:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Atina’da 3 gün  
Taner Aydın   ( taner145@hotmail.com )



Hani vardır ya,
Uzun zamandır ertelenen ama bir türlü zaman bulunup da yapılamayan ziyaretler.
İşte onlardan birisini geçtiğimiz hafta sonu telafi amacıyla Atina’ya gittim.
Venizelos havaalanında indikten sonra, Atina beni yazdan kalma bir günle karşılıyor.
Uçaktaki mürettebatı saymasak yolcular arasındaki dört beş kadar Türk’ten biriyim.
Havaalanındaki uzun kuyrukta, pasaport kontrol için beklerken bir Yunan polisi beni çağırarak diplomatik personelin giriş yaptığı kapıdan kontrolümü yapıp ülkeye soktu.
Hala ne diye bu jestin yapıldığını anlayamadım.
Sonra kapıda dostum George karşıladı.
Otel, muhabbet, balık restoranı derken ikindiye doğru Akropolise gitmek üzere George’dan izin alarak ayrıldım.
Akropoller, eski Yunanda kral saraylarının ve tapınakların bulunduğu yerlere verilen isim.
Akropolis Atina’nın ortasında tüm şehre hâkim bir dağın tepesinde ve yürüyerek çıkmak oldukça yoruyor.
İlk önce antik bir anfi tiyatro karşılıyor gelenleri.
Kalıntılar üzerinde etrafı seyrederken, Ege’nin öbür tarafındaki Anadolu topraklarında antik tiyatrolar gözümün önüne geldi.
Aslına bakarsanız bizim Aspendos’daki antik anfi buradakinden çok daha görkemli.
En tepedeki Phantenon klasik eski Yunan mimarisinin en şık yapıtlarından biri.
Kralın evi ve tapınak bir arada.
Güneş batmaya başlıyor, bildik bir Pazar günü, şehir sessiz ve sakin.
Şehir bildik bir Türkiye şehrini andırıyor.
Biraz İstanbul, biraz da Bodrum, biraz Antalya.
Etrafta birkaç turist ve benden başka da kimseler yok.
Birazdan ziyaret saati bitiyor, görevliler kibarca çıkış yolunu gösteriyorlar.
Akropolisten yavaş yavaş şehir merkezine yürürken küçük bir hatıra alıyorum yanıma,
Sokrates ve Platon’un heykelcikleri.
İkisi de eski Yunan da birer ekol.
Sokrates çok tanrılı inanışın yaygın olduğu yapıya baş kaldırınca baldıran zehiri içirilerek öldürülmüştü.
Düşüncelerini ise ölümünden sonra öğrencilerinden Platon kaleme aldı.


***

Ege’nin bu tarafında diğer tarafına çok benziyor.
Sokakta yürüyen sıradan bir Yunanlı İstanbul’da, Konya’da, yâda Ankara’daki bildik Türk simalarından farksız.
Erkekler de bıyık, elde tespih çok rastlanan bir motif.
Hanımları da hep bakımlı.
Gündemde Papa’nın Türkiye ziyareti var.
Tüm Yunan televizyonları İstanbul’daki toplu protestoları dakikalarca ekranlarına taşıyor.
Diğer bir konuda adi bir cinayet haberi,
Avda öldürülen 5 gencin haberi.
Cinayetin faili hala meçhul.


***
Ertesi gün öğle saatlerinde Yunanistan parlamentosunun önündeyim polis panzerleri yolu
kesip, trafiğe kapatmış trafik allak bullak.
500 kadar sendikacı, hükümeti protesto ediyorlar.
Karamanis’i seslerini duymaya çağırıyorlar.
Polis kalabalığa müdahale ediyor.
Küçük bir arbede.
Yokun kenarından Türkiye’nin Atina büyükelçiliğine doğru yürüyorum.
Elçilik parlamento binasına yakın ancak Türk bayrağı ortalıklarda görünmüyor.
Yunanlı fanatiklerin saldırılarından bıkan elçilik görevlileri bayrağı çatıya taşımışlar böyle olunca da sokak ta bayrak görünmüyor.
Bir süre sonra Atina’nın Kuzeyine gidiyorum.
Taksisine bindiğim Yunanlının adı Yani,
İstanbul Rumlarındanmış.
Türkçe konuşuyoruz.
Ailesi ile 1955 olayları sonrasında evleri yakılınca Atina’ya göçmüşler.
Evde çocuklarım bilmez ama ağabeylerimle biz hala Türkçe konuşur anlaşırız diyor.
İstanbul deyince 40 yıldır nasıl özlediğini anlatıyor.
Uydu alıcıyla da sürekli Türkiye televizyonlarını izliyormuş.
Bana gezimin bu bölümünde mihmandarlık etti.
Akşam yine George ile beraber balık restoranındayız uskumru, hamsi, istavrit, soğuk mezeler bir bir masaya geliyor.
Yaprak sarmasına dolma, yoğurda yoğurt, kalamara kalamari, cacığa cacıği diyorlar.
Ne kadar benzeşiyoruz.
400 yıl beraber yaşayınca da doğal olarak böyle oluyor işte.

