:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

SİYASAL YOZLAŞMANIN NEDENLERİ 
Mustafa Azılıoğlu   ( mustafaazilioglu@hotmail.com )



Türk düşünürü Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig adlı eserinde “liyakatli yöneticilerde bulunması gereken Hasletleri şöyle ifade eder. Hüküm vericinin, hüküm sahibinin, hükümdarın Nasıl Olması Gerektiği Yusuf has hacip’in gözüyle şöyledir.
“Bey/hükümdar, memleket ve kanunu siyaset ile düzene koyar; halk hareketini onun siyasetine bakarak tanzim eder.”
“Beyler örf ve kanuna nasıl riayet ederlerse, halk da aynı şekilde örf ve kanuna uyar.”
“Hüküm vericinin özü sözü doğru ve tabiatı güzide olmalıdır.”
“Bey doğru sözlü olmalı, tavır ve hareketleri ile itimat telkin etmelidir. “
“Bey adil olmalıdır.”
“Bey hayâ sahibi ve insanların seçkini olmalıdır.”
“Bey takva sahibi ve temiz olmalıdır; eğer bey takva sahibi ve temiz kalpli olmazsa, hiç bir vakit temiz,doğru ve isabetli karar alamaz..”
***

Koçi Bey 17. yüzyılda yaşamış bir Türk düşünürdür. IV. Murat, bilgi ve tecrübesinden yararlanmak için Koçi bey'i kendisine danışman tayin etmiştir. Koçi Bey yazdığı danışma raporlarında Osmanlı İmparatorluğunda çeşitli makam ve görevlerdeki ehliyet/liyakat ilişkisine ve asıl önemlisi kayırmacılığa karşı, Hükümdara vermiş olduğu raporlarında çözümler önermiştir.
İşte bunlardan bir kaçı;
''Yüksek makamların şunun bunun aracılığı ile verilmesi doğru değildir. En bilgilisi hangisi ise ona verilmek gerektir... Bir cahilin, sırf eskidir-kıdemlidir diye bir bilgilinin önüne geçmesi haksızlıktır. Bilgi ve dirayeti olunca, genç de olsa zarar vermez. Yaşlı ile genç, bilgi ile marifette eşit olunca yaşlının önüne geçmesi daha doğrudur. Amma bilgi ve marifetten yoksun olunca 1000 yaşında da olsa halka faydası olmaz. Ve hakkı yanlıştan ayıramaz.''
***

Can Aktan, Siyasal yozlaşmaların sebeplerini sıralarken bir nevi topluma karşı Koçi Bey’in rolünü üstlenir. Seçmenler, kamusal mal ve hizmetlerden elde edecekleri faydayı, Siyasal partiler yeniden seçilebilmeyi garantilemek için oylarını, Bürokrasi, makam, saygınlık vb. imkânları koruyabilmek için bütçeyi, Çıkar ve baskı grupları da devletten elde edecekleri rant’ı büyütmeyi düşünürler.
***


Aşağıda genel olarak siyasal yozlaşmaların ortaya çıkmasında etkili olan faktörler özetlenmektedir.(dipnot 1.)
1. Toplumsal değişim süreci ve modernleşme.
Modernleşme, toplumun her kesiminde hızlı bir değişmeyi içermektedir. Siyasal kurumlar ve kurallar (kanunlar, yönetmelikler vb.) sürekli olarak değişmekte ve sistemin biçimsel kontrol yapılarında boşluklar meydana gelmektedir. Dolayısıyla siyasal karar alma sürecinde rol alan aktörler bu boşluklardan yararlanmayı fırsat bilmektedirler.



2. Kamu görevlilerinin maaşlarının yaşamlarını idame ettirmeye yetmeyecek düzeyde olması.
Rüşvet, irtikâp, zimmet ve ihtilas şeklindeki siyasal yozlaşmaları arttırabilir.

