:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Körler Ülkesinde Görmek İdamlık Suç mudur? 
Taner Aydın   ( taner145@hotmail.com )


Çarşamba akşamı televizyon kanallarında şöyle bir gezdikten sonra yine seyredecek bir şey havasında tam televizyonu kapatmaya hazırlanırken, uzun süre Ankara bürosunda da muhabir olarak görev yaptığım, Kanal–7 takıldım. Nazlı Ilıcak, Nihal Bengisu Karaca, Pınar Türenç, Süleyman Ateş, Sibel Turnagöl. Ancak büyük uğraş sonucu yolları bir araya gelebilecek gibi görünen bir beşli. Masada tartışılan konu Yeni Şafak gazetesinin yaptırıp geçtiğimiz hafta içerisinde okurcularıyla paylaştığı meşhur kamuoyu araştırması. Araştırma sonuçları etraflıca masaya yatırılırken, araştırmada kadın hakları açısından Türk toplumu yanıtlarda bir ikirciklik ortaya koyuyor. Masadakilerde buna yanıt arıyor. Ama önce katılımcıları kısa geçmişlerine bir bakalım:
Nazlı Ilıcak, yılların tecrübeli kalemi 28 Şubat ta ayakta dik durmayı başarabilmiş gazeteci yazar sıfatı taşıyan nadir liberal demokrat simalardan. Aynı dönemde Nazlı Hanım gibi aynı şekilde duruş gösterebilen bir başka hemcinsi gazeteci Gülay Göktürk’ün hakkını da burada teslim etmek lazım. O dönemde ülkede andıçların uçuşup, insanların kamusal alan dışındaki özel ev hallerine bile girilerek fişlenip tasnif edildiği toplum mühendisliği süreci hala hafızalardan çıkmadı. Öyle ki iddia ediyorum Cumhuriyet tarihinde yapılan hiçbir askeri müdahale 28 Şubat post-modern darbesi kadar ne hedefine ulaşmış nede bu dönemdeki kadar at izi, it izine karışmıştı. Peki, izleri hala devam ediyor mu? Belki 1997 deki kadar derin ve aleni değilse de, hala bu ülkenin başbakanı seçkinler eliti tarafından toplumdaki geniş bir yığına zenci muamelesi yapıldığından yakınıyor ise yok diyemeyiz. Geçelim diğer konuklara;
Prof. Süleyman Ateş, eski Diyanet İşleri başkanı, eski 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı, akademisyen. Pek çok kişiye göre Prof Dr. Yaşa Nuri Öztürk’ün farklı bir sürümü. Geleneksel ehli-sünnet vel cemaat akaid anlayışına zaman zaman ters. Halen hayatını Vatan gazetesinde yazar olarak sürdürüyor.
Pınar Türenç uzun yıllar gazetecilik yaptıktan sonra son seçimlerde Anavatan partisinden siyasete girerek almaya çalıştığı yolda gemisinin yelkenini istediği rüzgârla dolduramayınca bu sevdadan vazgeçti.
Nihal Bengisu Karaca, Zaman gazetesindeki yazarlığının yanı sıra Aktüel dergisinde yazarlık yapıyor. İyi bir sosyolog, iyi bir entelektüel, güçlü bir kalem. Kendine özgü bir okur kitlesi oluşturdu. Sibel Turnagöl ise modellikle başladığı kariyerine ses sanatçısı olarak devam ediyor.
Düzeyi iyi ayarlanmış bir forum havasında geçen oturum Pınar Türenç’in kendinden beklemeyeceğim bir şekildeki türban-modernite yaklaşımıyla programın entelektüel boyutu da kalmadı. Pınar Hanıma göre türban yâda baş kapatma tamamen geleneksel muhafazakâr bir durum. Eş zamanlı olarak da varılmak istenen muasır medeniyet çağdaş Türk toplumu görüntüsünden uzak bir duruş. Konuşmaya giren Prof Ateş, “Baş örtmek Kurandaki vazgeçilmez nas’dır. Yani farzdır, namaz kılmak, oruç tutmak gibi kuraldır” deyince Pınar Türenç’in yanıtı, “ Hocam o Kuran’a göre, anayasaya göre biz medeni kanunla yöneltiliyoruz. Buna karşı mı çıkıyorsunuz”. Süleyman Ateş’in yanıtı orada yazana bir şey demedim ama Kuran böyle der. Türenç’in yanıtı o bildik Ortodoks mantıkla kutsallar beni bağlamaz, bağlayana da iyi gözle bakılmaz dayatması. Toplum içinde hiçbir sorun teşkil etmeyen konular siyasal seçkinler tarafından sorun... Bakın Türenç üstelik bu tahammülsüzlük üzerine yaklaşımını hem de liberal sağ görüntülü demokrat elbisesi üzerinden yapıyor. Pınar Hanım bunla da kalmıyor Nihal Bengisu Karaca’nın baş örtme biçimini de siyasi amaçlı anlamını yüklüyor. Arkasından bu başında taşıdığı alamet-i farikası türbanı ile iş bulabilinmesinden dolayı Nihal hanımı tebrik bile ediyor. Nihal Hanım türbanı sorun olmaz ise pek çok yerde başarıyla çalışabileceğini, yeteneklerine güvendiğini belirterek haklılığını savunuyor.
