:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

DEVLET OLMAK VE GELİŞİM 
Abdullah Öksüz   ( abdullah_oksuz@hotmail.com )

İnsanlık, yaradılışından günümüze uzanan serüveninde bıkmadan, usanmadan ve yorulmadan hep gelişim ve değişimi yaşamış, veya çevresinde yaşanılan gelişim ve değişimlere mürekkeplik etmiştir.
Yine insan, dünyada istifadesine sunulan tüm varlıkları, siyaset, ekonomi, hukuk, eğitim gibi erdemleri “tek hedef” mutlu ve huzurlu olmak çerçevesinde şekillendirir, yönlendirir. İnsanların sınırlı akılları, cüz’i iradeleri ile sürdürdükleri bu yaşam serüveni, gelişim ve değişim sürecinde bir çok mücadelelere de şahitlik etmiştir.
Zaman içerisinde mutluluklarını kazanabilmeleri, huzuru yakalayabilmeleri gayesiyle bireysel yaşamdan sosyal yaşama hızlı bir geçiş yaparak bu gayelerini tahakkuk ettirecek yapıları oluşturabilecek sosyal ve ekonomik sistemler tesis eden insan; küçük kabilelerin organize olmalarıyla başlayan bu süreçte, küçük prensliklere, derebeyliklere, beyliklere, beyliklerden imparatorluklara, imparatorluklardan da günümüz modern devletlerine kadar uzanan bir çizgi oluşturmuştur.
Günümüze gelindiğinde büyük imparatorlukların bazıları modern ve güçlü devletlere dönüşmüş ve halen güçlü devletler olarak yoluna devam ederken, bazıları imparatorluk mirası üzerinde zaman zaman kendi içlerindeki sosyal ve iktisadi krizlerle, zaman zaman uluslar arası dalgalanmalardaki savrulmalarıyla yeniden bir gelişim trendi yakalamanın mücadelesi içerisinde.
Bu mücadeleyi sürdüren toplumların/devletlerin tümü; kendilerini ayakta tutacak, hatta gelişimine temel teşkil edecek dinamikler, değerler de ortaya koymuşlardır. Her birinin benzeşen ve genel yapı içerisinde birbirlerini tamamlayan yapıları olduğu gibi temel değerlerlerinden, coğrafi konumlarından, inançlarından kaynaklanan ciddi farklılaşmalar da söz konusu olagelmiştir.
Benzeşen veya farklılaşan tarafların yansıması genel çerçeve içerisinde; yönetim şekli, hukuk sistemleri, eğitim yapıları ve iktisadi faaliyetleri gibi temel değerler vesilesi ile ortaya konulur. Bu ve benzeri değerlerdeki gelişmişlikleri ile organizasyonların başarı veya başarısızlıkları değerlendirilebilir.
Her zamanki gibi uzun bir girişle bize ayrılan bölümün üçte ikisini kullanmış olduk. Son bölümde de ülkemizi, Türkiyemiz’i yeniden zihinlerimizde canlandıralım istiyorum…
Bir insanın ömrü için uzun sayılabilecek ancak devletler tarihi açısından baktığımızda çok kısa bir zaman dilimini ifade eden bir süre öncesi büyük bir cihan imparatorluğunun külleri üzerinden filizlenen bir devlete sahibiz. Bir çok sıkıntılara, krizlere, savrulmalara ve hatta bir çok iç ve dış müdahalelere rağmen hala gelişimini sürdürebilen bir ülkede yaşıyoruz. Daha büyük bir gelişim yaşanamaz mıydı sorusunu sorduğumuzda; Cumhuriyet dönemimizle sınırlı olarak geriye dönüp bakmamız gerekir. Bu dönem içerisinde gelişimin sürdürülebilirliğinde ve ileri medeniyetler seviyesine ulaşabilmemizde yaşadığımız aksamalar ve problemlerde dış müdahalelerden çok iç müdahaleler ve çatışmaların en büyük paya sahip olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.
Burada kronolojik bir değerlendirme yapmayacağım ama ülkemizin siyasi ve iktisadi istikrarı yakaladığı veya gelişim noktasında büyük atılımların eşiğine geldiği her seferde yine siyasi ve iktisadi alanlarda nasıl bir karmaşaya sürüklendiği, hangi konuların ülke gündemine oturtulduğu, kimlere davetiyeler çıkarıp, kimlere methiyeler düzüldüğü gözden geçirildiğinde gerçeklerle yüz yüze geliriz.

Vesselam…
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
Şu ana kadar yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapmak ister misiniz?

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2006.09.13 -  Cesaretin kaynağı...
 2006.08.29 -  Olan biteni anlamak
 2006.08.01 -  Sonuç mu? Süreç mi?
 2006.07.18 -  Dünyanın uslu vatandaşı olmak...
 2006.07.11 -  Konya'nın fırsatı
 2006.07.04 -  HAYATIN DALGASI
 2006.06.28 -  DEVLET OLMAK VE GELİŞİM
 2006.06.06 -  GÜNCELİN MALİYETİ
 2006.05.30 -  Üstad hiç bir yerde böyle anılmadı
 2006.05.23 -  SOBE
 2006.05.16 -  X İLİŞKİLER
 2006.05.09 -  YA NEREYE DÖNECEKLER?
 2006.04.25 -  GÜÇLERİN HESABI
 2006.04.19 -  O’NA DAİR…
 2006.04.11 -  GÜÇ VE CESARET…
 2006.04.04 -  DOSTLARA SELAM
 2006.03.21 -  GÜÇ VE KORKU
 2006.03.14 -  KONYA’YI KONUŞMAK…
 2006.03.07 -  DUYGU YÖNETİMİ
 2006.02.21 -  BİZ ONLARDAN DEĞİLİZ…
 2006.02.14 -  İfade Özgürlüğü mü İftira Özgürlüğü mü
 2006.01.25 -  TOPLUMSAL GRİP
 2006.01.05 -  YILBAŞI KUTLAMALARI VE KÜLTÜR
 2005.12.15 -  Kimlik parçalanması ve Aidiyet bütünlüğü
 2005.12.05 -  Kavram kargaşası ve niyet okuma
 2005.10.10 -  Köşeler mi Köşe Taşları mı
 2005.09.12 -  SİZ HİÇ DOLMUŞA BİNDİNİZ Mİ?
 2005.09.05 -  hayata ilk sesleniş:ANNE
 2005.08.16 -  DEĞER İKTİDARI MI? BİREY İKTİDARI MI?
 2005.08.08 -  CANAVARLARLA BARIŞMAK
 2005.07.23 -  Zamane Hainleri ve Tarih Bilinci…
 2005.07.07 -  ERDEMLİ OLMAK MI?
 2005.04.29 -  HAYATIN ÖZNESİ OLMAK…
 2005.03.01 -  Sevgi Medeniyetinin Başşehri...
 2004.12.25 -  Manzara Hayatlar ve Ressamlar...
 2004.12.18 -  Sevgideğer Olmak.
 2004.11.26 -  SESSİZ GEMİ…
 2004.11.09 -  Kedilerin Beyliği
 2004.10.30 -  Doğru yönetenler yada yanlış yönetilenler
 2004.10.19 -  Bir Lokma Bir Hırka mı? Daha Fazlası mı?
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com