3. Bir toplumda eğitim ve kültür düzeyinin düşük olması.

Esasen siyasal yozlaşma gelişmiş ülkelerden ziyade özellikle az gelişmiş ülkelerde daha fazladır. Az gelişmiş ülke insanının değer yargıları gelenekseldir.Bağımlılık ilişkileri yaygındır. Çalışma ve başarıdan çok, yakınlık, ailebağları, eş dost, hemşehrilik gibi geleneksel bağlar ekonomik kriterlerden önde gelmektedir. İnsanları çalışmaya ve başarıya yöneltici motivasyonlar daha zayıftır. Aksine fırsatçı ve spekülatif kazanç yollarına eğilim fazladır.

4. Bir ülkenin hukuk sistemindeki belirsizlik ve boşluklar.

Yasalarda açık bir şekilde cezalandırılmayan veyahut ta yasada yer almakla birlikte cezai müeyyidesi suçu caydırıcı nitelikte olmayan siyasal yozlaşma türleri yaygınlık gösterebilir.

5. Gelir ve servet dağılımındaki eşitsizlikler.

Toplumu oluşturan bireyler arasında gelir ve servet yönünden büyük boyutlara varan eşitsizlik varsa bu milli gelirden düşük pay alan kimseleri siyasal yozlaşmalarda bulunmaya sevk edebilir. Çalışarak kazanmanın ve zengin olmanın mümkün olamayacağına inanan bireyler, kısa yoldan ve kolaydan para kazanma eğiliminde olabilirler. Aynı şekilde bir ülkede fonksiyonel gelir dağılımında da önemli boyutta dengesizlik söz konusu ise bu da bazı tür siyasal yozlaşma eğilimlerini arttırabilir.
Örneğin, müteşebbis ve rantiyeci kesim milli gelirin çok büyük bir kısmını alıyorsa, bu ücretli kesimin siyasal ahlak anlayışını zedeleyebilir. Ücret yetersizlikleri ve dengesizlikleri de mevcut ise o zaman kamu görevlilerinin rüşvet, zimmet, irtikâp vb. türde siyasal yozlaşmalara yönelmeleri söz konusu olabilir.

6. Modern demokrasi kültürünün yerleşmemiş olması.
Öte yandan, ''pratoryanizm'' (askeri müdahaleler) kamu kaynaklarının israf edilmesinde ve yolsuzlukların yaygınlaşmasında önemli rol oynayabilir.

7. Spekülatif kazanç peşinde koşma
Vurgunculuğu ve köşe dönücülük gibi düşünce ve eğilimleri artırır.

8. Popülizm
Popülizm özellikle geleneksel toplumlarda ve gelişmekte olan ülkelerde siyasetçilerin oy avcılığı yapmada uyguladıkları politikalardan birisidir. Popülizm özünde Halkçılık demektir. Popülizm, geniş anlamda tüm halkı kucaklayan, toplumun tüm kesimlerini önemseyen, halkın iradesinin önceliğini savunan ve halk egemenliği fikrini benimseyen bir ilkedir. Daha dar anlamda Popülizm, toplumun belirli bir kesimini kucaklar. ''Köycülük'' ve ''köylü severlik'' bir tür popülizmdir. Popülizm'de ''köylü ve çiftçi'' geleneksel kültürün beşiği ve koruyucusu olarak kabul edilir ve ona sahip çıkılmasından söz edilir. Popülizm' de şüphesiz sadece köylünün değil memur, işçi, emekli gibi kesimlerin de çıkarlarının korunacağından ve gözetileceğinden söz edilir. İlk uygulamalarına eski Rusya'da rastlanılan Popülizm ya da Narodizm (Rus Halkçılığı) birçok ülkede varlığını sürdürmektedir. Ülkemizde de popülizm, ''halkçılık'' adıyla gerek tek parti programında (CHP Halkçılığı) ve gerekse 1937 değişikliği ile Anayasa da yer almıştır.
Şüphesiz Popülizm' in kendisini bir siyasal yozlaşma türü olarak ele almak söz konusu olamaz. Ancak, bu ilke genellikle siyasetçilerin halkın duygularını sömürmesi, belirli seçmen kesimlere yalan-dolan, aşırı vaatte bulunma şeklinde siyasal yozlaşmalara imkân sağlamaktadır. Dünya borsalarının oynaması ile birlikte spekülatif rant avcılığı yapanların içgüdüsel beslendikleri saik özetle budur.
***
Dipnot 1:Coşkun Can Aktan, Temiz Toplum ve Temiz Siyaset, İstanbul: T Yayınları, s.55–62
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

