:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Temayül ve uçurum 
Memduh Nihat Ada   ( memduh_nihat@mynet.com )

İki ay kadar önce, boynumda kravat, birkaç kez Kızılay da yalın ayak yürümüştüm. İddialaşma falan değildi. Benim açımdan doğal ve sıradandı. Sonraları birkaç yerde muhabbeti oldu bu yalınayak yürüyüşümün. Genel kanaat bu yalınayak yürüyüşümün temayüllere aykırı oluşudur. Ve sordum temayül severlere : “Peki hatunların göt, göbek ve memelerini pervasızca göstermeleri temayülden midir?”

Kadınlar bilmece ve bazı “salak” erkekler çözmek için uğraşıp duruyor. Bir türlü bitmiyor bulmaca. Sorular hileli mi nedir?!... Yok, yok danışıklı dövüş bu… Kimse duymasın ama bulmacanın bitmesine de razı değiller. Hem kaçıyor hem davul çalıyorlar…

Bayanlar evlenecekleri erkekleri nasıl seçerlerse seçsinler. Benim işim baylarla. Siz siz olun, evleneceğiniz bayanın annesini tanımaya çalışın. O’nu yemeğe çıkarın. Kendinizi davet ettirin. Bir şekilde muhabbetti ilerletin ve şayet kanınız ısındı ve size rol kesmiyor ise ondan sonra kızına talip olun. Dinleyin bu sözümü. Yanılmazsınız!...

Gecelerimden…

Demirlibahçe mahallesinin arka sokaklarından bir sokakta rast geliyorum o nurlu yüze. Sabah namazına gidiyor dualı adımlarıyla. Karanlıkta görüyorum yüzünü. İçime ışık doluyor. O ne güzel yüzdür Yarabbi. Gözlerinde kayboluyorum. Gözlerinde yıkanıyor, durulanıyorum. Utanmasam, “Dede, dur biraz da şu yüzünü seyredeyim” diyeceğim. O’nu uzaktan gördüğümde adımlarımı küçültüyor, yavaşlıyorum. O güzel insan bana doğru yürüyor. Ben geriye doğru yürüyorum. Bekliyorum O’nun selam vermesini. Üzerime çiğ yağıyor. Donmuşsam ısınıyorum. Bazen geç kalıyorum. Namaz vakti geçmiş oluyor. Göremiyorum. Gardım düşüyor. Çabucak yoruluyorum. Dede çık bir yerlerden ve bana görün diye sesleniyorum.

Gecenin hangi saati geçersem geçeyim ışığı hiç sönmeyen evler… Aylardır hep aynı pencerede ve hep aynı oturuşla kim bilir kimin yolunu gözleyen yaşlıca teyze… Mahallelinin etrafına taşlar koyduğu ve belediyenin aylardır kapatmadığı kanalizasyon kapağı… Sabahı “anacığım” gibi evinin camlarını ve kapılarını açarak karşılayan insanlar… Ağır ve aheste adımlarla camiden dönen ihtiyarlar… Hep ama hep uyuyan evler… Bütün arabaların tek sıra dizildiği orta halli sokakta arabasını özellikle ters istikamete çeken muhalif serseri… Pezevengine uluorta ve hesapsız küfür eden delikanlı orospu… Her tarafına iğne batırılıyormuş gibi yürüyen, yürümeye çalışan ibretlik, özürlü delikanlı… Köpek sürüleri… Ve kıyafet giydirilmiş köpeklerini gezdiren hanım ablalar… Yediklerini eritmek için sabah yürüyüşü yapan her boy her beden insanlar…

Ve bir özürlüyü görerek not düşüyorum:

Sizin ve benim ve yüzbinlerin bir adımda aldığı mesafeyi beş dakikada alan bir özürlüye bakıp nasıl kendi ayaklarını öpmez insan!...

Ercan geçen gün heyecan içinde aradı. Olay şu: Üstü başı pejmürde, yaşı yetmiş dedenin biriyle tanışmış çay ocağında. Dedem bilgece sözler ediyormuş. Ercan, hah demiş, galiba “Zorba”yı buldum. Dedeyi takipteyiz. Dede, Yenidoğan’da oturuyormuş. Şayet kabul ederse, dedeye mürit olacağız!...

Ercan’a şunu söyledim doğruya yakın, şakayla karışık. Bize, bizim gibi “manyakça” kitap okumayan ama hayatı okumuş biri lazım. Ara sıra gelip bizimle dalga geçecek ve “Yakın bu okuduğunuz kitapları!...” diyecek. Bu yazıyı okuyanlara duyurulur. Kendimize şeyh değil “Zorba” arıyoruz!...

Sokrates “Herkes konuştuğunda sen sus!” diyor. Koca Usta. Elinden öpüyorum. Siz, Mihail ile Adrian. Buluştunuz mu gittiğiniz yerde?... Yanınızda Ercan ile bana da yer ayırın. Sen Zorba. Senin Patronun vardı ve her ikinizde felsefe yapıyordunuz. Ercan ile ben senin benzerini aramaktayız, haberin ola. Sen Sidarta. Hala aynı nehrin kenarında mısın? Yolumuz düşer bakarsın sana. Sen Ebuzer. Sen hala, soymak için yolunu çevirdiklerine sorar mısın, “Sen Muhammedi misin?” diye… Ve sen Homongolos. Yakışıklı abim!... Bizde senin uçtuğun uçurumun kenarındayız…
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 2 yorum yapılmış )

krdln [ 2006/11/30 13:46 ]
...söylenilecek çok söz var ama belkide hiç bir şey söylemeden sadece dinlemek..yazılanlara yürekten eşlik etmek..benim gibilerin yapabileceği şey...ha eğer yalın ayak gezmek insanın fıtri duygularını harekete geçiriyor olsaydı,hiç kuşkunuz olmasın temayüllerden olurdu..!selamlar..
evet_isyan [ 2006/11/29 12:09 ]

