Basit siyasi çıkar, ikbal ve hesaplar uğruna ülkenin gündemini, geleceğini rejim tartışmaları ile kaosa dönüştürmek aklıselim ve sağduyulu hiçbir bireyin kabul edebileceği bir şey değildir. Bu tip söylemler en başta statükonun elini güçlendirir. Demokratik açılımlara ket vurur. Siyasi alanı rejim tartışmaları ile daraltmak özgürlükleri, kamu ve millet iradesini hiçe saymaktır. Muhalefet asla ve asla bu tip siyaset tarzından bir siyasi getirim elde edemez aksine çok şey kaybeder.
Cumhurbaşkanlığı makamı üzerine kopartılan,”Sine-i Millet’e Dönme” velvelesi acaba hangi demokratik ülkede dillendirilen bir siyasi argümandır?
Demokrasi dedikleri şey eğer halkın iradesi ise halkın tercihleri ile gelmiş bir demokratik meclis ve hükümetin alacağı meşru kararlara niçin içe sindirme güçlüğü çekilir. Hâlbuki maşeri vicdanda infial uyandıracak bir durumda mevcut değildir.
3 Kasım Genel Seçimlerinden sonra yapılan 28 Mart Yerel İdareler seçimlerinde halk meşru hükümete devam kararı vermiştir.
Muhalefetin salt Cumhurbaşkanlığı seçimlerini öne sürerek 5-6 ay öncesinden toplumu siyasi alanı ve piyasaları gerecek tutum ve davranışlar sergilemesi ülke çıkarları açısından kabul edilebilir bir durum olmadığı açıktır.
Muhalif çizgide feraset ve basiret bazen durma noktasına gelse bile, tribünlerde olup bitenleri izleyen sıradan insanlar bir gün önlerine konacak sandıkta gerçek gündemin ne olduğunu kullandıkları rey’in rengi ile belli edecek, bugün vavela kopartanlar o gün başlarını öne eğeceklerdir. Unutulmamalıdır ki, bugünler yarınlar tarlasının tohumudur. Bugün açılım yerine kriz üretenleri yarın Millet sandığa mahkûm ettiğinde muhasebe vaktinin çok geç olduğu anlaşılacaktır ama artık iş işten geçmiş olacaktır.
Demokratik nizamın ve rejimin en önemli bir makamı olan Cumhurbaşkanlığı seçimine daha 6 ay varken hadiseden siyasi rant umarak olayı siyasi argüman haline sokmak çok büyük bir yanlıştır.
Ulusal gündemden yerel gündeme dönersek önümüzdeki yıl yapılacak olan genel seçimlerde milletin vekâletini almak isteyenlere birkaç söz söylemek istiyorum.
Vaktiyle bir gün Ankara’da bulunurken birlikte olduğum siyasi bir arkadaşım kendini geliştirmek için beni Ankara’nın en meşhur kitapevlerinden birine götürmemi istemişti.
Şu an ki miktarı ile sanıyorum bir müdür maaşı kadar para verip arabanın arka koltuk ve bagajını dolduracak kadar kitap almış ve Konya’ya dönmüştük. Her gece en az bir bazen iki üç kitap okuyup kitabın özetini anlatacak düzeyde okuma iradesi göstermiş olan arkadaşım o günden sonra daha bir başka olayları kavramaya yorumlamaya başlamış idi. Okuyan düşünen çalışan insan olayları yorumlaması ile açılımlar sağlar bulunduğu makama irtifa kazandırır.
Sahasında siyasi bir dev olabilir. Okumayan dünya gerçeklerinden bihaber sırf cüzdanı ile midesine çalışanlar ise siyasi cüce olmaktan ileriye yükselmez yerelden öteye gidemezler.
Bu yüzden okumalı düşünmeli yorum yapmalı ve açılım sağlayarak Ankara’nın yolunu gözlemlemeli.
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 3 yorum
yapılmış )
[
2007/06/08 20:29
]
değerli yazar yazılarınızı dikkatle okuyan yazılarınızdan epeyce feyz aldığımı düşünüyorum Aynı zamanda bir eğitimci olarak sizin gibi yazarların;Abidin bey yazdığı gibi yazılarla moralinizi bozmayanız şevkinizi kaybetmeyin lütfen.Abidin bey gibiler çok,ama sizin gibiler az.Saygılar sunarım
Degerli Abidin Bey.
Yazınızı okudum.Daha dogrusu eklentinizi.Gerçek isminizin Abidin olup olmadıgından da emin degilim ama önemli degil.Kişiler den ziyade bizler fiillere bakarız.Beni tanıdıgınızı eklentideki yorumunuzdan anlamak mümkün.
Şimdi gelelim sadede.Benim kişiligimi ve karekter yapımı tam olarak henüz anlayabilmiş olmadıgınız aşikar. Hayatımda hiç bir zaman inandıgım dogruların hilafına hiç bir makam mevki rütbe veya mansıp için ''hilaf-ı hakikat'' dışı bir fiilin içinde özne yada yüklem olmadım. Bu saatten sonra da olmam.Cümlelerinizin akıl fikir feraset basiret bogumlarından geçerek dilinizden sadır olması sizi yüceltir.Aksi halde bulundugunuz yerde kalırsınız.Sevgi ve saygılarımı sunar beni daha iyi anlayabilmek için biraz daha ferasetli olmanızı umarım.
Sayin yazar akp yi yalamaya saksakciligini yapmaya devam etmissiniz . umarim bu yaptiginiz halta gazetecilik falan demezsiniz. bu kadar yalamaya size ya bir bakan danismanligi yada belediyelerden birinde basin danismanligi vermeleri lazim