:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

2 önemli konu 
Mustafa Kara   ( mustafakaraa@gmail.com  )

Türkiye’nin gündemi ne kadar da çabuk değişiyor. Yeni yılla birlikte haber bültenlerinin ilk yarısı Irak meselesine ayrılırken, Hrant Dink cinayeti ve ardından başlayan ‘biz Türk müyüz yoksa Ermeni mi’ tartışmaları, 301 bilmecesi, ‘ben senden daha milliyetçiyim’ söylemleri, ‘hala bu devirde milliyetçi misiniz’ serzenişleri derken ne Irak kaldı gündemde ne de olması gerekenler.
Hrant Dink cinayetinin hemen ardından ajanslara düşen ve Emekli Orgeneral Edip Başer’in “bu cinayet Irak’ı unutturmak, Türkiye’nin gündemini değiştirmek için yapıldı” tezi haklı çıktı. Gerçekten de bu saldırı gündemi alt-üst etti. Meclisteki Irak kapalı oturumu bile hak ettiği önemi görmedi. Oysa Irak’ta çok garip şeyler oluyor.
Bush, yeni açıkladığı planla Irak petrollerinin üzerinden kalkmayacağını dünyaya duyurdu. 1970’lerdeki petrol krizini Suudi Arabistan’la aşan Amerika Birleşik Devletleri, önümüzdeki dönem ortaya çıkacak enerji sorununu da Irak petrolleriyle aşacak. Durum öyle gözüküyor. Tabi bu noktada Irak’taki mezhepler arası kavga da Bush’un işine geliyor. Amerikan Başkanı önümüzdeki dönem Şii-Sünni savaşını Irak’ta kalmak için bahane olarak gösterecektir. Kontrollü bir istikrarsızlık oluşturacaktır. Şii-Sünni kavgasını körükleyerek, kendine yer açacaktır. Burası çok açıktır.
Birleşik Devletler bölgedeki hegemonyasını daha da kuvvetlendirirken yaptığı icraatlarla da İran’ın ekmeğine yağ sürüyor. Amerika, İran’ın bölgedeki en büyük düşmanlarını yok ediyor. Bunların başında da Saddam var. Bu köklü devletin bölgesel bir güç olmaktan küresel ve nükleer bir güç olmaya doğru gittiğini söylemek yanlış olmaz. Çünkü İran hem sabit hem de potansiyel verilerini çok iyi kullanıyor.
Irak’ın devrik liderinin Şiiler tarafından asılmasını da göz ardı etmememiz lazım. İdam sırasında atılan “Muktada, Muktada” sloganlarının, Amerika’nın Sadr’ı yanına çekmek için yaptığı planın bir parçası olarak görmek gayet normal… Tespite komplo teorisi olarak da bakabiliriz. Bunu önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler gösterecektir. Bilindiği üzere Muktada Sadr, Irak parlamentosundan çekildi. Şu anda batılı şirketlerin Irak petrollerini kapma çalışmalarına karşı en büyük engel olarak gösteriliyor. Eğer Sadr, Irak’taki direnişinden şu veya bu şekilde vazgeçerse, o zaman Amerika’nın Sadr ile ‘Saddam’a karşı petrol’ pazarlığı yaptığını söyleyebiliriz.
Irak meselesinde Türkiye’yi ilgilendiren en önemli konu ise hiç şüphesiz Kerkük… Petrolün yoğun olduğu bu bölgenin demografik yapısında zorbalıkla yapılmaya çalışılan değişikleri artık çocuklar bile biliyor. Bunun önüne geçilmesi için hükümetin daha da aktif bir rol alması gerekiyor. Türkiye’nin sınır güvenliğinin korunması noktasında üzerinde durulması gereken en önemli nokta bu…
Ve gündemimizde olması gereken diğer önemli konu: Kuraklık
Hiç abartısız söylüyorum. Konya Ovası’nda yaşanan susuzluk, en az Kerkük meselesi kadar önemli. Tahıl ambarı suya hasret kaldı. Kısa süreli yağışlar çölleşmeye yüz tutan arazilerin derdine derman değil… Tamam, Mavi Tünel projesinin temeli atıldı. Ancak bu projenin tamamlanması en az 5 yılı bulacak. Hadi ‘yarın bitti’ diyelim, Göksu nehrinden Mavi Tünel vasıtasıyla gelecek su Konya Ovası’nın tamamını değil, sadece bir bölümünü sulayacak. Yani bu projenin tamamlanması Konya Ovası’nın tamamen kurtulması anlamına gelmiyor. Yapılması gereken daha çok şey var.
Yeraltı suları hızla çekiliyor. Çekilme nedeniyle oluşan obruklarla Konya Ovası delik deşik oldu. Yerüstü su kaynakları da tükeniyor. Başta Akşehir ve Beyşehir Gölleri olmak üzere Konya’daki birçok irili ufaklı su kaynağı ya kurudu ya da kurumaya az kaldı. Durum gerçekten çok vahim… Palyatif çözümlerin yerine kalıcı çözümlerin getirilmesinin zamanı geldi de geçiyor.
Kalıcı çözümlerin başında da tarımsal sulamada kullanılan sistemin değiştirilmesi geliyor. Şu anda Konya Ovası’nda halk arasında vahşi sulamada denilen salma sulama sistemi kullanılıyor. Bu da hem yeraltı sularının boşa akmasına hem de ekili alanlardan yeterince verim alınamamasına neden oluyor. Salma sulama sisteminin yerine damlama sulama sisteminin ya da en azından yağmurlama sulama sisteminin kurulması gerekiyor. Bunu tek başına çiftçinin yapabilmesi mümkün değil. Devletin mutlaka yönlendirici ve destekleyici olması gerekiyor.
Konya Ovası çölleşiyor!
Durum çok kritik!
Kuraklık tehdidi TBMM’de kapalı oturum yapılacak kadar önemli!
Sorun en az Irak meselesi kadar büyük!
Duyurulur…
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 5 yorum yapılmış )

