Yaşar;
Sana Metin'i anlatacağım. Biliyorum eksik kalacak cümlelerim. Gözlerim
buğulanacak ve kadim dostumu anarken seni, sana yazarken Metin'i yad etmiş
olacağım.
Aynı sokağın çocuğu ve akrandık Metinle. Yeni yetme günlerimin ve
delikanlılığımın en büyük şahidi ve okul arkadaşımdı. Aynı takımda futbol
oynadığım, aynı sokağın kızları için Arnavut kaldırımlarını beraber
eskittiğim ve düğünlerde kolkola halay çektiğim arkadaşımdı, can dostumdu
Metin.
Ahh!... Doksandokuz depremi ruhumun gemisini bin parçaya ayırdığında Yusuf
Abi, Vedat Kıratlı, Balıkesirli hemşire Betül gibi Metin'de oğlunu alarak
ebedi aleme gitmiş, aramızdan güzel ve namuslu bir adam eksilmişti . Cengiz,
Sırık Mustafa, Ender ve ben naçar kalmıştık. Acı dilimizi düğümlemişti ve
konuşamıyorduk. Konuşamıyorduk ve Metin'in amcaoğlu Cengiz, Metin'siz geçen
yılların acısına karşılık beni yumrukluyor, ağlıyor ve beni de ağlatıyordu.
Gençliğimiz bahar gibi şımarık, hoyrat ve delişmendi. Coşardık yeşil yeşil.
Kırlar ve kızlar burcu burcu kokardı. Ve her bahar aşık olurduk yeniden.
Hamhalat, yaptığı iyiliği yüze vuran ve mutlu olamayacak kadar zengin
arkadaşlarımız yoktu. Vasat ve kendi yağıyla kavrulan insanlardık.
Boyumuz, kilomuz, mizaçlarımız farklıydı ancak kalbimizi kuşatan saf ve
katıksız sevgi bizi bir arada tutardı.
Önceden kestirilemeyen davranışlara sahip olmaktı özgürlük ve biz özgürdük.
Özgürdük ve özgür insanlar olarak kahramanlarımız yoktu. Abilerimiz,
ablalarımız, komşu annelerimiz vardı. Bakkal Halit Amca, İğneci Nazmiye ve
Gürcü Emine Teyze vardı. Bizim sokak sizin sokağınıza benziyordu Yaşar.
Babalarımızdan korktuğumuz ama dayağı analarımızdan yediğimiz güzel günlerdi
yaşadığımız.
Ödlek değildik lakin ne birbirimizle ne de başkaları ile kavga ederdik.
Ahlaklıydık. Samimiydik. Fazla olarak her ikimizde adamakıllı güzeldik!
Yeniyetmeliğin sorumsuzluğu ve vurdumduymazlığı ile hatalar yapardık fakat
büyüklerimizin önünde başımız önümüze düşerdi.
Kızar, küser ve alabildiğine kıskanırdık birbirimizi ancak intikamın
yüreğimize kök salmasına izin vermeden sevginin ve dostluğun o gizli
cennetinde buluşur ve kucaklaşırdık yeniden.
Ah gençlik! O sıra dışı olmak istemenin getirdiği hergelelik. Metin, sen,
ben, yani bizim takım!
O günlerde terbiye gökyüzüne çekilmemişti ve biz abilerimizden iki adım
geride yürür, büyüklerimizin yanında sigaralarımızı avuç içimizde tutar ve
komşu annelerin ve yaşlıların filelerini taşırdık yüksünmeden.
Aramızda yalandan, bencillikten ve riyadan bir perde olmazdı hiçbir zaman.
Dostluğumuzun hisarı birbirimizi kucaklayan kollarımız ve en temiz yerden
beslenen sevgimizdi. Ağzımızdan çıkan sözleri gözlerimiz yalanlamazdı.
Hülasa: Sahte utançlardan ve yüz kızartıcı ikiyüzlülüklerden uzaktık.
Metin, zeki, içten ve özentisizdi. Güzelliği doğal ve sade oluşundaydı.
Ağırbaşlı ve sabırlıydı. Derin düşünceden daha çok derin bir anlayışa
sahipti. Bakışlarıyla kuşatır, gözleriyle severdi. Sana benzerdi.
Ayın ışığını cömertçe sunduğu ve lapa lapa kar yağan gecelerde delikanlı
delikanlı, yürek yürek, gönül gönül yürüdüğümdü Metin. Sen, Fatma, koca
kafalı Abdullah ve mağrur Kürt ile yürüyüşlerimin ilk adımlarını attığımdı
Metin.
