:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Konya’nın Meydanı neresi? 
Mustafa Kara   ( mustafakaraa@gmail.com  )

Konya’nın Meydanı neresi?

Konya, Eylül ayına verimli bir başlangıç yaptı. Büyükşehir Belediyesi’nin koordinatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Yerel Yönetimler Kültür Şurası’na İlber Ortaylı’dan Yasin Aktay’a, Ahmet Turan Alkan’dan Necdet Subaşı’ya kadar birçok bilim ve kültür adamı katıldı.

Şura’nın reklâmı yapılmadığı için Mevlana Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu biraz boş göründü, ama bu olumsuzluk, sunulan tebliğlerin önüne geçmedi. Ancak bir konu dikkatlerden kaçmadı. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek haricinde Konya’dan Şura’ya katılan belediye başkanı göremedim. Herhalde çocuk oyun gruplarını yapacakları yerlerin tespiti için çalışıyorlardı. Oysa Prof. Dr. Yasin Aktay, “Küreselleşme ve kentsel kimlik” başlığı altındaki tebliğinde şehir kimliklerinin oluşmasında en önemli görevin yerel yönetimlere düştüğünü anlatıyordu. Aktay ve diğer konuşmacıların tebliğlerinden başkanların faydalanması gereken birçok nokta vardı.

Necdet Subaşı, Şura’da, Konya’nın imajının her ne kadar irtica ile ilişkilendirilse de bunun yanlış bir benzetme olduğunu belirtti ve “Konya, kimliğini oluşturan renkleri korumak için direnmiştir” dedi. Subaşı, Konya tahlilini büyük bir özenle yaptı. Şehrin iki dünyayla da kendini ilişkilendirmeye çalışan ve bunu ustalıkla yapan bir havasının olduğunu ve buradaki manevi iklimin, insanların gizliden gizliye kendilerini kontrol etmelerini gerektirdiğini anlattı.

Ahmet Turan Alkan ise ‘Dünden Yarına Türk Şehirleri’ni anlatırken, haklı yakınmalarda bulundu. Bugün ülkemizdeki şehirlerin “Türk sıfatı” ile tamamlanmayı icap ettiren bir orijinalite gösterebilecek kuvvelerden mahrum olduğunu, hissedilir bir karakteristiği olmadığını belirtti. Alkan’ın sözlerini daha iyi anlayabilmemiz için Konya’yı 1 dakikalığına Anadolu Selçuklularına ait tarihi eserlerden yoksun düşünmemizin yeterli olduğunu sanıyorum.

Şura’nın en ağır ve aynı zamanda en renkli siması ise Prof. Dr. İlber Ortaylı idi. Topkapı Sarayı Müdürlüğü görevine getirildiğini duyduğumda “Ne oluyor? Türkiye’de işleri ehillerine teslim ediyorlar” dediğimi hatırlıyorum. Saraya taşınan Ortaylı sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada “Türk Tarihçisi” denilince akla gelen ilk isim. Kırım’ın Ortay köyü’nden kültür yapısı çok kuvvetli bir ailenin oğlu…

Ortaylı’nın önemli bir özelliği var. Yakın tarih tartışmaları ve romanlar dışında pek de sevilmeyen tarihi, halka sevdirdi. Kitaplarının en çok satanlar listesinden hiç inmemesinin nedeni, bu eserleri sadece tarihçilerin okumaması. Özellikle “İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı” isimli kitabı tam anlamıyla bir başyapıt… Türkiye’nin şu anki sorunlarını kavramak ve dünya konjonktüründeki yerini iyi bir şekilde görebilmek için bu eseri okumak gerekir. Eserde Osmanlı modernleşmesini değerlendiren Hoca, devletin en sorunlu asrı olan 19. yüzyılda yaşananları irdeliyor. “Osmanlı’yı yeniden keşfetmek” adlı kitabında da önemli tespitler var. Osmanlı’nın neden Musevi devşirmediğini bu kitabı okuyarak öğrenebilirsiniz.

