 |
Yorum Sizin! ... |
Nadide Ü.Altıparmak ( ) |
|
Her sabah haberleri takip etmeye çalışırım. Bir haber programı var ki haberlerden sonra kıssadan hisse çıkarmamız için farklı hikayeler, haberler, öyküler, alıntılar okurlar. Ben de bana düşen hisseyi almak için pür dikkat dinlerim. Bazen de o hisseyi birilerine pay ederim.
Şimdi size anlatacağım kıssada bilim adamları bir deney yapmışlar. Hayvanların davranışları ile ilgili. Bir odaya dört maymun yerleştirmişler. Bilim adamlarından biri odaya girip odada bir şeyler ayarlarken yerinde durmayan maymunun birine iyi bir ense tokatı vurmuş.
Deney için sonrasında bir maymunu odadan çıkarıp başka bir maymunu odaya koymuşlar. Yeni gelene ne yapacaklarını merak etmişler. Gelen maymuna odadaki maymunlardan biri iyi bir ense tokatı vurmuş. Bilim adamları davranışın tesadüf olup olmadığını anlamak için diğer eski maymunlardan birini dışarı çıkartıp yeni bir maymun koymuşlar. Gelene de bir hoş geldin tokatı vurmuşlar. Bilim adamları emin olmak için yeni bir maymunu odaya bırakmışlar eskiyi çıkarmışlar durum yine aynı, gelene yine bir ense tokatı derken bir daha odaya yeni bir maymun koymuşlar durum yine aynı... her gelene bir ense tokatı ... eskilerin hepsi çıkmış, yeniler gelmiş gitmiş gelen hep ense tokatı yemiş, tokatı neden attıklarını tokatı neden yediklerini bilmeden... Atalarını maymun olarak görenlerin zoruna gidecek ama yapacak bir şey yok ... Gerçi şöyle bir çevrenize baktığınızda hayata uyarlaması çokta zor bir deney değil ama... Kesin, şapkası olanın şapkası düşer keli görünürdü, kendini göremese de... Şapkanın modeli fötr de olabilir, kaskette model hiç önemli değil, kel göründükten sonra! Her neyse, umarım beğenmişsinizdir, kıssayı.
Geçen Pazar günü anneler günüydü. Bu vesile ile tüm annelerin, kendi doğurmadığı halde evlat edindiği çocuklara emek ve sevgi veren annelerin, anneler gününü tekrar tekrar kutlamak isterim. Pazar günü haberleri izlerken çok duygulandım. 4 şehit asker o gün toprağa verildi. Ayrıca Doğu’da bir muhtarın evinin önüne yerleştirilen bombayla oynayan çocukların 4’ü şehit oldu. Şehitliklerde ki annelerin dramı derseniz o bambaşka bir dramdı, içimiz kan ağlayarak izledik. Ayrıca huzurevlerindeki anneler için yapılan organizasyonda o boynu büküklerin hali beni çok etkiledi.
Ne olduk biz böyle? diye kendi kendime hayıflandım.
Kimileri kendince sebeplerle askerimizi, insanımızı şehit edip ana yüreğini yakıyor, kimi de anasını, babasını huzurevlerine atıyor. Huzurevlerinde analar, babalar mahsun boynu bükük kalıyor.
Biz böyle bir toplum muyuz? Ekrandan yansıyan, yüzümüze tuttuğumuz ayna değil mi? Bizi yansıtıyor, ne yazık ki. Türk toplumunun kalabalık aileden, çekirdek aileye düşürülmesi ve atom çekirdeklerinin parçalanmasının resmidir bu.
Biz büyükleri bereket, rahmet olarak gören bir toplumken analarımızı, babalarımızı huzurevlerine yerleştirir olduk. Allah’ın rızası anne, babasına bağlıyken. Analarımız, ‘Cennet analarının ayakları altındadır’ Hadis_i Şerifiyle başımıza taç edilirken. Bile bile bu kopuş niye. Bunu anlamak çok zor. Yoksa batıya adapte olurken, ilmi değil, kültürü almamızdan mı kaynaklanıyor. Yoksa din ve töre dinamiklerimizi kendi kendimize, elimizle yok edişimizden mi kaynaklanıyor. Varın orasını siz düşünün! Yorum sizin.