:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Medeniyet yolunda güzeller geçidi 
Alev Ayyıldız   ( ayyildizalev@gmail.com )


Değerler ve kavramların karıştığı ülkemizde iyinin ve doğrunun kötü sayıldığı küfrün alkışlandığı ortamlar oluşturur oldu dünyamızı.

Yaranmaya çalıştığımız batılıların ise bizleri görmek istediği tablo oldukça ilginçtir.

Türkiye’nin Avrupa’nın gözünde büyüdüğü ve kahraman ilan edildiği alanlara bakınca bu tablodaki resimler niyetin özünü gösteriyor.

Ya içimizdeki vatan hainlerini Nobel’le ödüllendiriyorlar yada Osmanlının torunlarını yarı çıplak olarak karşılarına diktikleri güzellik yarışmalarıyla beğeniyorlar bizi.

Kraldan fazla kralcıların çokça olduğu ülkemizde bu istekler kuşkusuz Batı dünyasının amaçladığından bile çok yerine getiriliyor.

Bu kavramlara arsında en çok ciddiye alınan, bana da en komik geleni ise güzellik yarışmaları.

Güzellik kişiye göre değişen bir kavram olmasına rağmen nasıl birkaç kişinin oluşturduğu bir jüri Dünyanın en güzel kızını belirleyebiliyor anlayamıyorum.

Birinci olan bayanın başındaki taç çok çocukça. Hani küçükken kızlar aralarında oynar, kraliçe olurlar başına taç takarlar yaa onu anımsatıyor bu gösteriler.

Yaşanan ahlaki erozyonun boyutu bir yana, güzelleri seçmek için atılan yüz binlerce cep telefonu mesajıyla oluşturulan para çarkını ve nedense çoğunluğunu zengin iş adamlarının oluşturduğu jüri ve seyirci topluluğunun çağdaşlaşmayla alakasını kurabilmek mümkün değil.

Güzellik yarışmalarını ülkemiz ve İslam ülkeleri açısından incelediğimizde ise ne Müslüman doğulu nede Hıristiyan batılı olabilmiş arda sıkışmış insancıkların acınacak durumu gözüküyor.

Örneğin açlıktan binlerce insanın öldüğü Nijerya medeniyetin yolunu güzellik yarışmasında arayınca büyük bir belayı başına sarar.

Nijerya'nın saçı uzun aklı kısa ''First Lady''sinin dünya güzellik yarışması için kendi ülkesini önermesiyle başlayan tartışmalar yerel bir gazetede ''Hz. Muhammed hayatta olsa yarışmacılardan birini kendine eş seçerdi'' sözlerinin yayınlamasıyla kanlı çatışmalara dönüşür.105 kişinin öldüğü yarışma da Londra'ya alınır.

Diğer İslam memleketlerine baktığımızda ise Müslüman kadınını medeniyle tanıştırdığını iddia eden Avrupalıların, sömürgesi olan İslam memleketlerinde kültürel asimile programlarını güzellik yarışmalarıyla gerçekleştirdiğini görüyoruz.

Ülkemizde güzellik yarışmalarının ise ilginç bir seyri var. İlk güzellik yarışmasını 1927’de yaptık.

Cumhuriyet gazetesi bünyesinde gerçekleştirilen yarışmanın amacı Türk kızlarının güzelliğinin Avrupa’ya göstermek.

Abdülhak Hamid, Halit Ziya, Hüseyin Rahmi, Mesut Cemil'e ve Peyami Safa gibi ünlü isimler bu seçimde görev alarak jüri üyeliğinde bulunmuşlar.

Ne acıdır ki (?) 3 yıl üst üste güzellerimiz dünyada dereceye giremez. Beklenen zafer üç yıl sonra Keriman Halis'i ''Dünya güzeli'' tahtına oturmasıyla elde edilir.

Keriman Halis’i dünya güzeli seçerken jüri başkanının yaptığı konuşma ise hala hafızlarda tazeliğini korumaktadır.

Kürsüye gelen başkan jüri üyelerine “Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Yüzyıllardır dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren Osmanlı imparatorluğu artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslam’ı ve Türkleri yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz” diyerek devam eden konuşmayı yapar.

Zaferi adından bile korktukları Osmanlı’nın kızını yarı çıplak karşısına dikebilen Avrupalının mı yoksa gelişmek adına böyle bir organizasyona giren bizlerin mi kazandığı sorusunun cevabı bugün bile tartışılıyor.

Güzellik yarışmaları deyince aklıma gelen ilk isim nedense Hüseyin Üzmez olur benim. Okumaları noktasında insanlara ısrarla tavsiye ettiğim Şu Bizimkilerin meşhur yazarı Hüseyin Üzmez.

