Dün Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği Siyasi İşler Bölümünden Dr. James R.Sopp Kontv’yi ziyaret etti. Yönetim Kurulu Başkanımız Ahmet Özer, Genel Müdürümüz Şükrü Hıdıroğlu ve Konya Fm Genel Müdürümüz Tülay Lale ile birlikte Mr.Sopp’u dörtlü çapraz ateşe tuttuk.
Mr.Sopp, engin bir hoşgörüyle bizi dinledi. Amerikalı bir yetkiliyi bulmuşken, aklımıza gelen bütün soruları sormaya çalıştık. Irak , Afganistan, İran gibi her konudaki sorularımıza soğukkanlı bir şekilde cevap veren Mr.Sopp, Ortadoğu mevzuunda konusuna hakim birisi.
Dr.James R.Sopp, öncelikle Konya’ya niçin geldiğini açıkladı. Ona göre, Türkiye Ankara demek değil. Amerika’yı da Washington veya New Yourk’tan müteşekkil sanmak yanlış. Yine Amerika’yı sinema ve dizilerdeki gibi algılamanın da doğru olmayacağını söylüyor.
Türkiye’yi anlamak için de Ankara’nın dışına çıkmanın şart olduğunun altını çiziyor.İşte bunun için Konya’da Mr.Sopp.
Dilimiz döndüğünce Konya’yı anlatmaya çalıştık. Konya ile birlikte Türkiye’yi de anlattık. Anadolu’nun Ankara’dan farklı, kendi merkezinden farklı göründüğünü kaydettik. Dikkatle dinledi ve anlattıklarımızdan etkilendi.
Sonra bizim sorularımız…
Önce Irak. Irak’taki istikrarsız ortamın ve bitmeyen iç savaşın ABD’nin eseri olduğunu söyledik. Ve bu durumun bir komşu ülke olarak bizi rahatsız eteğini ilettik.
Bize hak verdi. Ancak, ABD olarak Irak’da demokrasi ve barış istemeleri ve bu konuda yoğun çaba sarf etmelerine rağmen başarılı olamadıklarını kaydetti. Aslında başaracak olanın kendileri değil Irak halkı olduğunu ifade eden Mr.Sopp, “onlar demokrasi ve barış istemediği sürece oraya demokrasi gelmez “dedi. Irak’a demokrasi getirmek için müdahale etmediklerini belirten Dr.James R.Sopp, “Saddam bütün dünyayı tehdit ediyordu. Dünya barışı için tehlike arz ediyordu. Biz onun için Irak’a girdik” şeklinde savunma yapıyor.
Peki ya, hani hep dile getirdiğiniz kimyasal silahlar ne oldu? diye sorduk. ‘Evet haklısınız. Kimyasal silah bulunamadı. Ancak Saddam Birleşmiş Milletler’in denetim çağrılarına olumlu cevap vermedi. Herkes Irak’da kimyasal silah olduğunu söylüyordu.’diye cevap veren Mr.Sopp’a “ çok güçlü bir devlet olarak biliniyorsunuz. Yumuşak bir devrimle veya bizatihi Saddam’ın kellesini kopararak bu sorunu çözebilirdiniz. Neden bütün Ülke’yi yerle bir edercesine büyük bir savaşa giriştiniz” diye sorduk.
Tercümanı olduğu halde Türkçeyi iyi bildiğinden, tercümanı pek araya katmadan konuştuğumuz Mr.Sopp, bu sorumuza gülümsedi ve hoş bir cevap verdi. Ülkesinin gücünün bütün dünyada abartıldığını anlatan Mr.Sopp, “o kadar da güçlü değiliz” şeklinde konuştu. Irak’la ilgili diğer ısrarlı sorularımız karşısında Mr.Sopp, tarihe geçecek bir cümle sarfetti. “Evet Irak’ta belki yanlış yaptık, ancak haklıydık”. Kim bilir belki birkaç yıl sonra haklı olmadıklarını da anlarlar diye aklımızda geçirdik.
Mr.Sopp’la konuştuğumuz bütün konuları köşe yazısına sığdırmak mümkün değil elbette. Ancak fevkalade istifade ettiğimizi söyleyebilirim. Diğer konuları belki başka yazılarımda dile getiririm.