Sakarya akıyordu Metinin gözlerinden, senin gözlerinde Dicle'yi gördüm.
Metinin bozkır kokardı. Seni kucakladığımda Filistin kokuyordu giysilerin.
Metin öldü ve ben bu şehirde ve tüm şehirlerde yabancı kaldım!
Metin öldü ve ben körler içinde sağır, sağırlar içinde kör kaldım!
Hak edene söylenmeyen güzel söz hasis bir cimriliktir Yaşar.
Metini sevdiğimi bütün sevdiklerime söylediğim gibi işte sana da söylüyor ve
seni de Metinle tanıştırmış oluyorum.
Bir insan nasıl yakın olabilir ırak olmadan?
Bana ırak, gönlüme yakınsın!
Kötüler kolay bulunur Yaşar.
Ruhumuzun nafakası sevmek, sevmek ve yine sevmektir.
Anlıyor musun beni?
Gözlerine bak insanların. Gözlerine bak. Gözlerinde Ceylan kalmış kim varsa
sarıl ona ve bırakma!
''Kor yüreklim, al kuşaklım, er gülüşlüm..''
Metin saydığım!
Seni özledim. Yakında geleceğini söylüyorsun. Büyükler, uzaktan gelenin
eline bakılır derler! Bana ''Kiraz ağacında yırtılan gömleğini mi'', köyünün
derelerinden topladığın taşları mı yoksa kavruk, mahmur ve sevginin ve
merhametin ıslattığı gözlerini mi getireceksin?
Soruyorum Yaşar, soruyorum sana: Gelirken bana ne getireceksin?
|
Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız
( Toplam 37 yorum
yapılmış )
|
gönülleri dostluk ateşiyle tutuşanlara ne mutlu,yalnızlığı daha az öldürücü ve yaşamı katlanır bir hale getiren yalnızca o dur... |
|
|
|
gönülleri dostluk ateşiyle tutuşanlara ne mutlu,yalnızlığı daha az öldürücü ve yaşamı katlanır bir hale getiren yalnızca o dur... |
|
|
krdln
[
2007/04/16 10:57
] |
|
''iyi insanlar iyi atlara binip gittiler''yoksa can çekişen değerler güzellikler siz yaş gurubuyla küskün kırgın çekip gideceklermi hayatımızdan..? |
|
|
|
Selam olsun sana her tebessümün kankardeşi. evet yazını okudum. Gerçi yazımı beni okudu, benmi yazıyı okudum ağlarken birbirine karıştı herşey.Acısıyla ansakda ne güzeldi o günler. ve ben kendimi o kadar şanslı görüyorumki o günleri yaşayan bi fert olarak.ve şu an bu yorumu yazarken sırık mustafa da yanımda.sende yaz bişeyler be sırık derken , onun cevabı boğazına düğümlenen bi iç çekme sadece. çok şey anlattı aslında o da , bu iç çekmeyle.zaman ne çabuk geçiyor değilmi. zaman herşeyi alıp götürüyor ama .ama geçmişteki güzellikleri silemiyor be nihat. izin vermicem, izin vermicez silinmesine. olmasa da şimdi yanımızda metin , biz yaşatacağız bu güzelliği, bu dostluğu.Hele bu günümüzde dost olmanın, daha kötüsü dost kalmanın kolay olmadığı bu günlerde.
Metin öldü ve ben bu şehirde ve tüm şehirlerde yabancı kaldım!
Metin öldü ve ben körler içinde sağır, sağırlar içinde kör kaldım!
Metin olmasada yaşacağız ve yaşatacağız bu dostluğu!