Kim ne derse bu ülkede din hayatı üzerine seçkinler oligarşisinin insanların dini hayatına bakışı hep eli sopalı oldu. Adına da kim ne derse desin Fransız ulusalcılığından çıkma laiklik anlayışına kafam oldum olası hiçbir zaman yatmadı. Acaba bu ülkede İngiliz Anglo-Sakson laisizmi olsaydı bugün bu ülkede gene bunları tartışıyor olur muyduk? Kendi hesabıma söyleyeyim hiç zannetmiyorum
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 9 yorum yapılmış )

z.şeylan [ 2006/05/09 17:39 ]
türbandı sakaldı bıyıktı derken özden uzaklaşıyoruz biraz da kur'anın özüne inebilsek...mesela o muhteşem Rahman Suresi ....'hiç düşünmez misiniz...' ayetiyle (defalarca tekrarlanan) Allah sesleniyor kullarına...ne kadar düşünebiliyoruz? sadece müslümanlar olarak yapay tuzaklara düşüyoruz özden uzaklaşıyoruz...
[ 2006/05/09 17:38 ]
türbandı sakaldı bıyıktı derken özden uzaklaşıyoruz biraz da kur'anın özüne inebilsek...mesela o muhteşem Rahman Suresi ....'hiç düşünmez misiniz...' ayetiyle (defalarca tekrarlanan) Allah sesleniyor kullarına...ne kadar düşünebiliyoruz? sadece müslümanlar olarak yapay tuzaklara düşüyoruz özden uzaklaşıyoruz...
zeki coban [ 2006/03/31 16:54 ]
öncelikle hayırlı olsun
değerli kardeşm
yanlız nacizane bir kaç bilgi dogrusu ortaya koymak isterimki
güdelik siyasal kültürün birer figüranları olan ve adına alim denen kimselerin bilgileri tartışılmazdır fakat alimlklerinden şüphe duymak gerekir.
bu kimselerin beyanlarına temkinli yaklaşmak gerektir

ikinci olarak, türk siyasasını, adepte edilmiş, batı kavramları ile tanımlamaya çalışırken ve aksaklıklarını ortaya koyar ilen yine bir imkan olarak başka bir batılı anlayışa günderme yapmak zannımca başkabir siyasal bunalıma kapı aralamak anlmına gelir.
yorumlarımı son paragrafı sınırlı tutmayı edepten sayarım şöyleki ,
yorumlar şahsidir ve fakat onun dayandığı bilginin hakikat olması kaydıyla
slm
sedat [ 2006/03/31 12:49 ]
bir inanç duygusunu baskı altına almak kadar ileri gidilen şu günlerde,bu baskıyı kuran kişilerin sözde inançlarının arkasındaki firavunluğu kabul ettirme girişimleri malesef gelenekleşmiş ''Türkler her zaman kendi kendilerini yıkar'' mantığını o kadar güzel destekliyor ki..hala anayasa mı kuran mı kafa yapısından kurtulamayan zihniyetteki cahilliği de,gözü dönmüş bir savaşçı misali düşmanına saldırmasına benzetiyorum..ne yazık ki saldırdığı düşman da kendi kanından kendi atalarından ve en kötüsü de kendi ümmetinden olanlar..yazık ki ne yazık..görmek idamlık mıdır bilmem ama görmemek hak ediyor sanki!!
ersal [ 2006/03/31 12:48 ]
sSevdaya dair nevarsa gözlerimizde kanadı kırık kuş duygusallığında gönlümüzü kaptırırken biryerlere tv'i kaosunda kaybolup gerçeğe dair nevarsa alzaimer sancısı yaşıyor Grift bilmecelerde kayboluyoruz.Sır telaşında geçen ömrün medya taaruzunda patriot görevi yapan kalemlere Allah Utandırmasın diyorum
MURAT CAN [ 2006/03/30 14:30 ]
İnsanoğlu doğası gereği mutlaka inancı olan bir varlıktır. Ben inanmıyorum diyen biri bile mutlaka birşeylere inanıyordur. Bütün dinlerdede, ılımlılarla muhafazakarlar veya veya inancı olmayanlar hep görüşlerini birbirlerine kabul ettirmeye çalışırlar. Bu insanlığın varoluşundan beri süregelen ve budan sonrada kıyamete kadar devam edecek olan bir olgudur. Allah , bütün canlıları farklı yarattığı gibi insanları da düşünsünler ve doğruyu bulsunlar diye farklı yaratmıştır. Önemli olan farklı fikirler değil , farklı fikirlerin buluştuğu ortak noktadır. Bu noktada insanlık başlar, hoşgörü başlar. Bu nokta kalp noktasıdır sevgi noktasıdır. Bu sebepledir ki her ne inanca sahip olursa olsun karşımızdaki insana ilk önce insan olduğu için saygı duymamız gerekir. İnsanı insan yapanda bu erdemdir.