''buyur otur şeyhim
samanyollarının ılık sedirine uzan
uzun, görklü ve sof
yüzünü bizden yana döndür
bize buğdayın ateşin
gözleri timarın
ve hüznün varidatını anlat''

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.12 -  Otur oturduğun yerde
 2008.12.12 -  Kumar oynamıyor musun?
 2008.12.02 -  Biz aşkı Orhan Gencebay’dan öğrendik...
 2008.11.25 -  Su akar yatağını bulur...‏
 2008.09.09 -  Beyaz mendil
 2008.08.16 -  Su toplayan yerimiz, neremiz?
 2008.07.31 -  Yeşil taşı arıyorum
 2008.07.19 -  Yakınlık ne anlama gelir?
 2008.07.01 -  Ben korkağın tekiyim…
 2008.06.23 -  Ninem, ağzına sağlık...‏
 2008.06.16 -  Getire getire bunu mu getirdin?
 2008.06.09 -  Esin Abla ile Halil Emmi
 2008.06.04 -  Bin kaç oluyor?
 2008.05.22 -  Ne budala bir oyun!
 2008.05.14 -  Nasıl kıskanmam?
 2008.04.22 -  Hakemi gözüm ısırıyor!..
 2008.04.08 -  Ellerimi bir çocuğa verdim...
 2008.03.31 -  Çay daveti
 2008.03.24 -  Başka cumartesi
 2008.03.19 -  Bir Zeynep vardı...
 2008.03.15 -  Bacanak kardeşim (2)
 2008.03.06 -  Bacanak kardeşim (1)
 2008.02.29 -  Gül kanayarak açar!
 2008.02.23 -  Kelam bilmeden “kelam” etmek
 2008.02.19 -  Seninle…
 2008.02.16 -  Çiçekçilere uğrayın
 2008.02.11 -  Şenlik yapılsın!...
 2008.02.08 -  Biz ona masal deriz
 2008.01.31 -  Yükseklere nişan alanlar‏
 2008.01.26 -  İnsan bolluğu
 2008.01.17 -  Bataklık bekçileri
 2008.01.09 -  Yorgancı ile kuyumcu
 2008.01.03 -  Geceler içimde hece
 2007.12.28 -  Gülüm
 2007.12.18 -  İş teklifi...
 2007.12.17 -  Korkmak...
 2007.12.12 -  Zarlar atılmıştır!
 2007.12.05 -  Sevgilim olmayan uyku
 2007.11.29 -  Bu kitaplar kaça?-2
 2007.11.19 -  Bu kitaplar kaça?-1
 2007.11.12 -  Nedir baktığın dede?
 2007.11.06 -  Meşguldüm dönemedim, yoğundum yazamadım
 2007.10.29 -  Kızım sana söylüyorum!
 2007.10.21 -  Kalbime sordum
 2007.10.15 -  Rıfat
 2007.10.08 -  Eylül, yine gel
 2007.06.18 -  Hoşçakalın
 2007.06.02 -  Yaşamak galip geliyor
 2007.05.29 -  Orman yanıyordu
 2007.05.25 -  Söyleyeceklerim Var 2
 2007.05.22 -  Söyleyeceklerim var 1
 2007.05.17 -  Üşüyorum kapama gözlerini...*
 2007.05.14 -  Siyah yıldızlar
 2007.05.10 -  Sarhoştan yağ çıkarmak
 2007.05.07 -  İnsan değil misin usta?
 2007.04.30 -  Bir başka zemin...
 2007.04.28 -  Tabanca ile gösterilen penaltı...!
 2007.04.23 -  Güller mi düşüyor gözlerinden?
 2007.04.16 -  Bazı Aşkların Ölümdür Kafiyesi"*
 2007.04.09 -  Her tebessümün kankardeşi
 2007.04.01 -  Ömrümü içine alan parantez
 2007.03.26 -  Bizim mahallenin abisi
 2007.03.19 -  Yandı,bitti,kül...
 2007.03.13 -  Meşgul görünmekten bıktım.
 2007.03.05 -  Cesaretsiz adamın notları 2
 2007.02.27 -  Cesaretsiz adamın notları 1
 2007.02.22 -  Kaç tavuğunuz var?
 2007.02.12 -  Karakış
 2007.02.05 -  Geri dön çocuk!...
 2007.01.30 -  Ya taş, ya kuş...!
 2007.01.22 -  Uykusuzluk neler yazdırıyor insana…
 2007.01.16 -  Güzel abim...
 2007.01.08 -  Güneşin kızını isteyen fare
 2006.12.25 -  Doğum günüm
 2006.12.19 -  Çıldırın!
 2006.12.09 -  Yağmurumuz var
 2006.12.04 -  Bol nahtarlı bir hikaye
 2006.11.27 -  Temayül ve uçurum
 2006.11.20 -  Yazı ve hüzün
 2006.11.13 -  Ve sen...
 2006.11.06 -  Geceydi
 2006.10.30 -  Bir Türk Dört Japon
 2006.10.26 -  Bekliyorum…
 2006.10.16 -  İnadına gülümsemek
 2006.10.11 -  Kardeşimdi...
 2006.10.09 -  Başlarken…
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com