:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Tescilli Konyalı  
H.Tekin Gökmenoğlu   ( htgokmen@hotmail.com )

Tescilli Konyalı

Günler haftaları; haftalar ayları kovalıyor artık Konya’da ilk yıl doluyordu. Asıl mesken Konya olmuştu. Kendi memleketimde sadece bayramları ve yıllık iznimi geçiriyordum. Konya düğün pilavından sonra, ilk defa çok sevgili hocam Özgü Aras Bey’in ikramıyla “tandır kebabı” ile tanışmıştık. Yemek önümüze geldiğinde hala çatal gelecek diye beklediğimi hiç unutamam. Bizim memleketin de “kuyu kebabı” vardır ama, bana onu hiç sıcak yemek halâ da kısmet olmuş değildir. Gerçekten “tandır kebabı” bazı illerimizin kendilerine tescil ettirdikleri “iskender”, “döner” “acılı”-“acısız” kebaplarla kıyaslanamayacak derecede, dışarıdan gelenlerin aklında kalan Konya’ya has bir yemek çeşidi. Konya’ya gelip de bunu ikram etme fırsatı bulduğumuz bütün dostlar, her karşılaştığımızda kebabı hatırlatmışlardır.“Etli ekmek” ise işin doğrusu bana tanıdık gelmişti, Bizim memlekette “kıymalı pide” dediğimiz yiyecekten pek farlı yoktu. Ülkemizin başka yerinde pek tadılamayacak gerçekten çok özgün “etli ekmek” lezzeti için yine Kastamonu’yu ve özellikle de Daday ilçesini Konyalı hemşerilerimize haber veriyorum. Hatta, çeşidini ve müşterisini çoğaltmak isteyen lokantacılarımıza, bunu, gidip görüp Konya’da da yapmalarını öneriyorum.

Kısmet oldu Konya’dan evlendik. Nasrettin Hoca merhuma sormuşlar: -Nerelisin Hocam? Merhum: -Daha evlenmedim!.. demiş. Böylece artık bizim nereli olduğumuz da belirlenmiş oldu. Hele bir de 1993 de ilk otomobilimi alınca “42” plakayı takıp “müseccel Konyalı” olmuştuk.
Konya hızla büyüyordu. Yeni yeni bulvarlar açılıyor, kavşaklar yapılıyordu. İlk geldiğim yıl bir arkadaşımı ziyarete gittiğimde gördüklerimden hatırlıyorum ki, Selçuklu Belediyesinden ileride sadece inşaatlar vardı ama henüz oturan pek yoktu. Oradaki kanal adeta iskânı kesmişti. Kampüste üniversitemizin bazı fakültelerin taşınıp eğitim-öğretime başlamasıyla, o yön ve yörede mantar gibi inşaatlar ortaya çıkmaya başladı.
İmam Hatip Lisesini Konya’da okumuş fakültemizdeki Bolvadinli bir hocamız halâ anlatır. Altmışlı yıllarda memlekete gitmek üzere, “Eski Garaj”dan kalkan bir arabayla, ilk oturduğum Dumlupınar Mahallesi yakınlarındaki “Kavaklı Petrol”den yakıt ikmali yaptıklarında, kendi aralarında -memlekete epey yaklaştık!.. derler imiş.