Metin olmasada , biz METİN olacağız be dostum.! |
|
|
delal
[
2007/04/16 10:28
] |
|
Sayın Memduh Nihat Ada; sanırım yorumu yazan arkadaş YOL ile YOLCU' yu karıştırıyor. Zira doğru bir yolun nice eğri yolcuları olduğu gibi, eğri bir yolunda nice doğru ve sadık yolcuları mevcuttur. vesselam... |
|
|
Zelal
[
2007/04/16 01:29
] |
|
Yusuf hayaloğlundan etkilenme yılmaz erdoğan karışımı bir yazı hani özgün olsak ve kardeşce kursak düşleri mağrur kürtçe yürümeden aynı kıbleye doğru baksak |
|
|
[
2007/04/14 23:20
] |
|
Klasik bir kürt yaklaşımı ve destekleyen mesajlarda aynı dilde kiraz ağacında ahmet kayanında gömleği yırtılmış ve oda kürtçe yürümüştü.hani inananlar kardeşti satır araları sıkıştırılmış ırkçılık özlemini lütfen böyle güzel bir sitede dile getirme git sen welat a yaz |
|
|
|
Hayattan beklediklerimizle, hayatın bize verdikleri çok farklı ve bizim hayattan en çok beklediğimiz sadece o beş harften oluşan kelime ''SEVGİ'' ...Ama ben kimsenin gözünde o gerçek sevgiyi (ceylanı) göremiyorum.Son olarak harika bir yazı ağzına en önemliside yüreğine sağlık. Sen birtanesin... |
|
|
|
Hayattan beklediklerimizle, hayatın bize verdikleri çok farklı ve bizim hayattan en çok beklediğimiz sadece o beş harften oluşan kelime ''SEVGİ'' ...Ama ben kimsenin gözünde o gerçek sevgiyi (ceylanı) göremiyorum.Son olarak harika bir yazı ağzına en önemliside yüreğine sağlık. Sen birtanesin... |
|
|
lütfi
[
2007/04/12 23:39
] |
|
antepden konya kokusu aldım. adam kokusu aldım. belki gözlerindeki ceylanı göremedim ama gözyaşının kokusunu aldım. ne mutlu ağlamasını bilenlere ve sevdayı yaşayanlara. |
|
|
lütfi
[
2007/04/12 23:39
] |
|
antepden konya kokusu aldım. adam kokusu aldım. belki gözlerindeki ceylanı göremedim ama gözyaşının kokusunu aldım. ne mutlu ağlamasını bilenlere ve sevdayı yaşayanlara. |
|
|
|
Sevgili Yazar Menduh Nihat Ada;
Bu yaziniz hayli etkileyici olmus kaleminize saglik... demek ki sadece demrem ile yikilmiyormus bir sehir.... |
|
|
|
seni anlamak bir gülü koklamak gibidir hocam hele o güle sinmişse muhammedin kokusu çek içine ta.... yüregine işlesin ........YÜREGİNE SAGLIK MEMDUH ABİ. |
|
|
nihat
[
2007/04/12 10:27
] |
|
bir dost için yazılabiecek en güzel kelimeler ancak yaşar abi yi tanısaydınız bu kelimelere daha nice güzel kelimeler eklerdeniz. ben onun için şu kelimleride kulanıyorum ''canımın içi,cesur yürek,abilerin abisi, '' benim yaşar abim iyi adamdır vesselam.
iyiki varsın yaşar abi |
|
|
|
Bazen yenik düştük zamana, esir olduk anlamsız koşturmaların ve fakat adını yüreğimize yazdığımız dostlarımızı hiç unutmadık. |
|
|
|
Mevla çekirdeğe ormanı gizlemiş, yılanın zehrine dermanı gizlemiş, tahıl tanesine harman gizlemiş, bir dostun sıcak yüreğinde mübarek anlara cenneti gizlemiş. |
|
|
selo
[
2007/04/12 00:20
] |
|
Hayret gayreti ….
Gayret aramayı…….
Aramak bulmayı…….
Bulunan hikmeti……..
Hikmet yitiği…………
Yitik herkesin malı……..
Herkesin malı definedir
Define kazılmayı…….
Kazılan hazineyi………
Hazine keşfedilmeyi………
Keşfedilenin çok kıymetli……..
Çok kıymetli hem dünya ve hem de ahiret için olması gerektirir. |
|
|
[
2007/04/11 12:40
] |
|
filistin dağlarının eşkiya sevdalısı yaşar yavuz..allah selamet versin. |
|
|
YUSUF
[
2007/04/11 12:32
] |
|
Vefa'nın sadece İstanbul'da bir semt adı olarak anlaşıldığı şu zamanlarda ,bizlere tekrardan dostluğu hatırlattığın için teşekkürler
|
|
|
|
Metin öldü ve ben bu şehirde ve tüm şehirlerde yabancı kaldım!
Metin öldü ve ben körler içinde sağır, sağırlar içinde kör kaldım!
ne güzel söylüyosun... diyecek birşey bırakmıyorsun özlem duyanlara... bende seni özledim güzel insan. yazın çok güzel ve yenilerini bekliyorum elazığdan sevgiler sana ve tüm dostlara... |
|
|
NAMLU
[
2007/04/10 12:51
] |
|
Çarpmış,
Paramparça etmiş,
Kara sütü, kara sevdayla seni...
