:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Geceydi 
Memduh Nihat Ada   ( memduh_nihat@mynet.com )

Geceydi. Rüzgâr incecik bir türkü sessizliğinde esiyor, görünmeyen dallar ipincecik hışırdıyordu. Ben hayallerim ile kol kola yürüyordum. Dilimde bilmediğim mırıldanmalar… Gönlümde söylenmemiş sözler… Dudağımda sigaram… Gece uzadıkça uzuyor… Ben yürüyordum…

Üşüyordum. İçim üşüyordu. Ben yürüdükçe önüm sıra yürüyen ama görünmeyen düşmana boş gazoz şişelerini nişanlıyor, bir türlü tutturamıyordum. O görünmeyen ama varlığından emim olduğum düşman kıs kıs gülüyor ve beni peşi sıra sürüklüyordu.

Latife yapacak kadar normalleşemiyordum. Hep bir gerginlik, hep kavgaya hazır bir duruş… Gerektiği ve gerekmediği yeri karıştırdığım bir ciddiyet… Teyakkuz hali yani… Bıçak sırtında bir yürüyüş… Uçurum kenarındaki kardelene el uzatma ve boşluğa düşme psikolojisi…

Ülkem ne kadar büyük ve ne kadar küçüktü… Ülkemde hepsi birbirinden güzel onlarca il, yüzlerce ilçe vardı… İstanbul’dan Diyarbakır kadar uzak olan Üsküdar… Trabzon’u Sakarya’ya, Sakarya’yı Ankara’ya, Diyarbakır’ı Ankara’ya, Ankara’yı Konya’ya yakın kılıyordu… Kar yağıyordu… Dışarıda kar yağıyordu… Kardelenler erken bahar aylarında uç veriyordu…

Mektup yazı taşımasının yanında simli ve büyülü bir giz de taşıyandı. Mektup kuşkanadıydı. Mektup yazanın değil yazılanındı. Ve mektup yazmıyordu insanlar. Telefon mesajları, mailler, online chatleşmeler… Mektup modernizme yenilmiş ve köşesine çekilmişti. Mektup diyenler ve mektup yazanlar handiyse antika sayılıyordu. Ki zaman cevvaldi… Hızlıydı. Bize elimizle tutabileceğimiz ve en kısa sürede tüketeceklerimiz lazımdı. Mektup geç gelendi. Mektup, cevap olarak mektup beklerdi. Mektup geri kalmışlığın sembolüydü. Ben yazıyordum.

Günler geçer. Yaz gelir. Toprak çimenle neşelenir. Şımarır, çiçeğe durur. Ve yüz bin yıldır bıkıp usanmadan ve tadını ve rengini ve biçimi bozmadan lezzetler sunar kadrini bilmeyen insanoğluna. Ben dağ başlarını… Sessizliği… Dışımı ürpertecek ama içime sıcaklık verecek rüzgârı… Kuş ve çakal seslerini… Kendimi özlüyordum… Ben şehirde yaşayan bir köylüydüm… Ben ehilleşmeyecek bir serseriydim. Ben dümdüz söylüyordum. Velâkin dümdüz anlaşılmıyordu.

Ütopyanın yaşayan halimiydim yoksa? Belki de evet. Ben dümdüz söylerken insanlar sözlerine beş takla attırıyor ve çoğunlukla bel fıtığı kelimelerle sakat ve arızalı ama afili cümleler kuruyorlardı. Benim cümlelerim küfürbazdı. Pis bir koku yayılıyordu yazdıklarımdan. Yazıydı. Anlaşılamamaktı. Hakaret ve aşağılamaydı.

Lanetli Sınıf diye adımızı koymuştu İdris. Hesapsızlığımızla hesaplarını bozduğumuz adamlar… Uçuruma bakar gibi gözlerine baktığımız kızlar… Geceyi sabahla buluşturan çelebi sohbetlerimiz… “Altım çamur, üstüm yağmur, yine gönlüm hoş idi…” yaşayışımız… Hırpani görünüşümüz… Zamansız ve utanmadan ağlayışımız… Yüksek sesle türkü söylemelerimiz ve karlı havalardaki uzun yürüyüşlerimiz di bizi “lanetli” yapan…

Editörüme sevgilerle...
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 3 yorum yapılmış )

nil [ 2006/11/09 16:00 ]
ve insan kendi olamamanın yorgunluğunu acısını yaşıyor tüm benliğinde...sahte ve parıltılı sözler ne kadar da revaçta..olduğunuz gibi değil sizi görmek istedikleri gibi olmaya zorlayan yazlı olmayan yasalarla kurallarla yöneten demoklasin kılıcı gibi duran toplum yasaları ve kuralları...çok şey yazılabilir..çok şey söylenebilir.. bir yerlerde arıza var.. bir yerlerde sıkıntı.. herşey normalmiş gibi görünüyor ama iyi gitmeyen bir şeyler var...yazarın duyduğu sancıyı kaç insan içinde ve dışında yaşıyor..ya göründüğün gibi ol yada olduğun gibi görün! belki herşeyin özeti..neyse daha fazla haddimi aşmayayım.. kelamın kalemin ustaları dururken..selamlar..
evet_isyan [ 2006/11/08 10:06 ]
Bazı çocuklar paletlerde rastlanmayan renklerin, partisyonlarda yer almayan notaların içine doğar. O vakit bir yerlerde sarmaşık dolanır bir selvinin gövdesine, inciye dönüşecek bir toz zerresi usuldan düşer bağrına sadefin, bir bulut bir buluta poyrazın şarkısını söyler. Böyle böyle aşk düşer çocuğun sabahına, tutar elinden onu, yoldan çıkarır, yola getirir, yol eyler.
Bazı çocuklar başkalarının gecesine doğarlar bir mektup, bir umulmaz gözyaşı, bir yaralı düş ile...
Suya eğilip baktın mı hiç Memduh bey, 'köpükten kelimeler rüyana bulaştı mı?'
[ 2006/11/07 00:18 ]
memduh bey'e ait sayfanın en güzel tarafının, yazılarının altındaki yorumlar olduğunu kabul edenler...? - etmeyenler..? kabul edilmiştir !!!

