:. Haberler
  Bilişim
  Dünya
  Eğitim
  Ekonomi
  Kültür Sanat
  Politika
  Sağlık
  Spor
  Yaşam

  :. Gruplar
  Hava
  Söyleşiler
  Yazarlar

Kerkük’e karşı Cumhurbaşkanlığı süreci  
Alev Ayyıldız   ( ayyildizalev@gmail.com )


İnsanları belirli fikirler etrafında toplamak ve onları yönlendirmek başlı başına bir sanattır. Başarılı bir taktikle, bazen edilen bir cümle yada yapılan bir davranışla binlerce hatta milyonlarca insan toplanabilir, tek bir vücut gibi ortak hareket etmeleri sağlanabilir.

Kitleleri yönetecek kişinin yani liderin de kuşkusuz bir takım özelliklere sahip olması gerekir. En başta yürüttüğü davada samimi olması, neleri gözden çıkarabileceğini daha davasına başlamadan tahmin etmesi, herkesin gerildiği ve kararsız kaldığı bir ortamda soğukkanlılığını koruyabilmesi ve en önemlisi yer ve makamın geçici olduğunu fark etmesi gibi…

Türk tarihine ya da genel bir bakış açsıyla İslam tarihine bakıldığında sayısız liderler çıkarmış bir milletiz. İşin ilginç yanına bakın ki Dünya’ya kök söktüren bu liderler en çok ta kendi iç sıkıntılarıyla mücadele etmiş ve çoğunluğu da iç karışıklıklardan dolayı hâkimiyetini kaybetmiştir.

Tarih tekerrürden ibarettir sözüne doğrularcasına yaşananlar, siyasi arenada yapılan hatalar yalnızca isim değişikliğiyle tekrar gündemde. Yaşanan sürecin getirdikleri ise hep aynı. Sonuçsuz kalan kısır döngüler, boş tartışmalar, gergin ve her alanda büyük kayıplar yaşayan bir Türkiye...

Sanırım hala fark etmedik ama birileri bu ülkeyi fena karıştırmak istiyor. İşlenen cinayetler, yapılan miting ve gösteriler, gereksiz açıklamalar….

Ne zaman Türkiye belirli noktalarda bir duruş göstermeye başlasa karşısına olmadık suni gündemler çıkıyor. Özellikle dış siyasette keskin bir duruş göstermemiz gereken bir dönemde yaşanan Cumhurbaşkanlığı krizinin normal olduğunu kim iddia edebilir ki…

Bir taraftan birbiriyle kavgalı devletleri barıştırma ve birlik oluşturmaya çalışırken diğer yandan ermeni soykırımı iddialarına vereceğimiz cevaplar, sınır ötesi operasyon ve birçok ince detay vardı gündemimizde.

Irak başta olmak üzere komşularımızla geliştirdiğimiz güçlü siyaset ve giderek tüm dünya kamuoyunda kabul edilen ağırlığı olan bir Türkiye oluşturmak için uğraşılıyordu.

Dış politikada vaktiyle çok ince hesaplar yapa duralım en önemli konuda şu an ismi bile telaffuz edilmeyen Kerkük’tü. Hatırlanacak mı bilmiyorum ama her gün onlarca kişin öldürüldüğü, Türkmen nüfusunun gün ve gün her türlü asimile ve zorlamaya maruz bırakıldığı Kerkük vardı.

Kerkük için yapılan yürüyüş bile ilgilendirmedi bizi. Toplanan kalabalığın sesi Cumhurbaşkanlığı sürecinde boğuldu gitti. Ne medyada aradığı desteği bulabildi Kerkük sevdalısı insanlar nede koltuk telaşına düşmüş siyasilerden

İşin diğer bir enteresan tarafı da erken seçim isteyenlerin ayarladıkları takvimin tamda Kerkük’ün kaderinin belirleneceği zamana denk geliyor olması.
Bütün bu çatışmaların dış güçlerin etkisiyle çıktığını fark etmemek ve buna katkıda bulunmak nasıl bir akıldır doğrusu kavrayamıyorum.