Ve kara memelerinde dişlerin asi,
Karadır, upuzun yattığın gece,
Felek, ah ettirir, boynun kıl-ince...
Cihanlar, çocuklar, kuşlar içinde
Sızlar bir yerlerin
Adsız ve kayıp
Sızlar, usul-usul, dargın
Ve kan tadında bir konca,
Damıtır kendini mısralarınca...
|
|
|
|
Aşk tacirleri Pazar kurdu yüreğime
ve memduh Nihat Ada'yı saldı gönlüme!
|
|
|
|
NE DİYEBİLİRİM Kİ YAZARIN OKUMUŞ OLDUGUMİLK YAZISI VE ÇOK BEGENDİM ÖZ CÜMLELELERLE ÇOK ANLAMLAR İFADE EDİLMİŞ |
|
|
|
Bildiğim yalnız şu: Dost vatandır! |
|
|
[
2007/04/09 22:00
] |
|
yorumumu yazmam icin 2,000 harfle sinirlandirmislar, soyleyin onu bu kadar kelimeyle nasil anlatayim?
ben en iyisi onun hakkinda hep soyledigim sozu tekrar edeyim;
''O UMMETIN YASAR ABISIDIR'' |
|
|
[
2007/04/09 21:58
] |
|
yorumumu yazmam icin 2,000 harfle sinirlandirmislar, soyleyin onu bu kadar kelimeyle nasil anlatayim?
ben en iyisi onun hakkinda hep soyledigim sozu tekrar edeyim;
''O UMMETIN YASAR ABISIDIR'' |
|
|
Vedat
[
2007/04/09 20:41
] |
|
Keder, yaşlı bir ağaç gibi üstüme devrilir.
Yaralı vicdanlarda gizli Hicranlar…
Bir Gözlerin, birde yığınla yetim sevgiler kalır.
Bir gün gidersen...
|
|
|
YUSUF
[
2007/04/09 20:30
] |
|
Ve bir gün sana doyamadan gidersem ki öyle olur
Bil ki gözlerimde doyumsuzluğun suskunluğu
Göğsümde mezar taşları...
|
|
|
|
Metin öldü ve ben bu şehirde ve tüm şehirlerde yabancı kaldım!
Metin öldü ve ben körler içinde sağır, sağırlar içinde kör kaldım! |
|
|
|
En güzeli ve önemlisi dostluğun nasıl yaşanması gerektiğini,dostluğun ne derece büyük mahiyeti olduğunu bir kez daha okumuş, anlamış ve kavramış,tatmış ve kabullenmiş oldum...teşekürler Memduh Nihat Ada |
|
|
|
Geçmişe ve gerçek dosta dair duyulan fevkalada büyük bir özlem.samimi duygular ,gerçek yansımalar ve gerçek bir dostluğu yaşamak,sahip olmak ,sahip çıkmak,bir çocuk masumiyeti gibi özlemek.her an kaybedilenin tekrar bir muze gibi karşına çıkacakmış gibi ümitle beklemek....
|
|
|
|
Metin öldü ve ben bu şehirde ve tüm şehirlerde yabancı kaldım!
Metin öldü ve ben körler içinde sağır, sağırlar içinde kör kaldım!
|
|
|
|
Metin öldü ve ben bu şehirde ve tüm şehirlerde yabancı kaldım!
Metin öldü ve ben körler içinde sağır, sağırlar içinde kör kaldım!
|
|
|
1920
[
2007/04/09 19:28
] |
|
abi okurken gözlerim yaşardı hakikaten çok etkileyici
selim bacaksız ,
Nizip |
|
|
|
AŞK,AŞK VE AŞK
bütün aşklar rahmandandır bir çiçek te olabilir bir insanda ve hatta bu aşk ince belli kıvrak tatlı bir kadın veya delikanlı attığını tutan gözü pek bir ''YAŞAR'' veya ''METİN'' önemli olan her zaman sevdiğiniz kişiye sevdiğinizi söylemeniz..bu yazı fırından yeni çıkmışçasına dumanı üstünde sevgi aşk ve dostluk kokuyor. |
|
|
|
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var; yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara göğe, bütün evrene karışırcasına.
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır. Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana |
|
|
|
|
|
Yazarın Tüm Yazıları |
|
|
|
|