[ 2006/03/30 13:26 ]
güzel tespitler olmasına rağmen biraz sessiz kalacağı görüşündeyim.çünkü okuycu kitlemiz çok fakir başarılar
ersal [ 2006/03/29 10:20 ]
Bir katre Gözyaşı düştü Kalemine sağlık
mustafa [ 2006/03/28 19:20 ]
İyi analiz etmişsiniz, fakat o kişiliklerin geçmişlerini de irdelemek gerekmez mi?

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.01.30 -  Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
 2008.12.31 -  Filistin’de barışın tek formülü
 2008.11.28 -  IMF’ye gerek yok batmayız?
 2008.11.12 -  Sevsinler
 2008.10.24 -  Ekonomi, Aktütün, ve Ergenekon
 2008.08.12 -  Rus- Gürcü savaşı nasıl sonuçlanır?
 2008.07.07 -  Demek hukuka herkesin bir gün ihtiyacı oluyormuş
 2008.06.21 -  Ve Viyana düştü
 2008.06.06 -  Yağ çıkaracak deve
 2008.05.01 -  Ünal Karaman, sezon başında Konyaspor’un yeniden başında
 2008.04.01 -  Ağlama duvarı
 2008.01.23 -  Kürtleri ne yapmalı
 2007.10.30 -  Recep Konuk’da bir öğretmenmiş
 2007.09.28 -  Sudiye Kasapçopur’un hikayesi
 2007.09.24 -  Alışacaklar
 2007.09.14 -  Luis Washington Konyaspor'da ne yapar?
 2007.09.10 -  Türkiye devrim yaşıyor
 2007.09.06 -  Nerde kalmıştık…
 2007.07.20 -  Oyumu vereceğim parti
 2007.07.03 -  Seçim anketleri doğru mu?
 2007.06.22 -  Zeyno Baran olayı
 2007.06.17 -  Filistinliler hepinize yazıklar olsun!
 2007.06.07 -  Aday listelerine nerden bakıyorsunuz?
 2007.05.28 -  Meclis’te seçim sonrası iki parti olur
 2007.05.22 -  Konya’nın milletvekili adayları sönük kaldı
 2007.05.11 -  Kim nereden aday, eskiye rağbet olsaydı !!!
 2007.05.05 -  Sizce neyin seçimi
 2007.04.28 -  Gibisi fazla bunun adı “muhtıradır”
 2007.04.13 -  Büyükanıt paşa Tayyib Erdoğan’a Çankaya yolunu açtı
 2007.04.03 -  Demirel’den artık iyice sıkıldım
 2007.03.20 -  Helalinden iş, helalinden eş!
 2007.03.05 -  Konyaspor yazısı…
 2007.02.26 -  Melekler şehri terk edince
 2007.02.07 -  Kıyamete beş mi var?
 2007.01.29 -  Hırant Dink’in toprağı neden mi bol olsun?
 2007.01.24 -  Hrant Dink nasıl katledildi?
 2006.12.25 -  İyi seneler
 2006.12.02 -  Atina’da 3 gün
 2006.11.08 -  Noterdam’ın kamburu
 2006.11.01 -  Paris’ten insan manzaraları
 2006.10.11 -  Askerin tepkisi
 2006.09.26 -  Liverpool’da bir Galatasaray anısı
 2006.09.19 -  Öğrenmeyi öğrenmek
 2006.09.09 -  Lübnan’a asker gönderilmesi kime yaradı?
 2006.08.26 -  Konyaspor başkanı Ahmet Şan’a davet
 2006.08.15 -  Lübnan Hizbullah’ı
 2006.07.21 -  Cevap veriyorum…
 2006.07.13 -  Hamas ve 3 Şart
 2006.07.06 -  Zidan’ın ardından
 2006.06.19 -  Ahmet Davutoğlu ile dış politika turu (2)
 2006.06.12 -  Ahmet Davutoğlu ile dış politika turu
 2006.06.02 -  Türk Solu hastalıklı bir soldur.
 2006.05.24 -  Kasımda seçim olur mu?
 2006.05.13 -  Ermeni soykırım yasa tasarısı ve Türkiye Ermenileri
 2006.05.06 -  BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ NEDİR?
 2006.04.29 -  ABD’Yİ MUSEVİ CEMAATİ YÖNETİR
 2006.04.19 -  TERÖRİST KİMDİR ?
 2006.04.10 -  Şahinlerden güvercin olur mu?
 2006.03.31 -  ARAFAT’IN RÜYASI
 2006.03.28 -  Körler Ülkesinde Görmek İdamlık Suç mudur?
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com