|
Kaldığımız yerden devam |
Nadide Ü.Altıparmak ( ) |
|
Zaman ne çabuk geçiyor … En son yazımı gönderdiğim zaman, dün gibi. Tatil telaşesi sonrasında iş değişikliği, yeni işime adaptasyon derken, yazımı geciktirdim. Öncelikle ‘haberkonya’ okurlarına özürlerimi iletmek isterim. Vefalı bir okur kitlesine sahip haberkonya, yazımı neden güncellemediğime dair mailler aldım. Okur dostlarımız, sohbet ortamlarında en kısa zamanda yeni yazımı beklediklerini ifade ettiler. Yazar olma çabasında olan bendeniz için bu durum inanın, moral oldu. Ve geçen zamana inat tekrar sizlerleyiz, hiç ara vermemişçesine…
Mübarek Ramazan-ı Şerife kavuşmanın hazzını yaşıyoruz. Yine tatlı bir telaşe içinde, tüm Müslümanlar. Ramazan-ı Şerifi Konya’da yaşamak da farklı bir haz. Geçen senelerdeki Ramazanları hatırladım şu iki günlük süreçte. Belki de yeni işim hatırlattı. O günleri tebessümle yad ediyorum.
Önce ki yıllarda, yüksek lisans için Konya’ya tekrar dönmüştüm ve amacım sadece yüksek lisansımı bitirmekti. O dönemde hasbel kader bir işte çalışmaya başlamıştım. Asgari ücretin biraz üstünde ücretle başlamıştım. Yormayacak bir iş olsun, asgari ücret olsun demiştim. Ama yönetim takdir etti branşımla ilgili bölüme kaydırma yaptılar. Ücret işime göre yetersiz geliyordu, bir yandan da iş yoğunluğundan yüksek lisansımı bile ihmal etmeye başlamıştım. Yüksek lisansım için ve paranın yetersiz gelmesinden dolayı işten ayrılmayı düşünüyordum. Taki yöneticilerimizden birinin odama kadar gelip Nadide Hanım biz sizinle çalışmak istiyoruz, ücret yetersiz biliyorum ama şu sıra sıkıntıdayız idare ederseniz, ileride düzenleme yapacağız demesiyle, bu durum maddiyattan öte bir boyut kazanmıştı. Odama kadar lütfedip gelmesi, durumu izah etmesi benim için önemliydi. İş, sadece para demek değildir benim için…Fazlası muhakkak olmalı, her şeyden önce insanız ve değerlerimiz, değer yargılarımız olmalı.
Çalışıyorum diye ailemden de para istemeyi kendime yedirememiştim. Ama o dönemlerde döner ayran, yemek içmekten ve Mübarek Ramazan’da Allah’ın hergünü etli ekmek yemekten gına gelmişti. Ramazan’da eşim dostumun davetiyle farklı yemek yiyordum. Yoksa etli ekmeğe talim. İşte o gün bugündür ben kolay kolay döner ve etli ekmek yemem. Adalhanın arkasında bir etli ekmekçi vardı. Hala oradan geçerken kafamı çeviririm, o mekanı görmeye dahi tahammülüm kalmamış, hala hizmette mi bilmem ama Allah var güzel etli ekmek yapardı. Sevenlere tavsiye ederim. Bugün ise Konya’da en nezih 3 Resturant’ın İşletme Müdürlüğünü yapıyorum. Ama o Ramazan ayını hiçbir zaman unutmuyor, her geçen Ramazan’da o yılla kendimi mukayese ediyorum.
En küçük kesit hayattan, nerden nereye … Sabrettikçe, şükrettikçe Mevlam bizlere hazinesinin kapılarını açıyor.
Herkesin birçok anısı vardır buna benzer. Bazen hayat mukayesesi yapmak güzeldir. Geçmişten bir kareyi çekip, bugünle mukayese yapmak insana en güzel hayat dersini verir. İyi durumdaysanız şükür, kötü durumdaysanız, sınav deyip… neden sınav edilecek duruma düştüğümüzü sorgulamak lazım.
Bu mübarek ay mistik havasıyla hepimizi bürüyor… Bu ayları ganimet bilip büyüklerimize hürmette kusur etmemeli, küçüklerimize şefkatle davranmalı. Ve siz tokken aç yatanları unutmamalıyız. Bu ay paylaşma ayıdır… Sevginizi ve sofranızı paylaşmayı unutmamanız dileğiyle.
Vesselam …