Haberkonya

Üye Girişi | Üye Olmak İstiyorum

Konya
36 °C

Salı,
16 Nisan 2024

:. Haberler

:. Gruplar

Hava

Söyleşiler

Yazarlar

	Dimyat Pirinci Yemesek Olmaz mı?
	Hakan Bahçeci ( hakanbahceci@mynet.com )

“Bize neler oluyor?” Sorusunu kendinize şu günlerde daha fazla sorduğunuz olmuyor mu? Tuhafınıza giden, vicdanınızı rahatsız eden, ruhunuza eza veren, yeter artık, buda mı dedirten garip ve sarsıcı olaylarla karşılaşmıyor musunuz?

Aslında bu haftaki yazımda Alaturka Star isimli yarışmayı ve jüri üyelerini yazacaktım ama henüz bir yaşını yeni geçmiş bir yavrucağıza yapılan o anlaşılmaz ve dayanılmaz davranışları duyunca “İnsanı kayıp mı ediyoruz?” demekten kendimi alamadım. Daha ürkütücü geleni ise haberin devamındaydı daha on yedi aylık bir bebeğe yapılan insanlık dışı davranışlara göz yuman annenin(!) en fazla olsa, alacağı ceza bir yılmış.

Son zamanlarda ne kadar da fazla şiddet, cinayet, kavga, taciz haberleri duyuyoruz öyle değil mi? İnsanımız hoşgörüsünü, sabrını, vefasını, aşkını nasılda kaybediyor avuç avuç? Zevkten cinayet işleyende bizim insanımız, küçücük yavrulara eziyet edende. Kendi çıkarı için devleti deniz görende bizim insanımız, sıra arkadaşına bıçak çekende.

Biz böyle bir toplum mu idik? Ya da ben felaket tellallığı mı yapıyorum? Keşke öyle olsa. Düzelsin diye herkes bir şeyler konuşuyor, yapıyor, kanunlar çıkıyor, yazılıyor, çiziliyor, AB uyum süreci devam ediyor ama uyalım derken özde kaybettiğimiz bir değer mi var acaba?

AB de ehem olanı değil de, mühim olanın peşinde sanki, trafik kazalarının önlenmesi için ne kadar yol açtın diye sormuyor, bunca kalabalık sınıf var okullarda, ideal sayıya bir an önce ulaş demiyor, özgürlük diye bölene ziyarete, toplayana telkine gidiyor, bu toplum batıya yüzünü dönüyor ama batılı olmak bu topluma ağır geliyor fark etmiyor.

Dünya hızla gelişiyor ve değişiyor. Ülke çıkar ve menfaatleri için günün şartları, ekonomik, sosyal, kültürel hareketlenmeler yani güncel deyimiyle “conjecture” içinize sindiremediğiniz bazı girişimlerde bulunmanıza sebep olabiliyor. Acaba diyorum AB uyum sürecinde kendi toplumumuzun içine sinmeyen durumlarla ne kadar karşılaşacağız?

Toplumun temellendirilmesinde iki önemli temel dayanak var, bunlardan biri insan, diğeri sistem. Sistem de insanın kendisi tarafından oluşturulup gelişiyor. Bu durumda “İnsan” en önemli unsurdur. İnsanın, insanı insan yapan temel değerler üzerinde yoğunlaşması, sisteminde sağlıklı ve işler halde olmasını sağlayacaktır. İnsanın kaynak aldığı unsurlarda kendi öz kültüründe ve inan dünyasında bulunmaktadır.

Biz bizle varız ve bizle güzeliz. İnsanımız aşkı da, vefayı da, sabrı da, dostluğu da, komşuluğu da, hoşgörüyü de layığı ile yaşayıp, yaşatabilecek yeteneğe sahiptir. Anlamsız, kısır, verimsiz çekişme ve sataşmalar çözümün gelmesini geciktirecektir. Işıl ışıl bir caddede, sevdiğiniz bir insanla, mutlulukla, korkmadan, kötü bir sürpriz beklemeden, yürüyebilme özgürlüğü hangimizin isteği değil ki?