Okur yorumları üzerine konuşmak pek âdetim değildir. Bunun nedeni zaman zaman gelen iğneli yorumların pek çoğunun yakın dostlarım, yahut bendenizi yakından tanıyan ama iletişim kurmakta zorlanan arkadaşlar tarafından yazıldığını bilmemdir. Bu yüzden adam aldırmada geç git der işime bakarım.
Fakat bu aldırmama âdetimi bugün değiştirme ihtiyacı hissettim. Bunun iki nedeni var.
Birincisi bu gömlek meselesine bir açıklık getirmek. İkincisi ise bir önceki “Bakın şu derde” başlıklı yazıya yapılan ve beni duygulandıran bir yorum.
Ama önce siyaset…
İşte bir önceki yazıya yapılan ilk yorum.
Murat Abi;
Gül diline dolanmış...
Gel YILDIZA ve HİLÂLE bak...
YILDIZ ve Hilâl bir olmuş, bu da bir aşktır. Ama bu basit, sıradan bir aşk değildir. Mecnunlar, Leylalarını bırakmıştır bu aşk uğruna. Bu aşk uğruna Leylalar Mecnunlarını göndermiştir kendi elleri ile sefere...
Bu HİLÂL uğruna ne güneşler batmıştır hatta... Neyse sen anladın bu aşkı, nasıl bir aşktır hiç yaşadın mı bilemiyorum ama en azından anladın neye yöneliktir bu aşk :) Biz de Aşığız Murat BEY.. Bizde... Can vermek var bu aşkta ama; can almak asla yok... Can veririz, can almamak için, canlar yanmasın diye...
sana Mevlana 'dan bir mesaj göndereyim; GEL ne olursan ol Gel; İster AK ol, ister KARA; ister Gömleğini değiştir, ister değiştirme; yine de gel...:):):) Yüz kere gömleğini değiştirsen de gel... BİZİM KAPIMIZ Tüm SEVDALILARA açık... milli sevdamız !”
Şimdi bu garip duygularla yazılmış ve temelde vermek istediği mesajı pek açık verememiş, ama gömlek meselesiyle kendince ince bir gönderme yapmış olan arkadaştan şu birkaç cümleyi dikkatle okumasını istirham ediyorum.
Hiç saklamadığım ve saklamayacağım bir gerçek var, o da Refah Partisi’nin içinde gençliğimin ilk safhalarında bulunmamdır. Zira bununla asla pişmanlık duymamışımdır.
Memleket meselelerine kendince çözüm arayan bir gencin, bir felsefeyle kendini bütünleştirip küçük yaşta siyasete girmesi ve kendince fedakarlıklarla elinden geleni yaptığı yıllardır Refahlı yıllar.
Peki neden yeni bir anlayış ve yeni bir siyasi yaklaşım.
Değişen konjonktür ve siyasi anlayış pek çok genç gibi o dönem beni de düşündürmüştür. Meselelere bakış açımda bu arayış içerisinde farklılaşmıştır. Nitekim Ak Parti’nin bu sorunlara bir çözüm çeşitliliği getireceğine inanmışımdır. Nihayet kuruluşunun ilk anından itibaren içinde bulunduğum ve ülke sorunlarına ciddi açılımlarla çözüm getirebilecek potansiyeli bünyesinde barındıran bu siyasi oluşumun içinde birey olarak mikro düzeyde bulunmuş ve nihayetinde yapılan büyük kongrede Genel Merkez Gençlik Kolları MKYK üyesi olarak partinin üst organlarında görev yapma şerefine nail olma fırsatını yakalamış bulunmaktayım.
Burada anlaşılması gereken konu şudur.
