Bu çağda” diye başlayan cümleler duydum mu kulaklarım dikilir, o yöne doğru istemeden omuzlarımla birlikte bir dönme hamlesi yaparım ki, cümlenin sahibini süzeyim.
“Bu çağda bu kafa” en sevdiğim klişe laflardandır. Zaman zaman siyasi gelişmeleri, kimi zamansa sosyal olayları eleştirmekte kullanılan; modern şehir insanının popüler deyişi haline gelen bu geyik, kim tarafından dillendirilirse dillendirilsin tarafımca en iyi gülme gerekçesi olarak değer bulur. Öteye de asla geçemez.
Zaten lafzı edildiği an, muhakkak kendini kültürel gelişmeleri ile uzay çağının derinliklerinde arzı endam ettiğini sanan; modernlik hastalığına iliklerine kadar tutulmuş bir kompleks göstergesidir ki, genelleme yapmak doğru olmaz ama, “genelde” bu psikolojiyi yaşayan güruh tarafından ifa edilir.
Bu ağır felsefi giriş yazıya ciddi bir hava katmak içindi. Maksat kültürlü olduğumuz görünsün.
Çağ değişti. İlle de elektrik isterim…
Eskiden, aha bu çağın değişmediği zamanlar; görücü usulü evlilikler revaçtayken, baba kızına annesi vasıtasıyla sorarmış. “kızım istiyor musun?” Kız sessiz kalırsa, evet anlamına gelirmiş. Yok, “takdir babamındır, babam evet derse, bende itiraz etmem” gibi beylik bir laf ederse, istemem ama verirseniz boynum kıldan ince, saygısını gösterirmiş ki, nezakete bakın.
Şimdi bu çağ denen şey ileri gidince kız milletinin de kendini ifade etme yöntemleri modernlik hastalığına tutulmuş oldu.
Misal kız istemeye gittiniz. Kızı istediniz. Anne içeri kızın yanına gidiyor. Kızım ne diyorsun? Kızın cevabı oldukça manidar. “Elektrik alamadım.”
Hayır demenin moderncesi.
Böyle bir durumda annemin bir akraba için yaptığı girişim sonucundaki yorumu ise çok düşündürücü. “kız cereyan mı şey edememiş ne”
Sanırım durum anlaşıldı.
Başka bir kız isteme geyiği.
Çocuk dolmuş şoförü. Kızı istemeye giderler. Kızın karar açıklama anı heyecan içinde herkes tarafından beklenmekte. Hani sanki durum sıfır sıfır; Son dakika penaltısı ha atıldı ha atılacak….
Kızın annesine verdiği cevap: Altıncı hissim onaylamıyor.
Hoppalaaa.
Hey Allahım. Kız haklı. Madem kullanmayacağız neden altıncı hissimiz var. Al sana kullanmak için en uygun an.
Oğlanın annesinin yorumu: “Altıncı şeyi olmaz demiş.”
Dolmuşumun ince freni, böyle ikna ederim senin altıncı hissini…
Maazallah dolmuş şoförüyle altıncı hissi güçlü olan bu kızcağızın aynı çatı altında yaşama olasılığı beni ürküttü.
Zira şoför kültüründe “altıncı hisse” bir hususu onaylatma becerisine dair birkaç metot vardır ki, etkili olduğunu ben alttaki komşudan biliyorum. Duvarlar ince olduğundan duvarın yıpranma oranıyla, kadının altıncı hissinin onaylama oranı yüksek korelasyon gösteriyor. ( felsefi bir terimdir ilerde anlatırım )
Yok yok. Eski kafa benim için en ideali. Bu konuda Adanalıların sağduyusuna hep güvenmişimdir. “kadın dediğin taktın mı koluna yakışacak, attın mı duvara yapışacak der” eski bir adana atasözüdür. Nerde böyle işlevseli…
Tek değişmezim var değişmemek…
Zaman zaman duygusal travmalar hepimiz yaşarız. Nitekim birisinden yeni çıktım. Az daha hayata dair mizahi bakış açımı kaybediyordum ki, yakın bir psikolog dostumun desteğiyle yeniden eski halime döndüm.
Ben değişimden pek hoşlanmam. Onun için yegâne felsefem “tek değişmezim var, asla değişmemektir.”
Misal hala aynı yerden alışveriş yapar, hep aynı markayı giyer, aynı güzergâhı kullanır, aynı yerde çay – nargile içer, aynı yerde kahvaltı ederim. Traş olmak için hala Konya’ya gitmem sanırım bu yüzden.
Bu huyumu evlenmeden önce eşime çok söyledim. Bak ben böyleyim. Evlendikten sonra ciddi bir değişim bekleme diye. Ama nafile; kadınların olaya bakış açısını şu felsefi yorum özetliyor.
Kadınlar erkekler değişir diye evlenirlermiş ama erkekler değişmezmiş, erkekler ise kadınların değişmeyeceğimi düşünerek evlenirlermiş ama kadınlar maalesef değişirmiş.
Zaman değişiyor. Beklentiler ve duygular da değişiyor. Değişim rüzgârının bakalım beni değiştirmeye gücü yetecek mi. Ben hala aynı yerde çay ve nargile içmeye aynı yerde kahvaltı etmeye devam edeceğim.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 1 yorum
yapılmış )
Gazetede yazacağınızı söylediniz. Ama henüz haberini alamadık. Merak ettiğim iki şey var. Birincisi ne zaman yazacaksınız ve hangi gazete olacak. İkincisi ise yine aynı tarz mı yazacaksınız...Üç mü oldu ne:))