Bu haftaki mevzuunun ihtivası başlıktan da anlaşılacağı üzere rejimi tehdit eden unsurlar.
Kavramların karışmaması açısından başlarken şu dipnotu düşeyim ki, okurken siz düşüp bir yerlerinizi kırmayasınız.
‘Rejimi tehdit eden’ derken, malum devlet rejimi diye anlayacak olabilir okur milleti. Yazarın sistemle ve rejimle barışık olmasından da çıkartabileceğiniz gibi, bu risalenin üzülerek söylüyorum devlet rejimiyle ilgisi pek bulunmamaktadır.
Bizim bahsettiğimiz rejim, gırtlağa sahip olma; diyet rejimi olagelmektedir.
Kamuoyunun baskısı nedeniyle bir süredir perhizdeyim. Benim cüssemde bir adam için hayli güç bir iş. Eğer iradeniz sağlam değilse hiç bu işe kalkışmayın. Aslında işin ucunda içine sığmadığım kıyafetler olmasa, bende hiç girişmeyecektim ama, çaresiz kaldım. Dolar arttığı için diyete girmek, yeni takım elbise almaktan daha bi karlı göründü gözüme.
Rejim denilince insanın kulağına pek bir kolay geliyor. Ama işin aslı öyle değil. Bu kadar potansiyel tehlikesi olduğunu gördüğüm bir ikinci husus daha tanımam.
İşe başlayacaklar için bir iki tüyo vereyim ki hazırlıklı olsunlar, kuru kuruya heves etmesinler.
Efendiler; birincisi bu işe başlamadan evvel hangi ünlünün diyetini yapacağınıza karar vermek icap eder ki en çetrefilli aşaması budur. Misal ben karpuzun ağırlıkta olduğu Sibel Can rejimi yapıyorum. Ama karpuzla arası iyi olmayanlar yoğurta su katılmış, cacığımsı Gülben Ergen rejimini deneyebilirler.
Öyle masraf edip sakın bir diyetisyene falan gideyim demeyin. Hiç gereği yok. Cumartesi yada Pazar günleri 1 YTL’nize kıyarsanız onların yaptığı işleri mecmuaların traş eklerinde, faideli bilgiler köşesinde rahatlıkla görebilirsiniz. Böylelikle hem diyetinize karışan olmaz, hem de diyetisyen parasından tasarruf etmiş sayılırsınız.
Diyete karar verdiniz mi, bundan sonrası kolay. Misal; Sibel Can diyetindesiniz benim gibi. Karpuzla işi götürüyorsunuz. Yapmanız gereken tek şey öğünlerden önce karpuz yemek. Karpuzdan sonra normal yediğinize devam edin. Boğazdan kısmamak zaten en güzel yanı.
Cacık diyeti biraz daha avantajlı. Yanında devamlı pilav bulunması icap ediyor. Pirinç veyahut bulgur tercihinize kalmış artık.
Burada biraz ara verelim bir hususa dikkat çekeyim azıcık.
Garip bir kadın şebekesiyle karşı karşıyayız. Bu hafta sonu ekleri ve dergileri çıkaran personel ya tamamen kadın, yada yandaşları. İçlerini açtınız mı ha bire dayanışma içerisinde ciddi kışkırtmalar görüyorsunuz. Erkekleri yola getirmenin zanaatlarından tutunda, evi nasıl döşerseniz kocanızı nasıl çıldırtırsınıza kadar bir sürü bilgi bu dergilerin içinde.
Geçen haftalarda teknoloji kadınlara çalışıyor dediğimde de bir sürü mağdur erkekten destek maili ( elektronik mektup ) almıştım. Demek ki boş değilmiş. Kaarilerim bu konuda dertli olmalı ki bizde hizmet olsun diye gündeme getirmeye devam ediyoruz.
Bu şebekeden korkumuza biz de çaresiz kaldık yediğimizden içtiğimizden kısmaya. Hanım bu hafta sonu dergilerinden etkilenmiş olacak ki tutturdu rejim yapacaksın diye. Evde yapmak kolay. Buzdolabını açtın mı nihilistlerin evi gibi zaten. Sade görünümlü. Güya önlem alıyor. Bir şey bulamazsa yiyemez düz mantığı. İyide bütün gün dışarıdayız. Rejimi tehdit eden unsurlar var dedikse boşa değil. Dur bakalım daha ne kadar inatlaşacağız.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 4 yorum
yapılmış )
Yazıların ciddi olmaması yönündeki eleştirileri bir iki defa okudum. şahsen bende yazıların başlığına bakıp atlıyorum ama karşımda eglence agırlıklı yazıları gronce sasırıyorum. ama olsun. tebrık ediyorum. konyada bu tarzda yazan başka bir adam görmedim. tebrıkler.
Rejim elden gidiyor göbekler belden öte. Valla Murat Bey hep böyle yapıyor başlıkta bir etkileyici tiyo ile beni bu yazıyı okumaya mecbur bıraktı. Birde baktım ki ne rejimi göbek sorunu var ortada benim öyle bir sorunum yok çok şükür:)) babamdan iyi bilirim adam istediği hiç bir şeyi yapamaz şimdi acıdım Murat beye.
İsterse Murat Beye bir darbe çıkartabilirim ondan sonra rejim sorunu kalmaz..)