|
|
|
Mart’tayız…
İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabul edilişinin 85. yıldönümü ile Çanakkale Zaferi’nin 91. yıldönümünü kutluyoruz. Akif geliyor aklımıza…
Kanayan bir yara gördümü ciğeri yanan, Çanakkale’deki kahramanları
“Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.”
Diyerek anlatan, İstiklal Marşımızın yazarı Milli Şairimiz Mehmet Akif… İslamiyet’in gericilikle alakası olmadığını, müspet ilimlerle dini ilimlerin beraber götürülmesinin gerektiğini belirten 20. yüzyılın ‘aydın” insanı…
Ve Çetin Altan’ın anlattığı bir anı geliyor aklıma…
Şöyle diyor:
“1961, yahut 62’ydi. Milliyet’teki odama, odacı Bayram girdi.
-Sizi biri görmek istiyor, dedi.
-Buyursun…
İçeri traşı uzamış, üstü başı bakımsız, yaşlıca, çelimsiz bir adam girdi. Hafif bükük bir boyunla:
- Bendeniz, dedi, Mehmet Akif’in oğluyum…
Bir anda ne olduğumu şaşırdım ve nasıl şaşırdım bilemezsiniz.
Eski bir dostluk havası yaratmak istercesine:
- Oooo buyurun buyurun, nasılsınız… Türünden bir yakınlık göstermeye çalıştım.
O tavrını bozmadı:
- Rahatsız etmeyeyim, dedi. Sizden ufak bir yardım rica etmeye gelmiştim…
Gökler mi tepeme yıkıldı; yer mi yarıldı da, ben mi yerin dibine geçtim; doğrusu fena allak bullak oldum…
Tek yapabildiğim şeyi yaptım, cüzdanımı çıkarıp uzattım.
O, boynu bükük boyunla:
- Siz ne münasip görürseniz, dedi.
Cinnet cehennemlerinin tüm yıldırımları düşüyordu yüreğime”
Ve günün birinde İstanbul sokaklarının bir köşesinde bir kamyonun içinde bir ceset bulundu. Sahipsiz bir ceset bu… Kimse sahip çıkmıyor. Anlayacağınız belediyelik bir mesele... Hemen kimliğinin tespiti için çalışmalar başlıyor. Cesedin kime ait olduğu kısa bir süre sonra bulunuyor.
Ertesi gün gazetelerde küçük bir haber:
“Soğuk kış gününde İstanbul’da bir kamyonun içinde bir ceset bulundu. Cesedin hüviyet tespit çalışmaları sonucunda Emin Ersoy’a ait olduğu öğrenildi”
İstanbul’da sahipsiz bir ceset…
Adı: Emin
Soyadı: Ersoy
Mehmet Akif Ersoy’un oğlu…
Emin’in ismi Safahat’tan sonra bir de polis kayıtlarında geçiyor, ‘kimsesiz’ olarak.
Emin Ersoy… Şu günlerde rahmetle andığımız, kendisiyle övündüğümüz, arkasından Fatihalar yolladığımız Milli Şairimizin oğlu! İstiklal Marşı Şairi’nin oğlu!
Bırakın dirisine, ölüsüne bile kimse sahip çıkmıyor.
Çok Acı!
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 8 yorum
yapılmış )
|
peki arkadaşlar bunuda biliyormusunuz akif beyoğlında san antiona kilisesinin yanındaki şu an üstünde dünyaca ünlü yıllık üyelik ücreti 37 bin dolar olan bir binada öldü ve ahmet yenilmez bu yerin müze yapılması için *mehmet akif dönüyor ya siz neredesiniz *adlı bir tiyatro oyunuyla imza topluyor kültür bakanlığından burasının müze yapılması için çalışıyor |
|
|
|
peki arkadaşlar bunuda biliyormusunuz akif beyoğlında san antiona kilisesinin yanındaki şu an üstünde dünyaca ünlü yıllık üyelik ücreti 37 bin dolar olan bir binada öldü ve ahmet yenilmez bu yerin müze yapılması için *mehmet akif dönüyor ya siz neredesiniz *adlı bir tiyatro oyunuyla imza topluyor kültür bakanlığından burasının müze yapılması için çalışıyor |
|
|
xxx
[
2007/03/18 11:05
] |
|
ne hale gelmişiz bize şimdi okullarda okuduğumuz marşımızı yazan mehmet akif ersoy'un oğludur ölen. bence bu önemli kişileri koruma altına almamız gerekir. |
|
|
|
çetin altan ile ilgili olay nerede geçiyor bana yazar mısınız? |
|
|
m.a
[
2006/03/28 09:31
] |
|
gerçekten bazı değerlerimize hiç sahip çıkmıyoruz.Mehmet Akif ERSOY'un oğlu eğer doğrusya tabi böyle bir ölümü asla haketmemiştir diye düşünüyor kendisinin kabrinin cennet olmasını cenabı mevladan niyaz ediyorum. |
|
|
|
TarÖyle bir zamanda yaşar olduk ki, maalesef Akif'in oğlu olmak itibar kazandırmıyor. Günümüzde artık, Milli Şair'in evlatları (kan bağı olmasına gerek yok, manevi evlatları da buna dahildir) yerine milli ekonomimizin başındaki isimlerin çocukları daha saygın bir yer tutuyor. Kimi mi kastediyorum, tabii ki Kemal Abimizi... Tayyip amcamızı... Ulaştırmacı Binali dayıyı... ve nice kul hakkı bilinciyle yetişmiş vatan evlatlarını!!! A |
|
|
|
Yok canım biz bakarızda, unutmayızda aydınımızı,yazarımızı... Hiç unuttukmu Aziz nesinleri,Uğur mumcuları, Abdi ipekçileri... Biz unutmayız... Aradan kaçmış işte merhum Akifin oğlu...
Ayıp ayıp, işimize geleni yapar, gelmeyeni karalar,unutur,hiç oralı olmayız. Biz buyuz işte malesef... |
|
|
|
Bu ülkede gerçek aydınların sonu hep karanlık olmuştur. Yaşarken değerini bilmediğimiz, yerden yere vurduğumuz aydınlarımız öldükleri zaman gerçek değerleri anlaşılıyor. Mehmet Akif Cumhuriyet döneminin en milliyetçi ve vatansever aydınıydı. Bu vatan için Libya çöllerinde gizli görev bile yapmış bir insan. Bu ülkenin kurtuluşunu anlatan İstiklal Marşımızı yazıyor ve kuruş para bile almıyor. Hatta Safahat'a bile koymuyor. ''O benim milletime aittir'' diyebilecek bir aydın. Peki değerini bilebildik mi? Daha doğrusu hangi aydınımıza gereken değeri bildik. Hepsi öldükten sonra kıymete bindi. Akif diyor ki ''Tarihten hisse alınırmış ne masal şey. 5 bin yıllık kıssadan çıkar mı yarım hisse. Tarih tekerrürmüş diye tarif edilir. Edermiydi tekerrür hisse edilse'' |
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|