Ahmet [ 2008/04/14 18:48 ]
Çok teşekkür ederim bu konuda beni bilgilendirdiniz ve ödevimede yardımcı oldunuz sizden böyle güzel yazılar daha çok bekliyoruz Mustafa Azılıoğlu Abi

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.06 -  Affan Dede'ye para saydım
 2009.01.30 -  Şimon ve Tayyip
 2009.01.21 -  Ne Zengin Fakir Ne Sen Ben Farkı Olsun
 2009.01.17 -  Ne haktan korkar ne hicap çeker
 2008.12.18 -  Yönetmek ve yönetilmek üzerine
 2008.10.24 -  Kılıç ipeği kesmez.
 2008.10.11 -  İKİ ÇAKAL
 2008.09.18 -  Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!
 2008.08.04 -  Monteskiyö’ den Emre Aköz ‘e
 2008.07.31 -  Katıra gem vursan at olurmu?
 2008.07.10 -  Sahipsiz köpek ne yapsin
 2008.07.07 -  Kalem ve kılıç
 2008.06.27 -  Haysiyetsiz meşhur muteber
 2008.06.08 -  İyi ki varsın Süleyman Bey
 2008.05.29 -  K...ni zevk sahibi imiş
 2008.05.27 -  Hürrem'in göğüsleri cezbetmiş Kanuni'yi
 2008.05.20 -  Leyla Hanım ritüeli
 2008.04.11 -  Asıl azmaz bal kokmaz
 2008.03.22 -  Dün bugündür,yarına ümitvarım.
 2008.03.13 -  Akif Konya’ya gelmiş haberimiz yok
 2008.02.27 -  Oh ne ala,mualla
 2008.02.14 -  Bir demet gül ve karanfil
 2008.02.12 -  Modernleşme yahut muhafazakar değişim
 2008.01.24 -  O iş benim boyumu aşar
 2008.01.22 -  Abdülhamid’in Mirası
 2008.01.17 -  Tebrikler Kime
 2007.12.28 -  Akif’i Kaç Kişi Anladı ki….
 2007.12.18 -  Pulsuz dilekçe
 2007.11.26 -  Güle Güle “Adamın Kralı”
 2007.11.15 -  Konya’nın Güzel Olan Tarafı
 2007.11.08 -  Dostumuz! Amerikadan Ne Aldık
 2007.11.03 -  MÜSİAD’da Mustafa Çalık ne dedi.
 2007.01.12 -  MERAK ETME
 2007.01.10 -  DOST DÜŞMAN OLURSA NE YAPILIR?
 2006.12.27 -  KIL TÜY
 2006.12.23 -  SİLLE-İ MİLLET
 2006.12.20 -  Cumhurbaşkanını buldum
 2006.11.29 -  ŞEHİRLERİN BAHTINA
 2006.11.23 -  DEVLET NİŞANI NEDEN VERİLMİYOR
 2006.11.22 -  TESEV RAPORU
 2006.11.16 -  DR. ANIL BEY
 2006.11.15 -  BİLMESİNİ BİLMEK
 2006.11.02 -  2016 da ne olacak?
 2006.10.31 -  Boşa Geçen Yıllar
 2006.10.27 -  Geyik türüne bir örnek de benden.
 2006.10.06 -  HEKİMLERİMİZ
 2006.10.01 -  Hekimlerimiz, Hastanelerimiz ve Sağlık Personelimiz.
 2006.09.22 -  Bereket yağar gönüllere
 2006.08.16 -  Ahh Osmanlı...
 2006.08.07 -  Siyasetçi kendini nasıl geliştirmeli?
 2006.07.31 -  İsrail-HAMAS Savaşı
 2006.06.28 -  Helvası olmayan şehir
 2006.06.16 -  SİYASAL YOZLAŞMANIN NEDENLERİ
