Diplomasi, devletler arasındaki ilişkileri yürütme sanatıdır. Diplomasi sayesinde ülkeler, herhangi bir anlaşmazlık durumunda, güç kullanmadan sorunları çözebilme imkânına kavuşmaktadırlar. Ee, ne demişler insanlar konuşa konuşa, hayvanlar ise tokuşa tokuşa anlaşırmış. Zaten insanı eşref-i mahlûk mertebesine ulaştıran en önemli özelliklerindendir karşılıklı fikir alışverişinde bulunabilmek.
Diplomasi trafiğine, son günlerde Türkiye’nin Irak’la kurduğu diyalog çabalarını örnek gösterebiliriz. Irak’ta gelinen son noktayı büyük bir dikkatle izleyen Ankara, Irak’ın kuzeyinde oldu-bitti politikasıyla Türkmen nüfusunun bulunduğu bölgede, yani dünya petrol rezervinin yüzde beşine sahip olan bu coğrafyada “kukla” bir Kürt devletinin kurulmasına diplomatik bir dille karşı çıktı. Kürtlerin, Musul ve Kerkük’te Türkmenleri yerlerinden yurtlarından etmelerine, tapu sicil kayıtlarını yakmalarına, bu bölgedeki Türkmen mezarlarını da tahrip ederek buradaki Türk varlığının izlerini silme çabalarına, Ankara’nın diplomatik yollarla mukabele etmesi, “diplomatik nezaket” ölçülerinin zirve örneklerindendir.
Peki, komşuda baş gösteren büyük yangına, ülkemize sıçramak üzereyken duyarsız kalabilmek mümkün müdür? Elbette değildir. Burada şu sorunun cevabı aranmalıdır: Diplomasinin sonuç vermediği, yani diplomasinin bittiği yerde ne yapmak gerekir?” Komşuda büyük bir yangın baş gösterdiğine göre ve bu yangının bize sıçrayabilmesi ihtimali de söz konusu olduğuna göre, Türkiye, ya elinde su dolu kovalarla yangını bekleyecektir, ya da ne olur ne olmaz diyerek itfaiyesini devreye sokacaktır. Bu iki yoldan hangisini tercih edeceğine elbette hükümetin kendisi karar verecektir.
Ancak vurgulamak istediğim bir husus vardır ki, o da özgürlük ya da barışı getirmek uğruna, her türlü hukuku hiçe sayarak Irak’ı işgal eden ABD’nin, “çıkış” (exit) politikası ararken, birden askeri gücünü artırmak için ordusunu takviye etmek istemesidir. Bu tür bir yaklaşım “ya herrü ya merrü” ya da matematiksel bir ifadeyle söyleyecek olursak “ya 100 ya da 0” politikasının bir tezahürüdür. Öfkenin dışa vurumu olarak da nitelendirebileceğimiz bu karar, ABD’nin artık mantığıyla değil, duygularıyla hareket ettiğini gözler önüne sermektedir.
Şimdiye kadar büyük bataklığa kocaman taşlar atarak üzerimizin kirlenmesine sebebiyet veren ABD’ye bulaşmamak için, sadece üzerimizi değiştirmekle yetinirken, artık bataklığın iyice genişlediğini ve bırakın üzerimizin kirlenmesini, bizi bile yutacak kadar genişlemesine sessiz kalabilmek bir hayli zor görünüyor. Bu sözüme, “Hocam, yavaş ol Yurtta Sulh, Cihanda Sulh düsturunu unuttun galiba” diyerek mukabele edenlere, şöyle cevap vermek isterim: Evet, barış bizim temel politikamızdır, lâkin barışı istiyorsan savaşa da hazır olmalısın, yani eskilerin deyimiyle “Hazır ol cenge, eğer istersen sulh-u salâh.”
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 12 yorum
yapılmış )
|
|
Yazınızda önemli bir konuya değinmissiniz hocam sizden bir ricamda İsrailin büyük bir vurdum duymazlıkla devam ettiği Mescidi Aksa yakınlarında sürdürdüğü kazı çalışmaları ve Osmanlı mezarlığını tahrip etmesi konusuna değinmeniz.selam saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle... |
|
|
|
|
Yazınızda önemli bir konuya değinmissiniz hocam sizden bir ricamda İsrailin büyük bir vurdum duymazlıkla devam ettiği Mescidi Aksa yakınlarında sürdürdüğü kazı çalışmaları ve Osmanlı mezarlığını tahrip etmesi konusuna değinmeniz.selam saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle... |
|
|
|
|
ABD' nin gün geçtikçe Irak politikasıyla doğuya yaklaşma gayretine,ki ben buna istila diyorum, bu cesur yazınızı okuyarak daha objektif bakmamızı sağladığınız için teşekkürler hocam.Barışa karşı savaşmanın da gerektiğini ben de haklı buluyorum, bir de Çin meselesini (ABD'nin, büyüyen Çin ekonomisine şu anda sessiz kalması) yazılarınızda değinirseniz, biz gençliğin ufkuna şafak olabilirsiniz... Yazılarınızın devamını bekliyoruz... |
|
|
|
|
Sizi anlamayan ama hırantı anlayan taner aydına bir yorumda siz yazsanız ilkeli ve korkusuz ne öven nede söven ama doğruyu çekinmeden söyleyen yazılarınızı görme dileğiyle rast gele |
|
|
Taner
[
2007/01/25 16:18
] |
|
Hocam köşeniz hayırlı olsun,
Yzınızla ilgili olarak ABD Irak işgaline başladığından beri oradan hiç çıkış yolu aramadı.
Ayrıca çözüm öneriniz nedir onu anlayamadım. Evet diplomasi Kerkük de sonuç getirmiyor, kova, itvaiye,...yani çözüm ne.
Taner |
|
|
|
|
Yazının başlığını ' BU BİR AKP GENEL MERKEZİ BASIN AÇIKLAMASIDIR' diye koysaydınız daha uygun olurmuş... |
|
|
|
TARIK
[
2007/01/23 20:37
] |
|
SAYIN YÜCEL COK GÜZEL IFADE ETMISIN DE TÜRKIYE´NIN YER ALACAGI BIR SAVASTA SIZDE ORDUYA DAHIL OLURMUSUNUZ!! |
|
|
|
Ahmet
[
2007/01/23 17:58
] |
|
Diplomasi trafiği vakti çoktan geçti. Şimdi tank trafiği zamanı. Yapabilene tabiii.... |
|
|
|
mesut
[
2007/01/23 17:49
] |
|
hocam aynen katılıyorum. |
|
|
|
|
Yazmis oldugunuz yazinizi cok begendik yazilarinin devamini bekleriz |
|
|
Hasan
[
2007/01/23 15:32
] |
|
Eyvallah hocam... |
|
|
|
[
2007/01/23 15:23
] |
|
Hocam, ağızınıza sağlık. Hepimizin içinden geçen duyguyu açık yüreklilikle dillendirdiğiniz için teşekkürler... |
|
|
|
| |
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
.gif)
.gif)
.gif)
.gif)
.gif)