fakat bu da göstermekte ki sayın memduh bey ada, bazı naif ve nitelikli potansiyelleri tahrik edip günışığına sızmalarının yolunu açmak hususunda nev'i şahsına münhasır bir yeteneğin sahibidir; kimin hemşerisi be!

olacak olacak, endişeye mahal yok.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.12 -  Otur oturduğun yerde
 2008.12.12 -  Kumar oynamıyor musun?
 2008.12.02 -  Biz aşkı Orhan Gencebay’dan öğrendik...
 2008.11.25 -  Su akar yatağını bulur...‏
 2008.09.09 -  Beyaz mendil
 2008.08.16 -  Su toplayan yerimiz, neremiz?
 2008.07.31 -  Yeşil taşı arıyorum
 2008.07.19 -  Yakınlık ne anlama gelir?
 2008.07.01 -  Ben korkağın tekiyim…
 2008.06.23 -  Ninem, ağzına sağlık...‏
 2008.06.16 -  Getire getire bunu mu getirdin?
 2008.06.09 -  Esin Abla ile Halil Emmi
 2008.06.04 -  Bin kaç oluyor?
 2008.05.22 -  Ne budala bir oyun!
 2008.05.14 -  Nasıl kıskanmam?
 2008.04.22 -  Hakemi gözüm ısırıyor!..
 2008.04.08 -  Ellerimi bir çocuğa verdim...
 2008.03.31 -  Çay daveti
 2008.03.24 -  Başka cumartesi
 2008.03.19 -  Bir Zeynep vardı...
 2008.03.15 -  Bacanak kardeşim (2)
 2008.03.06 -  Bacanak kardeşim (1)
 2008.02.29 -  Gül kanayarak açar!
 2008.02.23 -  Kelam bilmeden “kelam” etmek
 2008.02.19 -  Seninle…
 2008.02.16 -  Çiçekçilere uğrayın
 2008.02.11 -  Şenlik yapılsın!...
 2008.02.08 -  Biz ona masal deriz
 2008.01.31 -  Yükseklere nişan alanlar‏
 2008.01.26 -  İnsan bolluğu
 2008.01.17 -  Bataklık bekçileri
 2008.01.09 -  Yorgancı ile kuyumcu
 2008.01.03 -  Geceler içimde hece
 2007.12.28 -  Gülüm
 2007.12.18 -  İş teklifi...
 2007.12.17 -  Korkmak...
 2007.12.12 -  Zarlar atılmıştır!
 2007.12.05 -  Sevgilim olmayan uyku
 2007.11.29 -  Bu kitaplar kaça?-2
 2007.11.19 -  Bu kitaplar kaça?-1
 2007.11.12 -  Nedir baktığın dede?
 2007.11.06 -  Meşguldüm dönemedim, yoğundum yazamadım
 2007.10.29 -  Kızım sana söylüyorum!
 2007.10.21 -  Kalbime sordum
 2007.10.15 -  Rıfat
 2007.10.08 -  Eylül, yine gel
 2007.06.18 -  Hoşçakalın
 2007.06.02 -  Yaşamak galip geliyor
 2007.05.29 -  Orman yanıyordu
 2007.05.25 -  Söyleyeceklerim Var 2
 2007.05.22 -  Söyleyeceklerim var 1
 2007.05.17 -  Üşüyorum kapama gözlerini...*
 2007.05.14 -  Siyah yıldızlar
 2007.05.10 -  Sarhoştan yağ çıkarmak
 2007.05.07 -  İnsan değil misin usta?
 2007.04.30 -  Bir başka zemin...
 2007.04.28 -  Tabanca ile gösterilen penaltı...!
 2007.04.23 -  Güller mi düşüyor gözlerinden?
 2007.04.16 -  Bazı Aşkların Ölümdür Kafiyesi"*
 2007.04.09 -  Her tebessümün kankardeşi
 2007.04.01 -  Ömrümü içine alan parantez
 2007.03.26 -  Bizim mahallenin abisi
 2007.03.19 -  Yandı,bitti,kül...
 2007.03.13 -  Meşgul görünmekten bıktım.
 2007.03.05 -  Cesaretsiz adamın notları 2
 2007.02.27 -  Cesaretsiz adamın notları 1
 2007.02.22 -  Kaç tavuğunuz var?
 2007.02.12 -  Karakış
 2007.02.05 -  Geri dön çocuk!...
 2007.01.30 -  Ya taş, ya kuş...!
 2007.01.22 -  Uykusuzluk neler yazdırıyor insana…
 2007.01.16 -  Güzel abim...
 2007.01.08 -  Güneşin kızını isteyen fare
 2006.12.25 -  Doğum günüm
 2006.12.19 -  Çıldırın!
 2006.12.09 -  Yağmurumuz var
 2006.12.04 -  Bol nahtarlı bir hikaye
 2006.11.27 -  Temayül ve uçurum
 2006.11.20 -  Yazı ve hüzün
 2006.11.13 -  Ve sen...
 2006.11.06 -  Geceydi
 2006.10.30 -  Bir Türk Dört Japon
 2006.10.26 -  Bekliyorum…
 2006.10.16 -  İnadına gülümsemek
 2006.10.11 -  Kardeşimdi...
 2006.10.09 -  Başlarken…
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com