 2006.06.02 -  UNESCO, SETTAR, MEVLANA
 2006.05.29 -  AHLAK VE KARAPINAR’DA PETROL
 2006.05.20 -  RAHVAN MEHMET VE MARATON YARIŞLARI
 2006.05.15 -  Okullar ne üssü?
 2006.05.11 -  Bu vebalden nasıl kurtulmalı
 2006.05.08 -  Tarihi İpek Yolunda Bir Garip Sultaniye
 2006.04.27 -  ABD'nin yerli dostu
 2006.04.10 -  AÇIK POKER
 2006.04.06 -  Şehrin en güçlü örgütü
 2006.04.03 -  Bu aşkı kim bitirdi?
 2006.03.30 -  Şimdi Nazım Hikmet Zamanı
 2006.03.27 -  Ne okuduğunuza değil, nasıl okuduğunuza bakın
 2006.03.24 -  HÜKÜMET(LER)E MÜTEDAİR
 2006.03.20 -  Recep Konuk;O bir Türkmen Bey'i
 2006.03.13 -  Kızılcahamam'da görmedikleriniz
 2006.03.09 -  Türkiye'nin şansı Özkök mü?
 2006.03.06 -  Teşkilat nasıl olmalı?
 2006.03.03 -  Bush'un Hindistan'da işi ne?
 2006.02.23 -  Tahlil değil gerçek
 2006.02.20 -  Tapusu olan konuşsun
 2006.02.17 -  Türkiye’de platonik siyaset mi var?
 2006.02.13 -  Konya'yı doğru algılamak
 2006.02.09 -  Doldur boşalt ateş et
 2006.02.06 -  YENİ YILMAZ GÜNEY
 2006.02.02 -  Siyasal Ahlak nedir?
 2006.02.01 -  İstikrar kimin işine yaramaz
 2006.01.26 -  MUHALEFET NİÇİN ERKEN SEÇİM İSTİYOR
 2006.01.24 -  ABD'nin son hamlesi
 2006.01.19 -  Ortak öngörü; Nükleer enerji
 2006.01.16 -  2006'nın en zor günleri
 2006.01.05 -  Türkiye'de neden Nükleer santral yok?
 2006.01.03 -  Kurtlar Vadisi-Irak'ın arka planı
 2005.12.27 -  Siyasette boşluk var mı?
 2005.12.15 -  Başbakan'ın gözünde Konya
 2005.12.12 -  Başbakanı beklerken
 2005.12.05 -  O bir üst kimlikli
 2005.11.28 -  Yekpare dünyanın ayrılıkçıları
 2005.11.22 -  Mavi mi yeşil mi akım?
 2005.11.16 -  Nafile anlamaz bunlar
 2005.11.13 -  Bir ülke daha iyi nasıl yönetilebilir ki?
 2005.11.08 -  Ateş hazır, Paris hazır mı?
 2005.10.22 -  Van Kedisi ile Van Canavarı
 2005.10.04 -  Abdullah Gül'ün Uçağında
 2005.09.28 -   Devlet Ve Devlet Adamlığı
 2005.09.22 -  Zenginleşme Formülü–2-
 2005.09.21 -  Zenginleşme formülünü buldum
 2005.09.05 -  AB SİZ TÜRKİYE VEYA TÜRKİYESİZ AB
 2005.08.31 -  Kerbolanlı Ahmet
 2005.08.27 -  Bir medeniyet tasavvuru olarak Vakıf
 2005.08.22 -  Statüko Nedir?
 2005.08.16 -  ACEM ÜLKESİ İRAN
 2005.08.02 -  EK PROTOKOL
 2005.07.20 -  'USA’ BİZİ USANDIRMAYI NE ZAMAN TERK EDECEK
 2005.07.15 -  CONİ VE MEHMET
 2005.07.02 -  Yecüc ve Mecüc rapsodisi
 2005.06.30 -  İkö
 2005.06.29 -  AH NİJAD…!
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com