Ben seni her gün bir başka şekle bürünen, ben seni duru ve aydınlık bir
sabah gibi, ben seni yaşamak gibi seviyorum.
Ben seni ''Her sevgide az da olsa bencillik vardır'' diyen Dostoyevski ustanın
sözündeki gibi biraz bencilce seviyorum.
Ben seni lades gibi, ben seni bir Nisan gibi, ben seni nevruz gibi, ben seni
yeryüzüne gençliğini geri getiren bahar gibi seviyorum.
Ben seni Isparta, Kayseri, Adana, Erzurum, Kastamonu, Mardin, Sakarya,
Trabzon, Diyarbakır, ben seni Ankara gibi seviyorum.
Ben seni pirinç pilavı, patates kızartması, maydanoz salatası, iyi haşlanmış
yumurta, ben seni peynirli börek gibi seviyorum.
Ben seni, bana vermiş olduğun kuru bir çınar yaprağını ''Yadigar-ı muhabbet''
diye saklayarak seviyorum.
Ben seni her sabah kahraman ve her gece mağlup bir haytalıkla seviyorum.
Ben seni Türk, Laz, Arnavut, Çerkez, Zaza, Nogay, Yörük, Kürt olduğun için
değil, Orhan Kemal'in o güzel tarifindeki ''insan'' olduğun için seviyorum.
Ben seni Halil Cibran'ın ''Gecenin sessizliğinde yaşanan kutsal bir ayindi
aşk'' dediği ve ondokuz yıl hiç görüşmeden mektup yazdığı Mey Ziyade'yi
sevdiği gibi tutkuyla, ben seni Victor Hugo'nun ''Tek bir kelime yetiyordu
konuşmamıza'' dediği Adale'yi sevdiği gibi incelikle seviyorum.
Ben seni Kafka'nın Milena'yı sevdiği pişmanlıkla seviyorum.
Ben seni nar çiçeği renginde, ıhlamurların baygın kokusunda, hanımelinin
narinliğinde, ben seni filbahri zerafetinde seviyorum.
Ben seni Karacaoğlan'ın sazında açan menevşe, ben seni erken bahar çiçeği ve
karların ecesi kardelen gibi seviyorum.
Ben seni gelinlik giymiş bir kiraz ağacını sever gibi seviyorum.
Ben seni, ''Dünyada hiçbir şey, sevgiliden alınacak ilham kadar kuvvet ve
cesaret vermez'' diyen Kastilyalı şövalye Don Kişot'un hayali yavuklusu
Dülsine'yi sevdiği divanelikle , ben seni Homongolus'un küstahlığında, ben
seni Ouasimodo'nun Esmeralda'yı sevdiği imkansızlıkla seviyorum..
Ben seni Ahmet Kaya'nın ''Ah elim tutuşmasa, elini tutsam'', Neşet Ertaş'ın
''Göynüm hep seni arıyor, neredesin sen?'' ve Davut Sulari'nin ''Maşuk olan
aşığını atar mı?'' türkülerinde seviyorum.
Ben seni mağrur ve yalınkat bir devrimci gibi, bazen de bir yetim gibi
seviyorum.
Ben seni tütünüm, sürmene pıçağım, sırtımdaki heybem, ben seni avuçlayıp
içtiğim pınarın suyu gibi seviyorum.
Ben seni Kız Kulesi gibi seviyorum.
Ben seni hesap kitaba gelir bir matematikle değil ben seni deli-divane,
deli-dumrul ve deli- dolu ve hesapsız bir gönülle seviyorum.
Ben seni saka kuşlarının cıvıltısında, üveyiklerin ötüşünde, ben seni
kuğuların, eşlerini çağırırken kederli bir türküye benzeyen seslerinde
seviyorum.
Ben seni yağmur sonrası banyodan yeni çıkmış bir kadına benzettiğim
memleketimin dağları gibi, ben seni Zigana'nın bahar kokusu gibi seviyorum..
Sen şehir kızısın. Bilmezsin. O mahzun bakışlı, o iri gözleri nasıl da
güzeldir ineklerin. Ben seni bir ineğin boynu tımar edilirken o mazlum ve
teslim olmuş duruşunda ve bir buzağının terli burnu gibi seviyorum.
Ben seni ninemim tülbendi, anamın eşarbı ve kız kardeşimin başörtüsü gibi
seviyorum.
Ben seni coplanacağımı bile bile katıldığım mitingler ve protestolar gibi
seviyorum.
Ben seni göz göze gelişimizdeki hicap pembeliğinde seviyorum.
Ben seni ''Kamelya'lı Kadın'', ben seni ''Paul ve Virginie'', ben seni ''Vadideki
Zambak'' gibi seviyorum.
Ben seni devrimci derviş İmam Humeyni ve siyah altın Malcom X'i sevdiğim
gibi seviyorum.
Ben seni anamın saçlarımı okşayan elleri gibi seviyorum.