Güzellik yarışmasını düzenleyen meşhur Sabataist Ahmet Emin Yalman’ı sırf bu nedenle vurmuştu.

Bu uğurda yıllarca hapis yatan ve türlü işkenceler gören Üzmez şimdilerde mantar gibi türeyen bu yarışmalar hakkında ne düşünüyordur bilemem

Ama vaktiyle bir güzellik yarışması uğruna hayatlarını harcayan insanların yerlerine şimdilerde Türk kızının Hıristiyan Avrupalılardan bir farkı kalmadan yarı çıplak vaziyetteki durumunu, ekranları karşısında keyifle izleyecek kadar şuursuz bir Müslüman Türk milletinin olduğunu iyi biliyorum.


Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 3 yorum yapılmış )

hayyam [ 2007/07/07 06:56 ]
şu meşhur jüri üyesinin ''itirafının'' kaynağını gösterir misiniz? bulamazsınız çünkü yalandır. avrupalının bu kadar basit konuşacağını sanmakla herşey yokuş aşağı gitmiyor mu zaten hanımefendi?
Düzelti 2 [ 2007/01/31 12:15 ]
''nede'' is wrong the right form is ''ne de'' please don`t make mistakes, because you are a writer. (10. Pargr.)
Duzelti. [ 2006/11/25 12:47 ]
Sabataist o şekilde yazılmamakta..
Sabetaist doğru yazılım şekli..

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.14 -  Anlatma Sanatı
 2009.01.17 -  Bebek katili Mübarek ve Çağın Diğer Firavunları
 2009.01.01 -  İsrail bir terör devletidir
 2008.12.06 -  Nifaka Karşı İnfak Seferberliği
 2008.11.07 -  Edebin Beden Bulmuş Hali
 2008.10.20 -  Söz ve İnsan
 2008.09.27 -  Bayram Tadında Hayatlar
 2008.09.09 -  Ramazan ve Zulüm
 2008.07.31 -  Miraç tadında hayatlar
 2008.06.12 -  Beklemek ve görmek
 2008.05.16 -  Kısa bir mola…
 2008.04.07 -  Tahammülsüzlük, küçümseme ve kibir…
 2008.03.21 -  Kapatma davasının kapattıkları
 2008.02.27 -  Geçmişine sövmeyen bizden değildir!
 2008.02.09 -  Dikkat kara çarşaflılar geliyor!
 2008.01.11 -  Tenleri siyah yürekleri beyaz insanlar
 2008.01.04 -  Noel Bayramları Gelecek mi?
 2007.12.11 -  Nede olsa komplo teorisi!
 2007.12.01 -  OYAK’ın Ermeni Yanlısı Ortağı
 2007.11.14 -  Bir Serdengeçti Vardı…
 2007.10.24 -  Sağ olan vatan, unutulan şehitler
 2007.10.06 -  Hadi İran olamadık bari Malezya’ya benzeyelim
 2007.09.15 -  Oruç tutuyor musunuz?
 2007.08.22 -  Garip Bir Rüya
 2007.07.29 -  Halkını tanımayanlar, aptal yerine koyanlar
 2007.07.17 -  Bilinmeyen şahadetin ardından
 2007.07.09 -  Düşündüren ve güldüren vaatler
 2007.06.12 -  Anıtlarla anılan teröristler ve unutulan şehitler
 2007.05.14 -  Bilinmeyen Menderes’in ardından
 2007.04.30 -  Kerkük’e karşı Cumhurbaşkanlığı süreci
 2007.04.18 -  Açlığın Ölüm Hali!
 2007.04.01 -  Tehlikenin Farkında mısınız?
 2007.03.20 -  Şehitliği Akif ve Çanakkale ruhuyla anlamak
 2007.02.27 -  Sultan Abdülhamid Han’dan Aziz Valentine
 2007.02.03 -  Dilden kötü kokular Ahmet Hakan’la geliyor
 2006.12.29 -  Seninleyiz Banu Avar
 2006.12.13 -  Eğitimde dinsizleşme süreci
 2006.11.23 -  Medeniyet yolunda güzeller geçidi
 2006.11.06 -  Açılın feministler geliyor
 2006.10.10 -  Peygamberimize sevgimiz bu kadarmış
 2006.09.08 -  Kola olmadan ne yaparız!
 2006.07.24 -  Bu veballe nasıl yaşanır?
 2006.07.11 -  İHANETİN BÖYLESİ
 2006.06.28 -  YASTAYIZ
 2006.06.17 -  KORKMAYIN BİZDEN
 2006.06.06 -  Mankurtlaşıyoruz
 2006.05.25 -  Davam Türkistan
 2006.05.17 -  Son rezalet
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com