Sıra Türkiye’ye geldiğinde “Türkiye başka” dedi. Ve konuşmasını sürdürdü. “Çünkü Türkiye güçlü bir devlet. Çünkü Türkiye dünyanın 24. büyük ekonomisine sahip. Çünkü Türkiye Nato’nun ABD’den sonraki en güçlü ülkesi. Çünkü Türkiye dindar. Çünkü Türkiye laik tek İslam ülkesi.Çünkü Türkiye muhafazakar bir aile yapısına sahip.” (Dr.James R.Sopp konuşması boyunca hep Amerika Birleşik Devletlerinin de dinine bağlı ve muhafazakar bir toplum olduğunu, Amerika ‘nın bu özelliğinin ancak başkent ve birkaç bilinen büyük kentin dışına çıkılması durumunda anlaşılabileceğini ifade etti.)
Görüşmelerde, ABD’nin başta Türkiye olmak üzere bütün İslam coğrafyasında artan bir şekilde antipati topladığı da gündeme geldi. Biz bunun nedenlerini söyledik. Kamuoyunda, ABD’nin doğu blokunun çöküşüyle birlikte Müslüman devletleri cephe aldığı yönünde bir kanı oluştuğunu dile getirdik. Amerika’nın bunun böyle olmadığını kanıtlaması gerektiğini ifade ettik.
Oluşan genel kanı hakkında bizi doğrulayan, Mr.Sopp, “ancak Amerika’nın iddia edildiği gibi Müslüman devletleri cephe almadığını, bölgeye demokrasinin yerleşmesi için çaba sarf ettiğini iddia etti. Buna örnek olarak da, Mısar’da ilk defa çok partili seçime gidilmesini, Kuveyt’te kadın hakları noktasında ilerleme kaydedilmesini ve yakın zamanda Filistin’de özgür ortamda yapılan seçimleri gösterdi.
Anladığımız ve Mr.Sopp’a da anlattığımız, Ortadoğu’da kan ve gözyaşı bitmedikçe, Amerika’nın yaptıklarının doğru bir şekilde algılanamayacağı oldu. İyi bir diplomat olarak gördüğümüz Dr.James R.Sopp’un anlattıklarından pek çok yeni şey de öğrendik ve iyi bir görüşme oldu. Sanırım toplumların birbirlerini anlamaları için bu tür görüşmelere ihtiyaç var. Bir de program teklifinde bulunduk. Büyükelçiliğin izin vermesi halinde programa çıkmaya hazır olduğunu söyledi.
++++++++++++++
Dünkü önemli bir diğer konuğumuz ise Selçuk Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Elektrik ve Elektronik Bölüm Başkanı Prof. Dr.Mehmet Bayrak’tı. Prof. Bayrak, takdir edilecek bir mücadele sergiliyor. Yıllardır hep söylenen, hem siyasilerin, hem yerel idarecilerin ve hem de Üniversite camiasının desteklediği Konya’ya Teknik Üniversite kurulması projesiyle ilgili yoğun çaba sarf eden Prof. Bayrak, başbakanın Konya’ya gelişiyle birlikte bu projeye start verilebileceğini söylüyor. Konunun gündeme gelmesini sağlayan Bayrak’ın çabalarını herkesin desteklemesi gerekiyor. Şehir nüfusu 1 milyonu bulan Konya’ya Teknik Üniversite şart. Teknik üniversite Konya ekonomisine ve Konya sanayisine büyük katkı sağlayacak. Bunun için kendisini destekliyoruz ve herkesin de destek olmasını bekliyoruz.
Başbakan Recep Tayip Erdoğan Konya’yı seviyor ve her gelişinde büyük bir projenin müjdesini veriyor. Cumartesi günkü müjdesi neden Teknik Üniversite olmasın?
++++++++++++++++++
Salı akşamı Kontv’de canlı yaptığım Haftaya Bakış programına da değinmeden geçemeyeceğim. Büyküşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Prof. Dr. Yasin Aktay ve Doç. Dr. Şaban Çalış’ın katıldığı programda Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde Amerika Birleşik Devletlerine yapılan geziyi irdeledik. Hazır bugünkü konumuz Amerika olunca, bu konunun da gündeme gelmesi gerekiyordu. Konya’nın artık Amerika Birleşik Devletlerinde de konuşuluyor olması önemli bir gelişme. Kimileri düzenlenen sempozyumu ve geziyi küçümseyebilir. Doç. Dr. Şaban Çalış, “Amerika’da tanıtım ve lobi, iğneyle kuyu kazmak gibidir “dedi. Kazıya ilk başlayan heyet bu heyet oldu. Benzer çalışmaların bütün dünyada devam etmesi gerekiyor. Bunları yapmazsak Konya’yı bir marka şehir haline dönüştüremeyiz.
Program konu ve içerik olarak ağır olduğu halde, geriye dönüşleri çok iyi oldu. Programa yoğun ilgi olması, umarız yeni benzer adımların atılmasına da vesile olur.