Ben seni ''''Ne kadar çok öldük yaşamak için'' ve ''Bir ağaç gibi hür, bir
orman gibi kardeşçe'' dizeleri gibi şairane seviyorum.
Ben seni bazen özgürlüğüne gün sayan mahpuslar gibi özleyerek, bazen de bir
gemicinin hercailiğinde seviyorum.
Ben seni üzeri sisle kaplı küçük bir göl gibi, ben seni bilerek kaybolduğum
ormanlardaki yalınayak yürüyüşlerim gibi, ben seni yalnızlığım gibi
seviyorum.
Ben seni günün en mutena dilimi olan sırlarla dolu sabah vaktinde, şafağın
buğusunda seviyorum.
Cibran'ın ''Sevgi, ruhun yükselmesini sağladığı için dünyadaki yegâne
özgürlüktür'' cümlesine tüm yüreğimle katılıyor ve ben seni özgürlüğüm gibi
seviyorum.
Ben seni üç nokta gibi seviyorum.
Üç nokta gibi!
(...)
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 13 yorum
yapılmış )
|
daha önce bi yorum yazmıştım sayfa sanki geç güncelleniyor gibi |
|
|
|
tekbikler memduh nihat ada |
|
|
delal
[
2007/04/05 15:37
] |
|
Sevgili dost, Tutukluysam bu akşam bil ki sendendir, Kurşun yemiş gibi susuşum.
Beratımı ne yollar ne yıllar neden şehirler verir. Anacak verirse verir göz bebeklerin.
Sürgün tutsak ve vurgun oldum olalı, Firarda gözüm yok pişman da değilim.
Sadece senle oturup cigara yakmak isterim.
Mağlup mu desem, mahcup mu? İki yanım bölünmüş iki hece.
Ve sen içimde sessiz ve ince…
|
|
|
|
''BEN SENİ SEN OLDUĞUN İÇİN SEVİYORUM''
Sevgi ve Aşk,dış dünya ile kesinlikle bağlantısı olmayan tamamiyle sade ve yalın duygulardır.yani bir madde'ye benzemez benzetilemez..... |
|
|
|
Ve Celat uyandi yatayinda gece....
Tanriimm..dedi!! Nasi bilmece..!!??
Öldikçe çoğaliyor adamlar..
Ve Ben..
Tükenmekteyim öldirdikçe..!!
Çaresizliğiyle çıkar en güçlü yazılar.Size kırk tane fırın bulabılırım.Tanıdığım fırıncı çok Memduh bey..
Sağlıcakla
|
|
|
|
Ve Celat uyandi yatayinda gece....
Tanriimm..dedi!! Nasi bilmece..!!??
Öldikçe çoğaliyor adamlar..
Ve Ben..
Tükenmekteyim öldirdikçe..!!
Çaresizliğiyle çıkar en güçlü yazılar.Size kırk tane fırın bulabılırım.Tanıdığım fırıncı çok Memduh bey..
Sağlıcakla
|
|
|
asi
[
2007/04/04 11:34
] |
|
ve yine biliriz ki her gün dökülünce geceye,
o yöne bu yöne talıp yaren aramaktayız,
belki bir yoldaş, belki bir sırdaş belkide,
eylem bakışlı sevgililer peşindeyiz...
|
|
|
asi
[
2007/04/04 11:25
] |
|
mehmduh abim şair diyorki, biz yangında koşuyu kaybeden atlarız/biz kirli ve temiz çamaşırları/aynı zaman aynı minval üzere katlarız/biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız...'' ve biz de biliriz ki kaleme kalbiyle hükmedenlerin az kaldığı bir zamandayız ha kalbinize gayret... |
|
|
|
Evet ya gene iyi bir iş çıkarmışsın. Etkileyici bir yazı.
Fenerbahçeli olmasna zaten bakmıyoruz, kitaba ilgisinin azlığına da... Biz adam gibi olduğu için seviyoruz. |
|
|
...
[
2007/04/03 20:17
] |
|
ÜSTAD..yazılarını takip ediyorum ve itiraf etmeliyim ki bu kadar güzelini hiç okumamıştım..iyi bir yazar olma yolunda çalıştığını biliyorum..ve doğru yolda olduğunu görmek beni çok mutlu etti..yazı senin herşeyin ya,sakın vazgeçme..ve kitap istiyoruz artık bilesin..emeğine sağlık.. |
|
|
|
İlk defa okuyorum böyle bir yazınızı.
Hep böyle yazın ardından da Karakaya'ya istediğinizi deyin :)
YORUM 'YOK' |
|
|
|
Ben derim ki, aşk aşığındır!
Ve ben dilerim ki, aşk, sabah ezanlarında bestelenemiş şarkılar kaydında çalsın size umudu Memduh bey! |
|
|
krdln
[
2007/04/01 13:37
] |
|
...böylesine sevilen sevgili...şanslı olmalı..bilmem kaç maşuk aşığından böyle sine güzel almıştır aşk kadehini...nice laleleri sümbülleri kıskandıran bir sevgi... |
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|