Profesör Ahmet Davutoğlu ile dış politika sohbetine geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Evet, hocaya Ankara’nın Hamas’a ve İran’a verdiği mesajları soruyoruz.
Hoca sorumuza sondan başlayarak cevap vermeye başlıyor.
Ankara’ya seçim evveli Amerika kaynaklı ulaşan haberlere göre seçimleri at başı farkla El-Fetih’in kazanması beklenmektedir. Ancak ortaya tam tersi bir tablo çıkar. Hamas açık ara seçimleri kazanır.
Filistin seçimlerinin sonuçlanıp Hamas’ın seçimleri kazandığı gün Filistin ve İsrail büyükelçilerinin her ikisi de randevu talebinde bulunurlar.
İsrail elçisine görüşmede şu mesaj verilir.
Halkı tarafından seçilmiş hiç kimsenin meşrutiyetini ne sizle ne de başkası ile tartışmayız denir.
Hamas ile PKK’nın benzetilmesine hükümet şiddetle karşı çıkarak, şunu söyler, biz hiçbir yeri işgal etmedik burası bizim yüzyıllardır Kürtlerle beraber yaşadığımız topraklar, ancak Filistin işgal edilmiş bir topraktır. Bu nedenle Hamas ile PKK’yı asla bir tutamazsınız mesajı diplomatik bir dille İsrail hükümetine iletilir.
Filistin Büyükelçisine ve daha sonra Ankara’yı ziyaret edecek Hamas delegasyonuna da şu mesaj verilir.
Birbirinizle kavgaya düşmeyin. Yani yeni seçilen Hamas taraftarları ile El-Fetih yanlılarının birbirlerine düşmeden birlik içerisinde çalışmaları önerilir. Olgun olun, bir iç savaşın parçası olmayın denir.
Ancak Ankara’nın kaygıları yerindedir. İstenmeyen oldu ve Filistin sokaklarında, her iki tarafta şu anda taşlı, sopalı birbirlerine girdiler. Geçtiğimiz çarşamba günü silahlı El- Fetih yanlıları meclisi bile bastı.
Hamas’a, haklı davanızda haksız duruma düşerek, İsrail’in sizi dünyaya şikâyet etmesine izin vermeyin denir.
Hatırlayacaksınız, Hamas’ın tek taraflı olarak açıkladığı ateşkes kararı 16 aydır devam etmekte.
Hamas’a dış dünyada herkesle görüşün, konuşun kimseyi yok saymayın da denir.
Hamas anlaşılan bu mesajları olumlu karşılamış olsa gerek Rusya dâhil pek çok bölge ülkesine doğrudan resmi ziyaretlerde bulundu. İsrail’in, Hamas’ı yalnızlaştırma politikalarını da en azından şimdilik boşa çıkarmış görünüyor.
Hamas’a iletilen son mesaj ise şu olur “Hamas’ı yeniden yapılandırın”. Gerekçe ise basittir. Hamas’ın dağınık görünen yapısından kurtulup kendisine çeki düzen vermesidir.
İran’a yaptırım
Son dönemde İran ABD’nin hedef tahtasında, İran hükümeti nükleer silah edinme hevesinden geri adım atmadı, bölgede yürütülen diplomatik girişimler henüz sonuç vermedi.
Tüm bunlar olurken Ankara bekle gör politikası izlermiş gibi bir hava veriyor. Ama gerçek böyle değilmiş. ABD hükümetinde şu anada iki görüş varmış, bunlardan biri başkan yardımcısı Dick Chaney ve Savunma Bakanaı Rumsfeld başı çektiği İran’a mutlak suretle askeri operasyon yapılmasını savunanlar. Diğeri de başkanın siyah incisi Ulusal Güvenlik Danışmanı Condalise Rice’ın başı çektiği, diplomasi yolu ile güç kullanımına gitmeden bir ara yolun bulunmasını savunanlar.
Türkiye tahterevalli de ağırlığını Rice’tan yana koyarken, İranlı yetkililere de bölgede siz dâhil kimsenin nükleer silaha sahip olmasını istemiyoruz der. Burada ki mesaj satır aralarında İsrail’i de kapsar. Mesaj, hani gelinim sana söylüyorum kızım sen anla cinsinden, Türkiye yılardır nükleer silaha sahip olan İsrail’in de bu silahlara sahip olmasından rahatsız.
İrtemçeliği ben kovmadım
Hoca bu çalışmaları sırasında tüm dışişleri bürokratları ile her zaman olgun, sıcak, karşılıklı görüş alışverişi içinde ilişkilerini devam ettirdiğini belirtiyor.
Davutoğlu hoca basında geçtiğimiz günlerde yer alan, kendisinin büyükelçi İrtemçeliği başbakanın Almanya ziyareti sırasında Başbakan Tayip Erdoğan ve Almanya Başbakanının basın toplantısı sırasında salondan çıkardığı yönündeki haberlerin doğruyu yansıtmadığını söylüyor. Davutoğlu aksine salondan kendi isteğiyle ayrılmaya kalktığını, buna karşın kendisinin büyükelçiyi kolundan tutarak salonda kalması içi rica ettiğini belirtiyor. Büyükelçinin çıkmak isteme nedeni ise basının bir gün evvelki olaylardan dolayı sürekli olarak toplantı sırasında kameraları kendisine doğrultmaları. Ancak büyükelçi İrtemçelik basın mensuplarının tavrından rahatsız olduğunu belirterek, hocanın tüm ısrarına rağmen salondan ayrıldığını belirtiyor.
AB yolundaki Fransa engeli
Son olarak Ahmet Hocaya AB yolunda Fransa’nın Türkiye için neden aşırı direnç gösterdiğini soruyoruz, hoca bunu bir değil birkaç nedene bağlıyor, ilki eski sömürgelerinden koparıp getirdiği Müslüman azınlığı hala kendi içinde içselleştirememenin getirdiği kaygılara, ikincisi ise içinde Türkiye kökenli 1915 Ermeni diasporasından gelmiş çok sayıda Ermeni kökenli vatandaşı bulundurmasına bağlıyor.
Çok zevk aldığım Davutoğlu hocayla geçen 3 saatin ardından notlarımıza düşenler bunlardı.
Düşmeyenler ise, onlar bizde kalacak…