Akşam Kilifros’a gidiyorum.
Buranın şehrin krema tayfasına hitap ettiği her halinden belli.
İstanbul’un Bağdat Caddesi gibi
Her şey üst gelir grubuna göre tasarlanmış.
İnsan simaları, arabalar, evler, caddeler, fiyatlar her şey bir anda başkalaşıp bir anda küçük Amerika oluyor.
Saat 10 oldu, otele gitmek üzere taksiye biniyorum.
Platon Otel.
Ertesi sabah İstanbul’a geri döneceğim.
Mutluyum, ertelenmiş işlerimi burada bitirdim.
Beni 4 aydır bekleyen George ziyaretimden çok memnun.
Yolda Konya’ya dönünce beni bekleyen işlerim aklıma geldi.
Koca bir of ama hem de ne of…
Gelecek haftaki yazı New York’dan.







Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 1 yorum yapılmış )

MEÇHUL [ 2006/12/16 17:44 ]
ABİ BU KOONYADKİ İŞLERİNDEN NEDEN BU KADAR KORKUYORSUN BİRİSİ SENİ RAHATSIZMI EDİYOR......

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.01.30 -  Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
 2008.12.31 -  Filistin’de barışın tek formülü
 2008.11.28 -  IMF’ye gerek yok batmayız?
 2008.11.12 -  Sevsinler
 2008.10.24 -  Ekonomi, Aktütün, ve Ergenekon
 2008.08.12 -  Rus- Gürcü savaşı nasıl sonuçlanır?
 2008.07.07 -  Demek hukuka herkesin bir gün ihtiyacı oluyormuş
 2008.06.21 -  Ve Viyana düştü
 2008.06.06 -  Yağ çıkaracak deve
 2008.05.01 -  Ünal Karaman, sezon başında Konyaspor’un yeniden başında
 2008.04.01 -  Ağlama duvarı
 2008.01.23 -  Kürtleri ne yapmalı
 2007.10.30 -  Recep Konuk’da bir öğretmenmiş
 2007.09.28 -  Sudiye Kasapçopur’un hikayesi
 2007.09.24 -  Alışacaklar
 2007.09.14 -  Luis Washington Konyaspor'da ne yapar?
 2007.09.10 -  Türkiye devrim yaşıyor
 2007.09.06 -  Nerde kalmıştık…
 2007.07.20 -  Oyumu vereceğim parti
 2007.07.03 -  Seçim anketleri doğru mu?
 2007.06.22 -  Zeyno Baran olayı
 2007.06.17 -  Filistinliler hepinize yazıklar olsun!
 2007.06.07 -  Aday listelerine nerden bakıyorsunuz?
 2007.05.28 -  Meclis’te seçim sonrası iki parti olur
 2007.05.22 -  Konya’nın milletvekili adayları sönük kaldı
 2007.05.11 -  Kim nereden aday, eskiye rağbet olsaydı !!!
 2007.05.05 -  Sizce neyin seçimi
 2007.04.28 -  Gibisi fazla bunun adı “muhtıradır”
 2007.04.13 -  Büyükanıt paşa Tayyib Erdoğan’a Çankaya yolunu açtı
 2007.04.03 -  Demirel’den artık iyice sıkıldım
 2007.03.20 -  Helalinden iş, helalinden eş!
 2007.03.05 -  Konyaspor yazısı…
 2007.02.26 -  Melekler şehri terk edince
 2007.02.07 -  Kıyamete beş mi var?
 2007.01.29 -  Hırant Dink’in toprağı neden mi bol olsun?
 2007.01.24 -  Hrant Dink nasıl katledildi?
 2006.12.25 -  İyi seneler
 2006.12.02 -  Atina’da 3 gün
 2006.11.08 -  Noterdam’ın kamburu
 2006.11.01 -  Paris’ten insan manzaraları
 2006.10.11 -  Askerin tepkisi
 2006.09.26 -  Liverpool’da bir Galatasaray anısı
 2006.09.19 -  Öğrenmeyi öğrenmek
 2006.09.09 -  Lübnan’a asker gönderilmesi kime yaradı?
 2006.08.26 -  Konyaspor başkanı Ahmet Şan’a davet
 2006.08.15 -  Lübnan Hizbullah’ı
 2006.07.21 -  Cevap veriyorum…
 2006.07.13 -  Hamas ve 3 Şart
 2006.07.06 -  Zidan’ın ardından
 2006.06.19 -  Ahmet Davutoğlu ile dış politika turu (2)
 2006.06.12 -  Ahmet Davutoğlu ile dış politika turu
 2006.06.02 -  Türk Solu hastalıklı bir soldur.
 2006.05.24 -  Kasımda seçim olur mu?
 2006.05.13 -  Ermeni soykırım yasa tasarısı ve Türkiye Ermenileri
 2006.05.06 -  BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ NEDİR?
 2006.04.29 -  ABD’Yİ MUSEVİ CEMAATİ YÖNETİR
 2006.04.19 -  TERÖRİST KİMDİR ?
 2006.04.10 -  Şahinlerden güvercin olur mu?
 2006.03.31 -  ARAFAT’IN RÜYASI
 2006.03.28 -  Körler Ülkesinde Görmek İdamlık Suç mudur?
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com