:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Lübnan Hizbullah’ı  
Taner Aydın   ( taner145@hotmail.com )

Lübnan topraklarına İsrail ordusunun 34 gündür sürdürdüğü saldırılar şükürler olsun ki nihayet dün sona erdi.
İslam dünyasında İsrail nefreti yine doruk noktasında.
15 yıldır unuttukları kan ve barut kokusuyla yeniden tanışan Lübnan halkı artık yaralarını sarmaya başlayacak
İsrail’in küçümsediği Hizbullah, İsrail ordusuna beklemediği ağır kayıplar verdirmeyi başardı.
Şimdi gözler savaşta yıldızı iyice parlayan Lübnan Hizbullah’ında.
Lideri Nasrallah’ın resimleri, şimdilerde tüm Arap dünyasında en çok ilgi gören poster.

Lübnan Hizbullah’ı ve Nasrallah kimdir?
Hizbullah’ın düşünce yapısı şüphesiz İran’da doğdu, ancak Lübnan topraklarında serpilip büyüdü.
Lübnan halkı demografik yapı açısından, Hıristiyan Marunîler, Sünni Araplar, Şiiler ve Dürzîlerden oluşur.
Osmanlının bölgeden çekilmesinin ardından 1920’de Fransız mandasında Lübnan devleti kuruldu, siyasi erk ise halkın yüzde 35’ini oluşturan Hıristiyan Marunîlere verildi.
Suni halk ve Şiilere ise yönetimden alınmayarak dışlandılar.
Milli gelirden en az payı alıp, Lübnan varoşlarında hayatlarını sürdürmeye çalışan ve politik olarak temsil edilmeyen Şii’ler 1970 yılında yönetime karşı örgütlenmeye başladılar.
Aynı sene bu örgütlenmenin ete kemiğe bürünmüş hali Şii Emel Örgütü, lideri de bir Şii mollası olan İmam Musa Sadr oldu.
Şii Emel Örgütü, daha sonra evirilerek, 80’lerin ilk yarısında, Hizbullah’a dönüşecek olan örgütün de ilk evresini oluşturdu.
Şii Emel Örgütü lideri Musa Sadr, İran geleneğinden gelen sıkı bir devrimciydi. Eğitimini Ayetullahların başkenti sayılan İran’ın Kum kentinde almıştı.
Başlarda Lübnan’da camilerde verdiği vaazlarda siyasal bilinci artırmaya çalışırken, sistem içerisinde kalarak silahtan örgütü uzak tuttu.
Filistinlilerin Güney Lübnan’a yerleşmeleri ve bu bölgeyi kullanarak buradan İsrail topraklarına saldırı düzenlemeleri, Şii’lerin savaş bilincini artırdı.
Öte yandan İsrail’in 1948 de kurulması sonucu Filistin’den yerlerinden yurtlarından kaçan Filistinli militanları takip amaçlı olarak Güney Lübnan’a 1972 de saldırmasıyla Şii Emel örgütü top yekun silaha sarıldı. Artık yeni düşmanlarının adı Marunîler değil, köylerini yakıp yıkıp, birer hayalet şehre çeviren İsrail’di.
Örgüt lideri Sadr 1978 yılında Libya ziyareti sırasında esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu.
Bir daha da kendisinden akıbetinin ne olduğu konusunda kimseler haber almadı.
Sadr’dan sonra da örgüt bir hayli zaman lider sıkıntısı çekti.

Beka’a kampları
Arafat’ın kurmayları binlerce Şii militanı Beka vadisindeki kamplarda silahlı eğitimden geçirdi. Beka vadisi tüm Ortadoğu’da faaliyet gösteren örgütlerin askeri eğitim yuvasıydı.
Öyle ki, Hasan Cemal “Kürtler” kitabında Beka vadisinden bahsederken, “Ölüm ve yaşam parantezi burada o kadar dardır ki, birine sırtınızı dayadığınız zaman, ayağınız hemen öbürüne değiverir” diye bahseder.
1982 yılında İsrail bir kez daha Lübnan’a girdi. Ancak bu sefer İsrail tankları Beyrut sokaklarına kadar ulaştı.
İsrail ordusundan destek alan Faranjist Hıristiyanlar, Sabra ve Şatilada binlerce masum müslümanı kadın çocuk ayırt etmeden öldürüp, katlettiler.
Ortaya çıkan tablo karşısında kendine durumdan vazife çıkaran Humeyni üç bin kadar seçkin devrim muhafızını, sivil olarak Lübnan’a sokmayı başardı. Amaç Şii gerillaları hızla örgütleyip, İsrail ile Lübnan topraklarında yüz yüze savaşmaktı.
Artık Lübnan’da Hizbullah’ın temelleri resmen atılmış ve savaşçı kadro Beyrut’a girmişti.
Aynı dönemde Şii Emel Örgütünün askeri kanat sorumlusu, iyi eğitim görmüş Şii lideri Hasan Nasrallah da bir anda İran’ın dikkatini çekti. Hizbullah, genç Nasrallah’a askeri kanat sorumluluğu görevini teklif etti. Nasrallah teklifi kabul edince, geride kalan Şii Emel Örgütü militanları da liderlerini takip etmekte tereddüt etmediler.
Nasrallah bu görevi devraldığında henüz 30 yaşındaydı.

