|
|
|
İhanet, kişinin karşısındaki bir kişiye, kuruma ya da düşünceye karşı yaptığı bir davranış gibi görünse de özünde bireyin kendisine yaptığı bir yanlıştır.
Yani kişi en başta kendisine ihanet etmekte tabiri caizse bindiği dalı kesmektedir. İhanetin bedellerini tarih açık bir şekilde göstermiştir bize.
Günümüz toplumlarında ise ihanet kişinin yaptığı davranıştan çok toplumsal bir olgu haline gelmiştir. Umursamaz tavırlar, bilinçsiz ve şuursuz tüketim özellikle bizim toplumumuzun kendi medeniyetine yaptığı en büyük ihanettir.
Son günlerde Filistin’de yaşan soykırım ve Irak’ta yaşanan zulme karşı duyarsızlığımızla bizler aslında kendimize ihanet ediyoruz.
Irak ve Filistin halklarını kendi topraklarına karşı ihanet ettiğini ve karşılığında bedel ödediğini düşünen zihniyet saldırının özünde İslamiyet’e yapıldığını fark etmeden kendi değerlerine ihanet etmektedir aslında.
Ülkemizdeki son günlerde yaşanan ihanetin konusu ise Sebataist’ler oldu
Soner Yalçın ve Yalçın Küçük’ün son kitabıyla iyice gündeme getirilen tartışmalar insanlara fark ettirilmeden din düşmanlığına dönüştürülmeye çalışılıyor.
Olayın boyutunu aktarmadan önce Sebatesitler hakkında kısaca bilgi vereyim.
17. yüzyılda ortaya çıkmış olan Sebataycılık, Sabetay Sevi'nin kurduğu bir Yahudi tarikatıdır.
Yahudilerin ağır işkenceler gördüğü ve Yahudi cemaatinin bir kurtarıcı beklediği dönemlerde Sabatay Sevi, adındaki şahıs ortamdan istifade Mesihlik iddiasında bulunur.
Osmanlı topraklarında dolaşan bu zat çevresinde tanınırlığının artması ve iddiaların çoğalması üzerine zamanın Osmanlı Hükümdarının huzuruna çağırılır ve peygamber olduğunun ispatlanması istenir.
Öleceğini anlayan zat sözde İslam dinine geçer ve çalışmalarını el altından devam ettirir.
Sebatay Sevi’nin müritlerine tembihi Türk ve Müslüman görünmeleri olur. Camiye gidecekler abdest almayacaklar, oruç tutuyor görünecekler. Müslüman Türk kızlarıyla evlenmeyecekler ama görünüşte imam nikâhı yapacaklar.
Yani bizim münafıkların bir nevi gavur versiyonu dersek sebatistler için tabir belirli ölçülerde yanlış olmaz.
Kendi içlerinde yaşayan ve el altından çalışmalarını sürdüren bu grup Selanik’te yoğunlaşır.
1924'te Karakaş Rüştü vakası diye bilinen ve nüfus mübadelesinde yaşanan olayda Karakaş Rüştü’nün Meclise dilekçe vermesiyle Türk halkı yüzyıllardır yaşayan bu topluluğu tanıma fırsatını elde eder.
Rüştü dilekçesinde Türkiye’ye dönmek istemediklerini ve Müslüman olmadıklarını açık bir dille anlatır.
.Her ne kadar o dönemin önde gelen Sebataycılarından Ahmet Emin Yalman olayın üstünü kapatmaya çalışsa da Sebataycılar bilinçli kimselerin dikkatini çeker.
Ahmet Emin Yalmanla, Üstat Necip Fazıl arasında yaşan diyaloglarda Necip Fazıl’ın Yalman için dönme tabirini kullanmasıyla başlayan tartışmalar, Mehmet Şevki Eygü gibi Sebateist avcılarının çalışmalarıyla günümüzde daha da duyurulmuş durumda.
Türk toplumu içinde yaşayan bu en tehlikeli zümrenin bu kadar küçüğe alınması Eygü’yü çıldırtıyor.
Olayın öneminin fark edilmesi amacıyla çalışan yazar, son dönemde yazısı bahane edilerek aldığı bir yıl hapis cezasıyla engellenmeye çalışılıyor.
Sebataycılarla ilgilenen Soner Yalçın ve Yalçın Küçük ise olayın biraz daha popüler boyutunda. İddialarını temellendirirken uyguladıkları metodular belirli noktalarda hayalperestliğe kaçabiliyor.
Ülkemizde siyasetten spora, sanattan ticarete kadar en üst seviyede yer edinen Sebataycılar, aslında Türkiye Cumhuriyetine ihanetin, yediği ekmeğe nankörlüğün en açık örnekleri.
Türkiye’nin en büyük ticari örgütlerinin başında Sebataycılar var.
Özellikle medya patronlarının birçoğunun Sebataycı olduğu iddiaları artık ispatlanmış durumda.
Son günlerde çok tartışılan bu konu medya tarafından çirkin bir şeklide İslamiyet’le bağdaştırılmaya çalışılıyor.
Kurucularının Sebataist olduğu gazetelerin Sebataistlere yönelik yazılar yazmaları dikkatimi çekmişti.
Sabırla birkaç köşe yazarının yazıların büyük bir tahammülle okuduğumda ortaya çıkan sonuç beni şaşırtmadı.
Bu olayda da döndürüp dolaştırılıp üstü kapalı bir şekilde insanlardaki İslami duygular yok edilmeye çalışılıyor.
