Bazen gazeteci esnafının gerçekten işi gücü olmadığını düşünüyorum. Bu işsiz güçsüz günlerinde ahalinin arasında niza çıkarmak adına nerden buldukları bilinmeyen, yahut gerçekten yapıp yapmadıkları belli olunmayan araştırmaları milletin hizmetine sunuyorlar ki, ahali bir birine düşsün kendilerine eğlence çıksın.
Kadınlar ne ister?
Basit bir hesaptan Anadolu erkeğine bu soruyu yöneltmeye kalkarsanız alacağınız cevaba hazırlıklı olmanız icap eder ki; sizi yerinizde hoplatacak cevap “dayaktır”
Anadolu kırsalında “kadının sırtından sopayı eksik etmeyeceksin” deyişi bu samimiyet duygularının bir yansımasıdır. Gençken sopaya yakışan Anadolu kadını, yaşlandıkça hakimiyeti eline alıp erkeği canından bezdirmesi ise o günlerden kalma bir kinin dışa vurumudur.
Genel itibari ile bu coğrafyada böyle gelen gelenek bazen memleketten memlekete değişiklik gösterebilmektedir. Misal efeler diyarı Aydın ilinin kadınları amazonlarla akraba olacak ki, dayak konusunda zincirlerini kırmış erkeğini sindirmiştir. Öyle ki; Aydın havarilerinde karısından yediği dayaktan dolayı boşanma davası açan erkeklerin sayısında hatırı sayılır bir artış olmuştur.
Anadolu kırsalı kadınlar ne ister sorusuna “dayak ister abi” diye cevap vere dursun, bu işin meraklısı İngiliz Times gazetesi yazarı Christina Lamb böyle bir araştırmayı çoktan yapmış bile.
Yerli malı yurdun malı…
Ezelden beri ithal araştırmalara dik dik bakarım. Bizim milletin yapısına uymaz. O sebepten ahaliye soru yönelteceğinde yahut konuyu kamuoyuna nakledeceğinde dikkatli durmak lazım.
Misal bir dönem metroseksüellik davası çıkmıştı ortaya. Netekim bu konuda araştırma yapmak isteyen gazetecileri soru sorarken, ahalinin elinden zor almışlardı.
Bu İngiliz maceracının yaptığı araştırma her ne kadar bizim bünyemizde zedeleme yapsa da yinede nisa taifesinin beklentileri az biraz benzerdir diyerek buraya yazayım da genel kültürünüz artsın diye düşündüm.
Bu araştırmaya göre, “kadınların çoğu tek başına yaşamaktan ve başarıdan keyif alıyor. Ancak yalnız yaşarken de arkadaşları ve aileleriyle görüşmeyi ihmal etmiyorlar ve yalnız yaşayan erkeklere göre kendilerini daha az yalnız hissediyorlar.” Diye yazmış araştırmacı. Bizim memlekette pek kabul görmeyecek bir durum. Kadınlardan iyi şöför çıkmaz önermesinin doğruluğu kadar, bu konunun kabul görmeyeceği konusunda da kesin konuşuyorum.
İngiliz ecnebisinin çocuk mevzuundaki hissiyatı ise şöyle çıkmış ortaya: Pek çok kadın hayatındaki en büyük mutluluk sebebinin çocuklar olduğunu söylüyor. Bakın bu her yerde aynı. Yaratılış olarak ana olan nisa taifesinden İngiliz olanlarında bunu söylemesi beni de mutlu etti.
bekarlığın sultanlık olduğu uzay çağında evliliğe bakışları ise şu sekil: Eşlerinin kendilerine bağlılık hissetmesi ve sorumluluk alması kadınların mutlu olmasını sağlıyor. Bağlı erkekler tarafından vurulan fıske organizmada nasıl bir etki yapar benim asıl merakım ondadır. Ama yinede kadın her yerde kadın. Evlilik onlar için önemli…
Sanılanın aksine zenginlik ve para kadınlar için ilk üç sırada yer bulamamış bu araştırmada. Ancak yine de hatırı sayılır sayıda kadın, paralı bir kocayı tercih edebiliyor. E bu en merak ettiğim konuydu. Cevabını aldım rahatladım. Zira samanlığı seyran eden bir hatun modeli bu yüzyılda var mıdır diye hep düşünmüşümdür. Ama görünen o ki, parasız koca pek rağbet görmüyor.
Sağlıklı yaşam da kadınların mutluluğunu sağlayan unsurlar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Balık, sebze ve meyve yiyerek Omega 3 alan ve spor yapan kadınlar daha mutlu hissediyor. Bunda da kuşkum yok. Gırtlağına hakim olamayan ömrü billah ha bire rejime girip çıkıyor. Ömrü, ha bir kilo verdim 3 aldım, hesabıyla geçtiğinden, dışarıdaki güzellikleri pas geçiyor. Oysa benim gibi kilolarıyla mutlu mutlu yaşamayı öğrenseler rahat edecekler.
Görüldüğü üzere kadın ufak tefek farklılıklar olmasına rağmen her yerde kadın. İngiltere de park yeri katlediyorlar, Türkiye’de de. Onun için bu araştırmayı diğerlerinden ayrı tutuyorum.