Yerel Yönetimler Kültür Şurası’ndaki tebliğine “Meydansız şehir olmaz” diyerek başlayan İlber Hoca, salondakilere Konya’nın meydanını sordu, ama cevabı bilen çıkmadı. Kısa bir beklemenin ardından Konya meydanının yerini kendisi açıkladı: Selçuklu Sarayı’nın önü. Yani Alaeddin Tepesi civarı… Bu Sultan Veled salonunu dolduranlar için yeni ve önemli bir bilgiydi. Güçlü üslubu ve akıcı anlatımıyla yaklaşık bir saate varan konuşmasında İlber Ortaylı, Türkiye’deki tarihi dokunun feci şekilde altüst edildiğini belirtti. Hoca karizmasıyla da Şura’nın en popüler delikanlısıydı. Tebliğinin bitiminin hemen ardından Türkiye’nin tanınmış bayanları soluğu O’nun yanında aldı. Kendisiyle uzun uzun konuşmak isteyenlere “Saray’a gelin” dedi. Ancak ayaküstü yapılan kısa sohbette ağzından çıkan cümlelerin gidişatından Topkapı Sarayı’ndaki görevini bırakacağı izlenimini aldım. Kültür Bakanlığıyla pek de iyi geçinemiyor galiba…

Zannediyorum 2 yıllığına Ankara’ya dönüş yapacak. Böylelikle Konya’ya da daha sık geleceğini söyledi. Anlayacağınız önümüzdeki dönemde hem Osmanlı Modernleşmesi hem de Selçuklu Başkenti Konya ile ilgili O’ndan daha çok şey öğreneceğiz.

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 3 yorum yapılmış )

rukal [ 2008/04/30 19:34 ]
yazı başlıgınız her ne kadar konyanın meydanı olsada bu konuya ne kadar az değindiğiniz aşikar
ama bu konuya başlık bazında değinmeniz bile güzel
konyanın gerçekten bir meydana ,merkeze ihtiyacı vardır
bu kentsel gelişim ve kimlik açısından oldukça önemlidir büyük şehirlere baktığınız da bir meydanının olduğunu göreceksiniz
tarihi ve önemli bir şehir olması açısından konyanın bu ihtiyacı bir an evvel giderilmelidir şehirler bizim geleceğimizdir bu açıdan yerel yönetimler şehirler adına yaptıkları faaliyetlerde bunu gözönünde bulundurmalıdır
Konyalı [ 2006/09/20 10:33 ]
Ya sizce belediye başkanı iyi çalışıyormu ? Konya ya bir meydan kazandırabildi mi? böyle bir yazı yazmanızı beklerdim. konya da cidden çarşı yada merkez bir yer sıkıntısı var. Acaba konyanın merkezi neresi ben hala anlayamadım.
Vatandaş [ 2006/09/05 00:44 ]
Tamam Konyanın meydanını ögrenmiş olduk aslında bildigimiz yani meydan deyince ik aklımıza gelen yer orasıydı da yine de bu bilgi için tşk.... Yazınız diger yazılarınıza göre cok basit yani İlber Ortaylıyı bu kadar övmenize gerek yoktu, herkez gayet iyi tanıyordu baska konulara deginseydiniz daha güzel olurdu diye düşünüyorum...

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2007.01.29 -  2 önemli konu
 2006.11.27 -  Ziya Gökalp ve Felsefe Dersleri
 2006.10.16 -  Birinci tehdit
 2006.09.04 -  Konya’nın Meydanı neresi?
 2006.08.12 -  Ortadoğu’ya Londra’dan bakmak
 2006.07.06 -  Joan Baez'de gelsin
 2006.06.05 -  Sosyal Demokratlar nereye koşuyor?
 2006.05.09 -  Sarısını yitirdi Fener
 2006.04.07 -  "Kudret” Meselesi
 2006.03.14 -  Akif’in Oğlu
 2006.02.28 -  28 Şubat’la Yüzleşmek
 2006.02.14 -  Cemal Kutay ve Tarihçilerimiz
 2006.01.31 -  Üsküdar Vakası ve İlahiyatçılar
 2006.01.24 -  Kaybedilen ne? Futbol mu seçim mi?
 2006.01.18 -  Türkiye tarihin neresinde?
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com