Katı bir futbol takımı yaklaşımıyla bir siyasi oluşumun içinde bulunmamışız. Bugünkü çizgisinde beğeniyle siyaset yaptığımız parti yarın bir sapma gösterirse elbet kendimizce daha olumlu göreceğimiz bir patide savunduklarımızı bağırmaya devam ederiz. Ama çizgisi ve felsefesiyle, açılımı ve yaklaşımlarıyla kendimizi bulduğumuz ve iyi ifade ettiğimize inandığımız Ak Parti’de siyaset yapmak bünyemizde herhangi bir pişmanlık ibaresi oluşturmamıştır. Aksine yaşanan gelişmelerin Türkiye’nin 100 yılını kurtardığını düşünmekte olduğumu bir kez daha ifade etmeliyim.
Tüm sebeplerden dolayıdır ki gömlek gibi popüler ve nükteli ifadeler bizleri sadece tebessüm ettirmekten öteye geçmeyecektir. Bilinsin ve okuyucularımızda bu bilinmedik durumu idrak etsin diye uzunca bir parantez eklemek istedim.
İkinci meseleye gelince ki o başlı başına bir yazı konusudur.
Beklediğim dolu ve mana yüklü bir yorum beni bu sefer gerçekten duygulandırdı.
Bakın yorumcumuz yorumunda ne diyor
“yazınız çok içten ve çok kayda değer. Okudum bir daha okudum. Manası itibari ile de haklısınız. Aşk tek kişiliktir yoksa çıkar ilişkisine dönüşür. Buda tabi ki aşk olmaz. Yıllardır şairleri yazarları maşukları konuşturan aşk yücedir , Yaradana giden yoldur. Salt aşk sadece karşılık beklemeden sevilen manasıyla bir ilahi şaka olgunlaşıp dönüşecekse hamsa cisme aşktır olunca yücelir insan değer kazanır anlam kazanır aşk da... derdin en büyüğüde budur sanırım. Aşıktan haberi olmayan Leyla’dır güldür ...”
… aşıktan haberi olmayan Leyla’dır güldür ...”
Ben bu cümleyi şöyle değiştirmek istiyorum.
Aşktan haberi olmayan Leyla’dır, güldür.
Mecnun ve bülbül âşıktır. Canlarını feda edebilecek kadar âşıktır.
Ancak gül zalimdir. Bülbülün o halini görmüş ve kullanmıştır. Seve seve canını cananı için feda etmiştir bülbül. Ama gül bülbüle kıymıştır o sonu göre göre.
Tek kişilik aşkı yaşayan bülbül o harika duygu için canını feda etmiş ve ölüm bile ona haz vermiştir. Ancak ya gül?
Aşktan haberi olmayan güldür. Kaybeden de… Kaybettiğinin farkında olmayanda…
Bülbül güle gül bülbüle yar olmadı gitti…
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 5 yorum
yapılmış )
Murat Beg, sizin yazılarınız nasip olmamıştı, ilk yazınız bu olsun. Kannatimce siyasi orjininizi insanlar eleştiriyor. Her insanın bir düşüncesi olması gerekir ama bu düşüncesi diğerlerine zarar vermediği müddetçe. Biz medya yazarı olarak sizden tarafsız ve cesurane ama silahşörlük yapmadan yazılar bekleriz ki öyle de oluyor tarafınızdan. Slm ve dua ile.
[
2007/04/09 15:09
]
Murat Beg, sizin yazılarınız nasip olmamıştı, ilk yazınız bu olsun. Kannatimce siyasi orjininizi insanlar eleştiriyor. Her insanın bir düşüncesi olması gerekir ama bu düşüncesi diğerlerine zarar vermediği müddetçe. Biz medya yazarı olarak sizden tarafsız ve cesurane ama silahşörlük yapmadan yazılar bekleriz ki öyle de oluyor tarafınızdan. Slm ve dua ile.
Meyve veren ağaç taşlanır...
ilginç meyveler veriyor AKP.
Petrol Yasası Meyvesi,
Dinini şey edeyim meyvesi,
Ananı al git meyvesi,
Sayın meyvesi,
DIŞ ve İÇ borç meyvesi,
Asgari ücrete zam vermeme meyvesi,
Kürtçülük meyvesi,
başka saymıyorum. .......şimdilik. Yorum yok