Başbakan Sayın Erdoğan'ın danışmanı Cüneyt Zapsu ve Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin ABD'de yaptığı dış politika çalışmaları, birçok yerde yankı buldu.
Sayın Zapsu ve Dişli, 6–7 Nisan'da Washington'da Richard Perle başkanlığında ve Neocon denilen muhafazakâr çevrelerin katılımıyla birtakım Think-Tank toplantılarına katıldı.
Zapsu'nun ulusal düzeyde ülkenin şanına yakışır tarzda incili çavuş misyonu üstlenmesi Amerikalı meslektaşlarına taviz vermeden dik ve onurlu duruş sergilemesi dışarda olduğu kadar içerde de eleştiri odağı olmasına sebep oldu.
Özel temsilci ile devletin resmi hariciyesi arasında doğal farklar olur. Hiç bir hariciyeci son söyleyeceğini ilk söylemez. Bu yüzden kaliteli hariciyecilere “Poker Face”denilir. Duygularını asla belli etmez bu tip insanlar. Ama özel temsilcinin böyle bir çekincesi yoktur. Sayın Zapsu bu bağlamda poker yüzlü olma gereği duymadan birebir açık poker oynamanın avantajını kullanabilmiştir.
Diplomasi formatının dışında açık poker oyun ve sarf edilen net ifadeler, Perle ve Neoconları oldugu kadar, onların buradaki uydu speaker’larını da bayağı hoplatmış oldu. Bunların woofer’ları ne kadar yüksek çıkarsa çıksın, sözü yükseltmek isteyenler, sesi yüksek çıkanlar karşısında elbet galebe geleceklerdir. Yapılan müzakerelerden anlaşılan, Hamas'ın Ankara'ya davet edilmesinin hazmedilememiş olmasıdır.
Gizli gizli el altından aba altından terörü bir dış politika aracı olarak kullananlara Sayın Zapsu ve Sayın Dişli tarafından kendi dilleriyle gerekli mesaj iletilmiştir. Ülke için doğru olan yapılmıştır. Her ne kadar Sayın Başbakan hakkındaki ifadeler içerdekiler tarafından çarpıtılarak kullanılsa da açık poker her zaman bu işlerde geçer kuraldır.
Hadiseyi ''dış politika skandalı'' olarak görmek ve göstermek isteyenler büyük bir yanlışın içindedir. Beyin ve göbek bağı ile bir yerlerin dümen suyunda hurufat dizmek, saray kedisi olmak gerçekten zor bir durum. İncili çavuş felsefesi ve hikmeti, ülke için dik duruş mantığı birileri tarafından anlaşılamıyor. Onların havsalası bunu almıyor. Bunlar ürkek ve çekingen bir politikayı geçer kural kabul ediyorlar. Tipik bir uydu ve mihver ülke strateji anlayışının üzerine çıkamıyorlar. Türkiye ulus ve devlet olarak bütün bunlardan çok uzaktadır. Ülkede, doğru yerde ve doğru zamanda doğru kurgular yapılıyor. İçerde oynatılan uzaktan kumanda oyunlar bütün bunların yüzünden.
Sesi yüksek çıkanlar ile sözü yükseltenler arasında bir fark var.
konjonktürel planda sesi yüksek çıkanlar, sözü yükseltenler karşısında galebe gelmiş gibi gözükse de, esas olan sözün yükseltilmesidir.
Biz bu ülke için varını yoğunu seferber edenler olarak kendi özümüzü kendi sözümüzü mutlaka yükselteceğiz.