|
|
|
Bu yazıyla “Konya’da Çeyrek Asır” ana başlığı ile sürdürdüğümüz diziyi sona erdirerek, inşallah gelecek yazılarımızda aktüel konularla ilgili düşüncelerimizi, siz “Haberkonya” okuyucuları ile paylaşmaya devam edeceğiz.
İlk defa 29 yıl önce geldiğim ve 24 yıl da içinde yaşadığım Konya ile bugünü karşılaştırdığımızda, herhalde tarihî bir fotoğrafla güncel bir fotoğrafı yan yana koymuş gibi oluruz.
Sanırım merkez nüfusu en az yüzde yüz artmıştır. Karayoluyla şehre girerken gördüğümüz tabelada yazan 760.000 civarındaki resmî rakamın fiilî gerçek nüfusu göstermediğini herkes biliyordur. Benim tahminim bu rakamın bir milyonun bir hayli üzerinde olduğudur. Nüfus sayımlarında, ilçe veya belde olabilmek; yahut o statülerini koruyabilmek için insanların kendi köy ve kasabalarına gitmelerinden il merkezinin bir hayli boşaldığına birçok kere şahit olmuşumdur. Bu çeyrek asırlık dönem içinde Konya’nın gitmediğim hiçbir ilçesi kalmadı. Merkez dışındaki 28 ilçeden epeyce bir kısmının orta halli bir köy görünümünde olması, sayımlarda bu şekilde nüfus kaydırma ile ilgilidir.
Konya’ya ilk geldiğimde gördüğüm en önemli toplu ulaşım aracı tri-poter yerini tramvaya bıraktı. Ama bana sorarsanız, Konya için bu tramvay ilkel kaldı. Çağdaş bir kentte Kampus-Alaiddin arası bir saat sürmemeli. Yakın vadede baştan yenilenme imkanını zor görüyorum ama, teknolojik olarak mevcut tramvayların motor ve fren sistemleri güçlendirilmesi yoluyla, biraz daha süratli duruma getirilme şartları zorlanmalı diye düşünüyorum.
Konya ülkemizde baştan beri, gecekondusu olmayan birkaç şehirden biri.Bu ifade hazineden arsa gaspı olmaması açısından doğru. Ancak herkes görüyor ki, şehrin ortasında kalmış gecekondu görünümlü çok bina var. Bu durumun ortadan kalkması hem zaman, hem para hem de bürokratik bir dizi idârî ve hukûki işlem yapılmasını gerektiriyor. Ama bu görünümün değişmesi için mülk sahipleri başta olmak üzere, herkes üzerine düşeni biran evvel yapmalı.
Selçuk Üniversitesi, öğrenci sayısı itibarıyla ülkemizin en büyük üniversitesi durumundadır. Konya’nın kısa zamanda önemli bir sıçrama yapmasında üniversitemizin çok önemli katkısı olmuştur. Yine akademik personeli, nicelik ve nitelik itibarıyla Konya’ya önemli açılımlar sağlayabilecek durumdadır. Özellikle sanayi ve tarım sektöründe maalesef üniversite-vatandaş iş birliği olması gereken düzeyde olmadığını görüyoruz. Kaliteli ve verimli üretim-pazarlama için bu işbirliğinin çok daha geliştirilmesi gerekmektedir.
Konya son yıllarda gökdelenlere de sahip olmuştur. Akyokuş’a çıkıp baktığınızda on yıl öncesine göre şehrin sillüetinin bir hayli değişmiş olduğunu hemen fark ederiz. Ama şehir merkezindeki biri belediyemize diğeri özel sektöre ait iki gökdelenin, halâ atıl yatırımlar gibi durması, bütün Konyalılar gibi beni de üzmektedir. Çünkü buralar çok yüksek rantıyla şehir ekonomisine önemli katkılarda bulunabilecek mekânlar.
Bilindiği gibi, Konya’nın uluslar arası ticâret için tek dezavantajı limanlara nisbi olarak uzak olmasıdır. Aslında Konya-Ankara hızlı tren projesinden önce, Konya’yı limana bu şartlarda bağlayacak bir projenin gerçekleştirilmesi, bu bakımdan Konya’nın istikbâli için daha hayırlı olurdu diye düşünüyorum. Yine “Mavi Tünel” projesinin hayata geçmesi ile inşallah tarım ve hayvancılıkta, buna bağlı olarak da sanayi ve inşaat sektöründe yeni bir sıçrama şansı bulacak olan Konya’nın üretiminin ihracata yönelebilmesi için siyâsîlerce bu hususun göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Konyaspor için de artık kesinlikle Edirne’den ötesi için hedefler koyma vakti gelmiştir. Şuna hep hayret ederim: Birkaç yüz metre caddelerinden başka, futbola yeni başlayan çocuklar için top oynayacak yeri olmayan bir Trabzon, altyapıdan yetişmiş futbolcuları ile şampiyon bile olur. Ama düz olmasından dolayı sürücülerinin el freni bile kullanmadığı, hatta dik yokuşlu caddeleri olan başka şehirlere gittiklerinde acemilik çektikleri halde, Konya süper ligde tutunmayı büyük başarı kabul eder. Konya’nın evet süper ligde tek ama şampiyonluğa oynayan bir takımı olmalı ama; bu tabiî imkanlar var iken, alt liglerde birçok takımı birbiriyle mücadele etmeli değil mi sizce de?..
Konya, ne insanı yutacak kadar büyük bir şehir!.. Ne de ihtiyaçlara cevap vermeyecek, tatmin etmeyecek kadar küçük bir şehir!.. Tam yaşanacak bir şehir!..
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 2 yorum
yapılmış )
ersal
[
2007/03/31 00:15
] |
|
Güncel olan her konuya yerinde tespitler....Konya için ise kabuğunu kıramıyor diyor herkes reçete sunmadan.İstişarenin olmadığı yerde istibdat ve sulta hakimdir
Bugün de gerek yöneticilerin gerekse her ferdin istişareyi canlandırması bu ümmetin dirilişi için son derece gereklidir
bu konuya da değinirseniz sevinirim... |
|
|
Konya
[
2007/03/29 14:35
] |
|
Hocam konyaya hoşgeldiniz, nihayet geldiniz |
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|
|
|