Halbuki her şey ne kadar açık. Sevgili dostumuz Amerika, Kerkük konusunda güçlü bir Türkiye görmek istemedi, karıştırıverdi ortalığı ve şimdide demokrasi demeçleri veriyor.

Şöyle geçmişe dönüp baktığımızda Irak’ta sözde lider, Amerikan kuklalarının Türkiye üzerine yaptığı açıklamaların üzerinden çok geçmedi daha. Ve bizim onlara karşı verdiğimiz cevaplarda yeniydi.

Şimdilerde sesi soluğu çıkmıyor bu piyonların. Açıklama yapmalarına da gerek yok aslında. İçten içe kaynayan bir Türkiye ne kadar müdahale edebilirdi ki onlara. Neticede orduyla siyasetin birbirine düştüğü bir ülke nasıl sınır ötesi operasyon yapabilir ki.

Sizleri bilmem ama ben hele ülke bu durumdayken yaşanan süreçten çok sıkıldım. Kişisel menfaatlerini, makam ve mevki hırslarını ülkenin gelebileceği her türlü olumsuzluğa rağmen savunan liderler tabiri yerindeyse kabak tadı vermeye başladı.

Maalesef gerçekten çok gergin bir gündem yaşıyoruz. Bunu çözümden öte kendini sorun oluşturmaya adamış bir lider olan Deniz Baykal ve kendi tabanını bile hayretler içersinde bırakabilen Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar’a borçluyuz.

Deniz Baykal’ın açıklamalarını takip etmeye çalışırım. İfadelerinde elle tutulabilir ve çözüm üreten tek bir cümleye rastlamadım. Kendisini dinledikçe düşünürüm. Nasıl bir insan bu kadar açılımlara kapalı ve bu kadar diktatör bir tutum sergileyebilir diye. Uzlaşmadan uzak ve kavgacı bir lider profilini en iyi çizen siyasi liderlerden birisi Deniz Baykal .

Kendisi bilir tabii. Ama tabanından bile ciddi ciddi çıkışlar oluyor. Benim özellikle tartışma programlarında dinlemekten büyük keyif aldığım İnal Batu ‘da CHP’den ayrılmış. Nedeni de tabi ki sert ve uzlaşmadan öte bir siyaset sergilenmesi.

Bugün Cumhurbaşkanlığı sürecinde Abdullah Gül’e yaptığı haksızlığı vaktiyle Turgut Özal’a yapan Deniz Baykal’a ilginçliğe bakın ki Anavatan Partisi Lideri Erkan Mumcu destek veriyor. Anlamak güç. Kendi partisinin geçmişine dönüp bakması yeterli olacaktı hâlbuki. Bedelini de yapılan istifalarla ödemeye başladı bile.Aynı durum Mehmet Ağar içinde geçerli.

Siyasi görüşleri taban tabana zıt olmasına rağmen Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanlığı sürecinde Ahmet Necdet Sezer’in komisyonunda bir heyet önermesi ise daha bir ilginç

Acaba rahmetli Alpaslan Türkeş yaşasaydı ne derdi kendine. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sadi Somuncuoğlu yerine Sezer’i desteklemenin ve onu o makama getirmenin hatasını anlayamamış Bahçeli.

Yaşanan bu süreçte kimliğine yakışır duruş sergileyen tek parti Büyük Birlik Partisi oldu. Özelikle Genelkurmayın açıklamalarından sonra rengini de kimliğini de belli etti.

Şimdilerde gözler Anaysa Mahkemesinde. Ben mahkemenin olumlu bir sonuç vermeyeceğini düşünenlerdenim. Netice duruşları belli ve kendilerine yakışanı yapacaklar.

Sürecin bu şekilde nereye kadar uzayacağını ve ne tür gelişmeler yaşanacağını Türkiye gibi bir ülke için belirleyebilmek zor. Fakat yapılan yanlışlar vaktiyle muhtar bile olamaz denilen bir lideri Başbakanlığa oradan da Cumhurbaşkanlığını belirleyecek bir makama getirdi. Görünen o ki muhtemel bir erken seçimde benzer getirilerle geri dönecek.