Nasıl mı? Köşe yazılarında kimi İslami gruplarda vaktiyle Sebataistlerin bulunduğu iddialarında yoğunlaşarak.
Güya belirli İslami grupların ve tarikatların yöneticileri ve üst kesimlerde görev alan idarecileri arasında Sebateistlerin ağırlıkta olduğu anlatılıyor
Amaç İslamiyet’e hizmet eden insanları karalamak ve vaktiyle yaşanmış küçük olayları büyüterek İslami değerleri kırmak.
Bu felsefeyle hareket eden yazarlar İslamiyet’e saldırmanın bir yolun daha buldular.
Gene ekmeğini yedikleri ülkeye ve değerlere ihanet ettiler.
Toplum olarak bizim kartel gazetelerin tirajlarını arttırmak kendi içimizde yaşadığımız ihanetin en acı tarafı aslında.
İslamiyet’te her fırsatta saldırmayı görev saymış kartele verdiğimiz destekle kendimize ihanetimizi de artıyoruz.
Magazin haberleri ve bulmacaları için alınan gazetelerin köşe yazarları bizim değerlerimize saldırmaya devam ediyorlar
Serdengeçti “Vicdan bile duymaz çıkmazsa bir ahı. Sessiz kölelerdir yaratan bin bir ilahı” diyerek içinde bulunduğumuz durumu yıllar önce özetlemiş sanırım.
Biz vicdanlarımızı susturmakla kendimize ne kadar daha ihanet edeceğiz bilmem ama İslamiyet düşmanları her olaydan faydalanmasını çok iyi biliyorlar
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 7 yorum
yapılmış )
ahmet
[
2008/01/11 17:23
] |
|
Tamamda bu yazdıklarınız bugun toplumun her kesımınde varlığını bildiğimiz sabetayıstlerı yok etmez şunu bilmelisiniz bunlar sıyasetten ekonomıye sanata ve dıne kadar her yerde varlar ve bugun Türkiye'ye ihanet içinde bulunanlarda bunlar değilmi |
|
|
|
teşekkürler yorumlarınız çok güzel devamını bekliyorum |
|
|
|
size çok teşekkür ederim bazı gerçekleri bana aks ettirdiniz ve yaşım 15 olmasına rağmen merak ettiğim bazı ihanetleri göz önüne aldım.Tekrar teşekkürler. |
|
|
gece
[
2006/07/22 01:59
] |
|
bu aydınlatıcılığınızdan dolayı sizi kutluyorum |
|
|
|
ben henüz 17yaşında bu olaylar yüzünden uykuları kaçan ve sabahlara kadar yorum yapan bir gencim ama kime söylediysem hatta ailem dahi bu konuda beni umursamıyor bu araştırmaları görünce gerçekten aynı düşüncelerde olduğumuz insanların varoluşu beni mutlu ediyor ama yahudi haham torunları yüzünden sesimizin büyük kitlelere yansımaması beni üzüyor ben gençleri geleceklerini yıkmaya çalışan bu provakatörler hakkında bilgi sahibi olmaya davet ediyorum sizede bu önemli harbin bayrağını taşıdığınız için teşekkür ediyorum |
|
|
|
ben size bir önerim var bırakın böyle uç noktalarda insanlarla ugraşmayı bize en önemli olan DİNİMİZ VE EĞİTİM ile insanları bilinçlendirerek ve ekonomimizi düzelterek insanlara işte o zaman ulaşabiliriz. PEYĞAMBER EFENDİMİZ İLK OLARAK İNSANLARA TEHVİDİ RABBİMİZİ ANLATTI ONDAN SONRA İÇTİMAİ HAYATA indi ve dha sonra dışarıya karşı zırhımızı güçlendirdi.
insanlar boğaz derdinde iken ve okumaz iken ve televolelerin başından kalkmaz iken yani insanlar uyutulurken önce onları bir uyundıralım BUDA İLK OLARAK GÜNEŞİN DOĞUP BATMASINDAN HAYIRLI OLAN TEHVİDİ: DİNİMİZİN VE EGİTİMİMİZİ DÜZELTEREK (BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ BİLE BUNU YILLAR ÖNCESİ FARK EDİP SİYASETİ BIRAKIP DİN VE EGİTİME DİKKAT ÇEKTİ HUTMEYİ ŞAMİYE BİR OKUYUN TEŞHİSLERİ GÖRÜN VE LÜTFEN CVP YAZACAKSANIZ BİLE OKUDUKTAN SONRA YAZIN LÜTFEN, OKUSANIZ BİLE BİR DAHA ) SAYGILAR BU DÜŞÜNCELER BENİMDİR BENİM OLDUGU İÇİN HİÇ KİMSE ALINMASIN SADECE düşünce olumlu veya olumsuz işte herkes bunun için bu sitede toplanmış PAYLAŞMA adına aeol |
|
|
gölge
[
2006/07/11 23:45
] |
|
sevgili yazarımız bu konuda oldukça araştırma yaptığı aslında apaçık ortada ülkemiz gerçekten de bu tip insanlarla çevrili olur hale geldi ama önemli olan bunları nasıl yeneceğiz, toplumumuzu nasıl bilinçlendireceğiz. bu soruların cevabını bulduğumuzda işte yolun sonuna gelmiş olacağız ve aydınlık yarınlarda olacak yazarımıza teşekkür ediyorum...
|
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|