|
|
|
Kartel medyasının gözü aydın.
Hani bırakın kahraman demeyi direnişçi olarak bile adlandırılmayarak terörist ilan edilen Çeçenlerin son devlet başkanı Abdulhalim Sadullayev şehit edildi.
Hemen hemen bir hafta olmasına rağmen kimseden ses soluk çıktığı yok. Hayalet bir ülkenin hayalet insanları sanki. Bizde tamamen unutmuşuz onları.
İsterdim ki medya’da günlerce konuşulsun olay ve Çeçenlerin katledilmeleri, Rusların haksız zulümleri anlatılsın. Gene haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlar olduk.
39 yaşında kaybettiğimiz Sadullayev, İslam ilimleri üzerinde eğitim alan ve Çeçenistan’da 1994 yılında başlayan Rus işgaline karşı başlatılan direnişin en aktif katılımcılarındandı.
Çeçenistan Devlet Üniversitesi Filoloji bölümündeki eğitimini savaş nedeniyle bitiremedi. Çeçençe, Arapça ve Rusça lisanlarını biliyordu. Birinci ve Rus savaşları sırasında Çeçen televizyonunda İslami konferanslarıyla dikkat çekmişti.
Cepheleri dolaşan Sadullayev, direnişin iman erlerinden biri olarak tanınıyordu. Ve yüzyıllara sığdırılamayan başarıları 39 yılda elde ederek göçtü gitti gerçek aleme…
Yüzyıllardır bağımsızlık mücadelesini sürdüren Çeçenlerin, Sadullayev şehit edilen 4'üncü Cumhurbaşkanıydı.
Çeçenlerin ilk Devlet başkanı olan M.Cevher Dudayev, 1996 tarihinde Rus istihbarat güçlerince şehit edilmişti. Dudayev’in şehadetinden sonra Cumhurbaşkanlığına getirilen yardımcısı Zelimhan Yandarbiyev,ise13 Şubat 2004 tarihinde Katar'ın Başkenti Cuma namazı çıkışında bindiği aracına konulan uzaktan kumandalı bombaları Rus istihbarat ajanlarının patlatılması sonucu şehit olmuştu.
2005 tarihinde Rus istihbaratı, Çeçenistan'ın kuzeyinde yürütülen bir operasyonda Çeçen lideri Aslan Mashadov'u şehit etmişti. Sadullayev’in ölümünden sonra Çeçenlerin yeni lideri Doku Umarov oldu.
Bir taraftan Ruslara diğer yandan ise Rusların Çeçenistan’da kurmaya çalıştığı kukla yönetime karşı mücadele eden bu yiğitlere Rabbim yolundan ayrılmamayı nasip etsin diyorum.
Çeçen olgusunun tarihi seyrine baktığımızda 17.yüzyıla uzanmamız gerekiyor. 1818 yılında Kafkasya’ya giren Çarlık Rusya’yı, karşısında aktif direnişçiler buldu ve bu direniş 1858 yılında unutulma komutan Şeyh Şamil ile farklı bir boyut aldı.
Düşünce dünyamda büyük etkisi olan ve yaptıklarıyla düşmanlarını bile kendisine hayran bırakan İmam Şamil günümüzde de Çeçenler için özgürlüğün sembolü.
Rus Çarına yazdığı mektuplar, İslamiyet’i kıl payı tavizsiz uygulaması, askeri dehası ve halkını yönlendirmesiyle Rusların bile hayranlığını kazana İmam Şamil bilinci Çeçenlerde hala mevcut.
Çeçenlerde benim en çok dikkatimi çeken yapı birçok noktada İslamiyet’i gerçek anlamda yaşamaları.
Rusya’nın Kafkaslardaki karizmasını çizdiren ve özgürlük sembolü haline gelen dağ kartalları gerçekten hayran olunacak insanlar.
Tanıdığım Çeçenlerden bildiğim ve bölge insanı hakkında yaptığım araştırmalar neticesinde edindiğim izlenim az konuşan, ciddi ve sakin duran, İslamiyet’e ve özgürlüğe olan sevdalarından asla vaz geçmeyen karakterli bir dik duruş.
Çeçenleri kuşkusuz ayakta tutan en büyük güçte milli ve manevi değerlere sahip çıkmadaki bilinç.
Son dönem Çeçenlerin durumuna baktığımızda ise üzerlerinde gittikçe artan bir tehlike çemberini fark ediyoruz.
Rusya’nın başında Putin gibi tehlikeli ve maalesef aşırı zeki bir devlet adamın olması ve onun Kafkasların hâkimiyetinin Çeçenistan’ın yok olmasından geçeceğini düşünmesi ve giderek sertleşen uygulamaları Çeçenistan’ı zorlaşan bir sürece yuvarlıyor.
Özellikle parçala, böl, yok et politikasıyla Putin, Çeçenlere tarihte görülmemiş bir entrika uyguluyor.
Putin ve ekibinin izlediği başka bir yol, Hıristiyan misyonerleri bölgede etkin hale getirmeye çalışması.
Savaşın ağır koşullarından bunalan genç Çeçenlerin küçük bir bölümümde de olsa misyonerlik faaliyetlerinden etkilenmiş durumda.
Ve ne yazık küçükte olsa etkilenmeler iyi bir propagandayla birlikte Rusların kullandığı en etkin soğuk savaş yöntemi oldu.
Ayrıca bölgedeki Vahabi tehlikesi de ciddi bir boyuta ulaştı.
Marşlarının sözlerinden yaşam şekillerine kadar Lailaheillallah tevhidini benimseyen Çeçenlerin durumu her geçen gün giderek zorlaşıyor.
.
Türkiye ise Rusya’yla olan doğalgaz anlaşmaları açıktan desteğini engelliyor. Çeçenistan’a el altından yapılan yardımlar belirli noktalarda tıkanıp kalıyor.
Kuşkusuz en büyük görev şu aşamada Türk halkına düşüyor. Sosyal ve kültürel faaliyetlerle yapılacak çalışmaların uzun vadede başarılı olacağına inanıyorum.
İmam Şamil‘le ilgili yapılacak panel, söyleşi ve programlarla Çeçenlerin durumu aktarılabilir. Ve inanıyorum ki Şamil düşüncesiyle yetişen bir gençlik haksızlıklara karşı durabilir ve Çeçen davsına sonuna kadar sahip çıkabilir.
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 3 yorum
yapılmış )
eröz
[
2006/07/07 20:23
] |
|
kafkas kökenli biri olarak yorumuzunu okuyunca dua ettim iyiki varsınız kartele inat |
|
|
|
merhaba güzelim.olaylara getirmiş olduğun öznel yorumlar gündemi takip etmeyen beni bile gerçekten yeterince bilinçlendirmeye yetiyo.dobra dobra diye işte ben buna derim. |
|
|
|
Ya hiç aklımıza gelirmi sayın yazarımız! Bizler sibel canın mayosunu,modanın bu yılki mayo modellerini, futbolu yayınlayalım. Cumhurbaşkanının eşinin başı kapalı olamıyacağını konuşalım. Ne gerek var bir çınarın, bir savaşcının şehit olduğunu söylemeye. Üstelik ''terörist'' miş bide... Zaten günümüzde yüzümüze tükürülse ''ya rabbi şükür'' diyeceğiz. Bu konularla gündemimizi değiştirmeyelim... Üzülerek bu satırları yazıyorum. Saygılarımla... |
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|