Yine o yılların akılda kalan kamuoyu tartışmalarından biri “hafif raylı sistem”in gerekliliği, faydası-zararı meselesi idi. Hem yapılırken hem de hizmete girdikten sonra siyâsîlere önemli bir malzeme olmuştu. Ayrıca “tatlı su çeşmeleri”nin yaygınlaştırılması hamlesi başlatılmıştı. Yeni düğün yapmış olmaktan mütevellit takside bağlı borçlarıma rağmen, Konya’nın önemli bir siması zat-ı muhteremin ön ayak olduğu ve fabrikatörlerinin bulunduğu bir mecliste, sıra ile herkesten çeşmeler için bir rakam istenince, aslında asistan maaşıyla gerçekten beni aşan bir rakam söylemek zorunda kalmıştım. Beyan ettiğim rakam sanayicilerin ettiklerinden oldukça azdı; ama daha azı o rakamlara göre gülünç olabilirdi. Demek ki “sadaka-i cariye” de bizim de kısmetimiz olacakmış. Hem bu hayrıma hem de bu çeşmelere sebep olanlardan Allah razı olsun.
Önceki yıllarda son anda şansını kaybetmesine rağmen Konyaspor o yıl birinci lige çıkmıştı. Çocukluğumda, sırf kadrosunda “Gökmen” diye bir futbolcu var diye Galatasaraylı olmuştum; fakat Trabzon 4. büyük olduğunda, Gökmen de zaten çoktan jübile yapmıştı. Anadolu takımı olmasından dolayı artık Trabzonspor taraftarı idim. Fakat şimdi de yaşadığım ve yurt edindiğim il birinci ligdeydi. Meşru bir taraftarlık değişimi tabiatıyla olmuştu. Bir engel olmadığı sürece maçın Konya’da olduğu her hafta öğle namazında, fakülteden arkadaşlarla “Amber Reis Camiinde” buluşuyor oradan stada geçiyor içeri girme çilesi yaşıyorduk. Bu yıl ise sene başında “kombine bilet” aldım. On beş dakika önce bile gitseniz rahatça girmek mümkün. Kombine biletler çok da hesaplı. Herkese tavsiye ederim.

Yine bir gün cami çıkışı baktım, şimdi profesör olmak üzere olan ve o günlerin yeni asistanı bir arkadaşımız -belki de “damatlık” elbiseleri idi- krem toualet giyinmiş gelmiş. -Hayrola Vali Beyle falan maç esnasında randevun mu var hocam? dedim. Epey güldükten sonra, -ya abi sorma, babam maça geldiğime kızıyor, o yüzden ona isyan eder gibi olmasın diye maça gidiyorum diyemedim, şayet sorsa idi, kampüse toplantıya gidiyorum diyecektim, ama yalan söylemiş olmamak için de maça da gelmeyecektim. Allah’tan nereye gidiyorsun diye sormadı” demişti. Namaz çıkışı idi; ama arkadaşımızın bu sözleri karşısındaki kahkahalarımız çevreden bir hayli dikkat çekmişti.
Konya’da başarı imajı veren ilk üç teşebbüsten sonra yine mantar gibi holding isimleri türemiş, bunların çekim alanı yurtdışı yanında ülkemizin hemen her yönünü kaplamıştı.

Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
Şu ana kadar yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapmak ister misiniz?

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2007.07.23 -  Büyük Birlik AKP de Gerçekleşti
 2007.07.19 -  Zamane gençliği
 2007.07.06 -  Bereketli, Hareketli, Heyecanlı Temmuz
 2007.06.14 -  Bir Kazan Kaynar Su
 2007.06.05 -  Şimdi de Millet Konuşacak
 2007.05.30 -  Sınavlar ve öğrencilerin geleceği
 2007.05.22 -  Oy Kullanmayacağım!.. Ta ki…
 2007.05.15 -  Arşivini Silen- Suçundan Kaçan Anket Kurumları
 2007.05.07 -  Mumcu ve bir Temel fıkrası
 2007.05.02 -  İktidarı Vaftiz Ettiler
 2007.04.25 -  HAYIRLI OLSUN
 2007.04.17 -  BBP Ne Yaparsa, Ne Yapar?
 2007.04.10 -  Hukuksuz Siyaset
 2007.04.03 -  Halimiz ve Kutlu Doğum
 2007.03.28 -  Bugünkü Konya
 2007.03.20 -  Konyalı-Kastamonulu Çanakkale’de Şehadet Arkadaşı
 2007.03.13 -  Tescilli Konyalı
 2007.03.06 -  Yeni Vatan-ı Aslî Konya
 2007.02.27 -  Her Ay Konya-Ankara (Konya'da çeyrek asır 3)
 2007.02.20 -  Ankara'daki Konya (Konya’da Çeyrek Asır 2)
 2007.02.13 -  KONYA’DA ÇEYREK ASIR (I)
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com