokrasi” bilgelerin yönetimidir. Her iki kavram da Platon’un siyaset felsefesine kazandırdığı söylemlerdendir. Platon’un siyaset felsefesi, “Toplumlar, filozofların kral, ya da kralların filozof olduğu güne kadar, rahat huzur yüzü görmeyeceklerdir.” Sözü çok meşhurdur. Platon’un toplumu bilgelerin, filozofların yönetmesi gerektiği yolundaki aristokratik, oligarşik görüşlerinin en temel hükmünü içeren söylemidir.2400 yıl önce söylenmiş olmasına rağmen ne kadar çağcıl ya da ne kadar çağdışıdır?
Sonuç olarak söylemek istediğimiz siyaset felsefesi bir ilim dalıdır. Siyasilerimiz bu disiplinde gereken tedris ve terbiyeyi yeteri kadar almaları ile siyaset sahnesine yeni kazanımlar sağlanacaktır.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 1 yorum
yapılmış )
Siyaset, insanlıkla ve yönetimle birlikte başlayan bir oldu. Ülkelerin yönetiminde kullanılan bir yöntem. Ama özellikle son 100 yıl içinde siyaset ülke çıkarlarının korunmasından çok kişilerin çıkarları ön plana çıktı. Siyasetle uğraşan kişiler ben demeden önce biz demeyi bilmesi gereken insanlar olmalıdır. Çünkü ''Biz'' iyi olunca ''Ben'' zaten iyi olurm demeyi bilmelei gerekir. İktidar her rejimde vardır ama muhalefet demokrasilerde vardır ve vazgeşilmezidir. Muhalefetin görevi hükümetin eksik yanlarını tamamlamak ve ülkeye hizmet etmektir. ama son yıllarda muhalefet başbakan ve bakanların açığını kollayan, kabineden çok kişilerle uğraşan bir yapıya dönmüştür. İktidarlar ise kendi menfaatlerini ön plana çıkaran yollar izlemeye başladı. Menfaat dünyası denen kavram en olmaması gereken yer olan meclise bile taşındı ise yapılacak ne kaldı bilmiyorum