Türkiye’nin Cumhuriyet ile geldiği 83 yılın muhasebesi çoğu kişi ve kurumlar vasıtasıyla yapıldı. Yapılmayan en önemli konu Türkiye’nin hedeflerinin kaçta kaçının yakalandığı ve yeni konseptlerin ne kadar uygulanıp uygulanamadığı bütün bu olup bitenlerin sebep sonuç ilişkilerinin yeterince irdelenmediğidir bugünkü konumuz.
Yapılanlarla övünmek yeterlimidir?
Yenilikleri gelişen dünya gerçeklerini ülkeye kazandırmaktaki başarı ve başarısızlıkların diğer ülkelerle kıyasından doğan sonuçlardan ne ölçüde dersler çıkarıldı?
Bütün bu problematiklerin ilgi alanı her ne kadar siyaset felsefesine girse de aslında tüm sosyal branşları ilgilendiren bir konu olmak durumu mevcuttur.
Esas itibariyle Türkiye’nin geri kalmışlığının ana sebebi özellikle genç Türkiye Cumhuriyetinin en önemli sorunu yetişmiş insan sıkıntısıdır. Çünkü yalnızca Çanakkale’de kaybedilen insan değerinin kemiyet ve keyfiyeti tek başına konunun cevabıdır. Şöyle bir mantık yürütsek, şayet 253 bin yetişmiş vatan evladı Çanakkale’de ve diğer cephelerde kayıp edilmemiş olsaydı biz şu an bulunduğumuz konum ve durumda mı olurduk?
Elbette hayır!
Bu tespiti yaptıktan sonra gelelim Türkiye’nin 2023,100ncü kuruluş yıldönümündeki insan ve diğer parametrelerde konulan hedeflerin ne olup ne olmadığına.
2023 yılına bugün itibariyle 17 yıl var.
Şayet bizler o günleri sağ salim görebilirsek 64yaşında olacağız.
Bugün doğanlar ise 17 yaşında olacaklar.
Aydınların kurumların İktidar ve muhalefetin 2023 yılı plan konsepti ile ilgili çok az konu gündemde yer bulmaktadır. Hâlbuki konu ile alakalı ciddi öngörü ve projelerin yer alması ülkenin geleceği açısından hayati öneme sahiptir. Bunlardan ilkini İktidar uygulamaya koymakla çok önemli bir eksikliği yerine getirmiş oldu. Seçilme yaşını 25’e çekmekle genç nüfusun önüne mükemmel bir gelecek ideali ve kavramını genç beyinlerin zihinlerine koymuş oldu.
Avrupa’da seçilme yaşı yıllardan beri 25 in altında iken bizde neden bugüne kadar bekletildiğinin hiçbir haklı sebebi olmaz olamaz.
Bizim gelişme kalkınma ilerleme zenginleşme müreffeh toplum olma azim ve irademizin önündeki statükocu zihniyet mevcut oldukça biz değil 2023,2053 gelse bile ancak kendimiz için çalar kendimiz için oynamaya devam ederiz.
Ülkemizde, şehrimizde gelecek öngörüsü olan aslında çok güzel çok nitelikli beyin fonksiyonu işlevini üstlenecek insanlarımız yok değil vardır. Konya ilimizde birkaç örnekleme yapacak olursak sivil toplumda bir Selçuk Öztürk, bürokraside bir Harun Kaynak, İl Özel İdaresinde bir Muammer Sönmez, Turizmde bir A. Settar Yarar, Sanayide bir Kemal Şahin hepsi birer ufuk açan değer olarak bizlerin içinde bulunmaktadır.
Özün özü olarak söylemek istediğimiz, Bulundukları konum ve statüde ait oldukları sınıf zümre şehir ülke ve millete 10 yılda 15 yılda bir şeyler katamamış olanların bundan sonrada katabilecekleri bir şeyleri olmaz.
Buyursunlar koltuklarını konumlarını görev ve yerlerini kendinden sonraki geleceklere yer açsınlar. Kendilerinin yapamadıklarını yapacak birilerinin önünü açsınlar. O zevat-ı Kiram da, danışma istişare meclislerinde gerek duyulduğunda görüşleri düşünceleri ile bir inşirah bir açılım sağlasınlar.2023 yılı ile ilgili öngörüleri olanlar ne kadar çok kendilerini ifade etmeye çalışırsa ülke ve ülke insanı lüzumsuz demogoji ve polemiklerle zaman kaybı yaşanmaz.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 1 yorum
yapılmış )
Yeni şeyler söylemek bab'ında güzel ve yerinde bir yazı .Geyik yazılar(bir önceki yazınız) sizin tarzınız degil.Ciddi makale'lerinizin evamını bekleriz.