[ 2007/03/24 14:22 ]
artık diyorum ki
yazınızı değiştirseniz
kimilerine garip geliyor ama
biz sizleri okuyoruz
ve yorum da yazıyoruz
aslında murat bey gibi siz de bir gül bülbül hikayesi yazsanız
değil mi
yani bir hayli marifetli olduğunuz yazarlığınızın
bir de edebi tarafını görsek deriz mustafa bey
yoldaşlık da sadece siyaset yoktur yahu
Yorumcu [ 2007/03/20 16:39 ]
Bu iktidarın SAYIN lı ifadeleri RESMİ mi yoksa sadece GÖNÜLLERİNDE o BEBEK katiline sayın demek mi VAR...

Sizce ? Buna da değinin...
Murad can [ 2007/03/07 22:10 ]
Üstat yazını okurken nereden bağlantı kuruldu bilmiyorum ama kendimi birden konyanın sokaklarında dolaşırken buldum. Yazı bitti ama ben hala sokaklardan çıkamadım, alt geçit, üst geçit karmaşaları arasında hayal de olsa yolu bulamadım. Hayalden çıktığımda yüzümde hain bir gülümseme belirdi, dedim ki bu yorumu yazacağım, sorumu soracağım ve üstadın gelecek yazısı için bir konu başlığı çıkacak ortaya. Yazacak mı yazamayacak mı bilemem, sen yaz sonra bekle dedim kendi kendime.
Soru şu; Konya da bir yarışma açılsa, trilyonlar harcanarak trafik nasıl içinden çıkılmaz bir hale getirilir diye sorulsa, şu andakinden daha kötü bir düzenleme nasıl olabilir acaba?
saygılarımla
muzo [ 2007/02/04 11:32 ]
konya ovası çölleşiyor sattılar konyalıyı kimler sattı dersek
kaçak kuyu açanlar
devletin kaynağını har vurup harman savuranlar
hizmet değil maaş sevdalıları

Z.Y [ 2007/02/03 13:42 ]
topyekün satıldık...
bunlar iktidara gelince inanmamıştım
ama bizi gözümüzün içine baka baka sattılar
şimdi sırada israil in topraklarımızda petrol aramak istemesi ve bu konuda onlara izin verecek yasanın çıkması var...
yazık ...
üzülüyoruz ama
bir gün gelecek ve ne kadar az üzüldüğümüzü ve hiç bir şey yapamadan bekleyişimizin hesabını veremeyeceğiz

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2007.01.29 -  2 önemli konu
 2006.11.27 -  Ziya Gökalp ve Felsefe Dersleri
 2006.10.16 -  Birinci tehdit
 2006.09.04 -  Konya’nın Meydanı neresi?
 2006.08.12 -  Ortadoğu’ya Londra’dan bakmak
 2006.07.06 -  Joan Baez'de gelsin
 2006.06.05 -  Sosyal Demokratlar nereye koşuyor?
 2006.05.09 -  Sarısını yitirdi Fener
 2006.04.07 -  "Kudret” Meselesi
 2006.03.14 -  Akif’in Oğlu
 2006.02.28 -  28 Şubat’la Yüzleşmek
 2006.02.14 -  Cemal Kutay ve Tarihçilerimiz
 2006.01.31 -  Üsküdar Vakası ve İlahiyatçılar
 2006.01.24 -  Kaybedilen ne? Futbol mu seçim mi?
 2006.01.18 -  Türkiye tarihin neresinde?
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com