Fadallah ruhani lider oluyor
Halk arasında sevilen ve Beyrut varoşlarındaki verdiği vaazların çığırtıları tüm Lübnan’da yankılan Necefli Şii mollası Fadallah, Hizbullah’a yeşil ışık yaktı. Verdiği telkinler Lübnan Müslümanlarını akın akın Hizbullah’a yönlendirmeye başladı. Örgütün ruhani liderliğine yükselen Fadallah siyasi konulara da son derece hâkimdi. Hizbullah artık askeri kanadına, çok geçmeden siyasi yelpazeyi de eklemişti.
Örgütün ilk genel sekreteri pek öne çıkmayan bir Lübnanlı olan, Emel örgütünden kopup gelmiş Suphi El-Tüfeyli oldu. Örgüt partileşme kararı alıncaya kadar da bu görevi yürüttü. Partileşme sürecinde ise istifa ederek, koltuğunu Abbas Musevi’ye bıraktı. Musevi 1992 yılında İsrail helikopterlerinin fırlattığı roketlere hedef olarak, bir suikastla hayatını kaybetti. Bu olay sonrasında örgütün başına askeri kanat sorumlusu olan Nasrallah geçti ve halen de örgütün liderliğini sürdürüyor.
İsrail Hizbullah’ın amacının Lübnan da bir İslam devleti kurmak olduğunu söyler, Nasrallah ise her seferinde amaçlarının sadece İsrail’i Lübnan’dan kovmak olduğunu söylüyor.
1975’de başlayan Lübnan iç savaşı 1990 da sona erdi.
İsrail’in güney Lübnan’ı işgali 2000’de sona erdirdi.
Hizbullah işgal boyunca, güney Lübnan da İsrail ordusuna rahat bir gün bile geçirtmedi.
Hizbullah pek çok batılı ülke ve ABD tarafından terör örgütü olarak tanımlanırlar.
Ancak faaliyet gösterdiği Lübnan’da, Lübnan halkı tarafından oldukça sevilirler.
Hizbullah’ın halk arasında destek bulmasındaki bir diğer neden de Lübnan genelinde çok sayıda hastane, aşevi, okul, yurt yaptırıp, tüm halka Şii, Sünni, Hıristiyan ayırt etmeksizin hizmet götürmesi asıl nedenidir.
Bu savaş süresinde Lübnan halkı da bir nevi Hizbullah’tan dolayı terbiye edilmeye çalışıldı.
Ne var ki bu girişim ters tepti.
Hizbullah’a Lübnan halkı, sizin yüzünüzden başımıza neler geldi demek yerine iyi ki Hizbullah varmış yoksa İsrail bize neler yapacak havasını görüyoruz.
Hizbullah’ın Lübnan parlamentosunda çok sayıda milletvekilleri bulunmakta.
Lübnan’ın Hıristiyan devlet başkanı Emil Lahut tarafından Hizbullah lideri Nasrallah çok sevilir.
İsrail’in saldırıları sonrası Hizbullah’a olan bu ilgisini yine kesmedi ve Almanya’da yayınlanan Focus dergisine Hizbullah için ulusal direniş hareketi sıfatını kullandı. Eğer 1975–90 yılları arasında 15 yıl süren iç savaşta Müslümanlara karşı savaşan Lübnan Hıristiyanlarını hatırlarsak, bu desteğin değeri çok daha iyi anlaşılacaktır.
İsrail saldırı sonrası kesin olan şu ki Lübnan halkı daha çok Hizbullahlaştı..