Neticede her şey geçecek, tüm bu karışıklılar bitecek. Yalnızca olan gereksiz konularla gündemin meşgul edilmesi ve dünya kamuoyunda oluşan demokrasiden uzak bir Türkiye imajı olacak. En önemlisi de biz kendi kavgalarımızın bitiremediğimiz bir ortamda her ne kadar varlığını kabul etmesek te bir Kürt devleti kurulmuş olacak.

Bugün cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ülkeyi germeye uğraşanlar, asker ve yönetimi birbirine düşürmeye çalışanlar, yarın Kerküklü Türkmenlerin kanları üzerinden nasıl bir siyaset yapacaklar çok merak ediyorum. Üstelik Müslümanlar için çok da birleştirici bir dönem olan Kutlu Doğum yaşanırken.

İnsanların birlik ve beraberlik içerisinde olması gereken bir ortamda, yalnızca koltuk sevdası uğruna Kerkük’ün satılmasına dahi göz yumarak dış siyasette göstermeye çalıştığımız birleştirici tutumu bozmaya uğraşanlara denilebilecek tek şey yazık, hem de çok yazık.



Köşe Yazısı Hakkındaki Yorumlarınız ( Toplam 9 yorum yapılmış )

zeynep [ 2007/06/27 14:09 ]
mhp basa geldide ne yaptı
basortulerini açmakdan başka yine kovuldular en buyuk AKP
Songül [ 2007/05/11 17:41 ]
Zincir mi vurursunuz Müslüman Türk'e?
Ne zaman esirmişiz, ne zaman köle?
Bir CUMA sabahı TÜRKMEN KERKÜK'e,
Mehterle geliriz, Marşla geliriz...
(akp sayesinde esir olduk)

Vatanım Türkiye Partim MHP....
Devletin başına Devlet gelecek
Bozkurt [ 2007/05/10 17:22 ]
AKP sayesinde: Kuzey Irak’da, Kerkük, Musul’da Türkmenleri kendi kaderlerine terk edildi. Çapulcu Barzani ve Talabani ülkeye kafa tutar, meydan okur oldu. Kırmızı çizgilerimiz toz duman oldu, verilen nato bile kaale alınmaz duruma geldi. Diğer yandan kukla devletin temellerinin atılmasına göz yumuldu.Türk askerinin başına geçirilen çuval bile sessizlikle karşılandı. Ülke içerisinde AB sevdasıyla bölücülükten yargılananlara af çıkartılarak, Dışişleri Bakanlığında ağırlandılar, VIP Salonlarını kullandılar, milletvekili maaşı almayı sürdürdüler, dağdaki teröristler affedilerek şehirlerimiz teröristlerle, dağlarımız pkk teröristleriyle doldu. Her gün şehit haberlerinin ardı arkası kesilmedi.......