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 6 yorum yapılmış )

ibo [ 2007/05/18 21:54 ]
merhaba yazınızı beğendim:)
turkey [ 2007/05/18 21:53 ]
selamun aleykum.
Yazı çok iyi gerçekten,bu yazıdan anlaşılıyorki hizbullah gerçekten yüksek mertebelere ulaşmış.helal olsun.yahudi uşağına haddini bildirmeye devam...
HB085 [ 2007/05/18 21:51 ]
selamun aleykum.
Yazı çok iyi gerçekten,bu yazıdan anlaşılıyorki hizbullah gerçekten yüksek mertebelere ulaşmış.helal olsun.yahudi uşağına haddini bildirmeye devam...
Hacıbey... [ 2006/08/26 10:32 ]
ya dış politika uzmanı olan adam gibi biriyle karşılaşmadınız veya dış politikanın ne olduğunu bilmiyorsunuz... Yukarıdaki yazının tamamında tarihi bir süreç verilmiş o kadar.. yorum adına ne varki...
bilgem [ 2006/08/21 20:40 ]
tebrikler yazınızı çok beğendim
abcde [ 2006/08/18 23:08 ]
tebrik ederim taner bey, bu yazıyla dış politika uzmanı kesilenlerin bile pabucunu dama atmışsınız

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.01.30 -  Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
 2008.12.31 -  Filistin’de barışın tek formülü
 2008.11.28 -  IMF’ye gerek yok batmayız?
 2008.11.12 -  Sevsinler
 2008.10.24 -  Ekonomi, Aktütün, ve Ergenekon
 2008.08.12 -  Rus- Gürcü savaşı nasıl sonuçlanır?
 2008.07.07 -  Demek hukuka herkesin bir gün ihtiyacı oluyormuş
 2008.06.21 -  Ve Viyana düştü
 2008.06.06 -  Yağ çıkaracak deve
 2008.05.01 -  Ünal Karaman, sezon başında Konyaspor’un yeniden başında
 2008.04.01 -  Ağlama duvarı
 2008.01.23 -  Kürtleri ne yapmalı
 2007.10.30 -  Recep Konuk’da bir öğretmenmiş
 2007.09.28 -  Sudiye Kasapçopur’un hikayesi
 2007.09.24 -  Alışacaklar
 2007.09.14 -  Luis Washington Konyaspor'da ne yapar?
 2007.09.10 -  Türkiye devrim yaşıyor
 2007.09.06 -  Nerde kalmıştık…
 2007.07.20 -  Oyumu vereceğim parti
 2007.07.03 -  Seçim anketleri doğru mu?
 2007.06.22 -  Zeyno Baran olayı
 2007.06.17 -  Filistinliler hepinize yazıklar olsun!
 2007.06.07 -  Aday listelerine nerden bakıyorsunuz?
 2007.05.28 -  Meclis’te seçim sonrası iki parti olur
 2007.05.22 -  Konya’nın milletvekili adayları sönük kaldı
 2007.05.11 -  Kim nereden aday, eskiye rağbet olsaydı !!!
 2007.05.05 -  Sizce neyin seçimi
 2007.04.28 -  Gibisi fazla bunun adı “muhtıradır”
 2007.04.13 -  Büyükanıt paşa Tayyib Erdoğan’a Çankaya yolunu açtı
 2007.04.03 -  Demirel’den artık iyice sıkıldım
 2007.03.20 -  Helalinden iş, helalinden eş!
 2007.03.05 -  Konyaspor yazısı…
 2007.02.26 -  Melekler şehri terk edince
 2007.02.07 -  Kıyamete beş mi var?
 2007.01.29 -  Hırant Dink’in toprağı neden mi bol olsun?
 2007.01.24 -  Hrant Dink nasıl katledildi?
 2006.12.25 -  İyi seneler
 2006.12.02 -  Atina’da 3 gün
 2006.11.08 -  Noterdam’ın kamburu
 2006.11.01 -  Paris’ten insan manzaraları
 2006.10.11 -  Askerin tepkisi
 2006.09.26 -  Liverpool’da bir Galatasaray anısı
 2006.09.19 -  Öğrenmeyi öğrenmek
 2006.09.09 -  Lübnan’a asker gönderilmesi kime yaradı?
 2006.08.26 -  Konyaspor başkanı Ahmet Şan’a davet
 2006.08.15 -  Lübnan Hizbullah’ı
 2006.07.21 -  Cevap veriyorum…
 2006.07.13 -  Hamas ve 3 Şart
 2006.07.06 -  Zidan’ın ardından
 2006.06.19 -  Ahmet Davutoğlu ile dış politika turu (2)
 2006.06.12 -  Ahmet Davutoğlu ile dış politika turu
 2006.06.02 -  Türk Solu hastalıklı bir soldur.
 2006.05.24 -  Kasımda seçim olur mu?
 2006.05.13 -  Ermeni soykırım yasa tasarısı ve Türkiye Ermenileri
 2006.05.06 -  BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ NEDİR?
 2006.04.29 -  ABD’Yİ MUSEVİ CEMAATİ YÖNETİR
 2006.04.19 -  TERÖRİST KİMDİR ?
 2006.04.10 -  Şahinlerden güvercin olur mu?
 2006.03.31 -  ARAFAT’IN RÜYASI
 2006.03.28 -  Körler Ülkesinde Görmek İdamlık Suç mudur?
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com