Saygılarımla
60. Hükümet MHP. Devletin başına DEVLET gelecek
eyşan [ 2007/05/10 12:01 ]
Birilerinin gözü aydın, ABD'nin postal yalayıcıları Kerkük bizim diye açıklama yaptı.Türkmenleri kuş avlar gibi öldürüyorlar.Nasıl bir hırstırki iktidar şehitlere ve Kerkük'e rağmen hala bu kadar duyarsız olabiliyorlar.Türkiye'yi kimler yönetmek isityor ey ahali görün artık
[ 2007/05/09 11:17 ]
İç ve dış politikaya ilişkin çarpıcı çözümlemeleri içeren zevkli bir yazı okudum. Büyük keyif aldım. Alev hanımı kutluyorum. Mert
FATİH [ 2007/05/06 17:38 ]
SAYIN BAYAN SİZİ ÖNCELİKLE BAHÇELİYİ ELEŞTİRMEKLE ESEFLE KINIYORUM ÖNCELİKLE BAHÇELİYE ALTERNATİF OLARAK GÖSTERDİĞİNİZ VE BAŞBUĞ YAŞASAYDI BAHÇELİYE NE DERDİ GİBİSİNDEN LAFLARI BIRAKIN DA SİZ O SAVUNDUĞUNUZ M. YAZICIOĞLUNUN TÜRK İSLAM DÜNYASININ LİDERİ KONUMUNDA OLAN BAŞBUĞU NASIL ARKADAN VURDUĞUNU NASIL ONA İHANET ETTİĞİNE BAKIN VE ONA ŞİMDİ YAŞASAYDI NE DERDİ VE HATTA SİZLERE DE NE DERDİ DİYE DÜŞÜNMENİZİ TAVSİYE EDERİM MSN:al_bayrak_20@hotmail.com
FATİH [ 2007/05/06 17:33 ]
SAYIN BAYAN SİZİ ÖNCELİKLE BAHÇELİYİ ELEŞTİRMEKLE ESEFLE KINIYORUM ÖNCELİKLE BAHÇELİYE ALTERNATİF OLARAK GÖSTERDİĞİNİZ VE BAŞBUĞ YAŞASAYDI BAHÇELİYE NE DERDİ GİBİSİNDEN LAFLARI BIRAKIN DA SİZ O SAVUNDUĞUNUZ M. YAZICIOĞLUNUN TÜRK İSLAM DÜNYASININ LİDERİ KONUMUNDA OLAN BAŞBUĞU NASIL ARKADAN VURDUĞUNU NASIL ONA İHANET ETTİĞİNE BAKIN VE ONA ŞİMDİ YAŞASAYDI NE DERDİ VE HATTA SİZLERE DE NE DERDİ DİYE DÜŞÜNMENİZİ TAVSİYE EDERİM MSN:al_bayrak_20@hotmail.com
[ 2007/05/01 17:07 ]
Sayın Ayyıldız'ı kutluyorum. Dikkatli ve duyarlı bir yazı olmuş. Gerçekten de insan ''Türkiye'de içsel sorunlar iyice ön plana çıktığında acaba çevremizde çok önemli bir şeyleri mi kaçırıyoruz?'' diye düşünmeden edemiyor. Bölgedeki konumumuz, boşvermeyi, gözmezden gelmeyi, kendi oluruna bırakmayı kaldırmayacak düzeyde önemli ve vazgeçilmezdir. Biz içerde kimliğimizi, inancımızı, siyasetimizi, merkez-çevre gerlimini tartışaduralım, küresel güçler, kadim meşguliyetlerimiz (!) üzerinden planlarını yürütmeye devam ediyor...
Mehmet Evkuran
zorbeg [ 2007/05/01 16:53 ]
Cennet vatanımı sağ-sol, Sunni-Alevi, Türk-Kürt...vs. diye karmaşaya getirmeye çalışanlar daha bir çok yol ve yöntem deyecekleri kaçınılmaz. Önemli olan bizlerin sağduyulu olmamızdır. Zamanında söylenen ''siz içeriden biz dışarıdan uğraşıyoruz bu ülkeyi yıkamadık'' sözü tazeleliğini korumamalı. Artık içeriden yıkmaya çalışanlar olmamalı. Dışarısı önemli değil!!!
(Bu arada kitabınızı bekliyoruz:) Slm ve dua ile.

 


Yazarın Tüm Yazıları
 2009.02.14 -  Anlatma Sanatı
 2009.01.17 -  Bebek katili Mübarek ve Çağın Diğer Firavunları
 2009.01.01 -  İsrail bir terör devletidir
 2008.12.06 -  Nifaka Karşı İnfak Seferberliği
 2008.11.07 -  Edebin Beden Bulmuş Hali
 2008.10.20 -  Söz ve İnsan
 2008.09.27 -  Bayram Tadında Hayatlar
 2008.09.09 -  Ramazan ve Zulüm
 2008.07.31 -  Miraç tadında hayatlar
 2008.06.12 -  Beklemek ve görmek
 2008.05.16 -  Kısa bir mola…
 2008.04.07 -  Tahammülsüzlük, küçümseme ve kibir…
 2008.03.21 -  Kapatma davasının kapattıkları
 2008.02.27 -  Geçmişine sövmeyen bizden değildir!
 2008.02.09 -  Dikkat kara çarşaflılar geliyor!
 2008.01.11 -  Tenleri siyah yürekleri beyaz insanlar
 2008.01.04 -  Noel Bayramları Gelecek mi?
 2007.12.11 -  Nede olsa komplo teorisi!
 2007.12.01 -  OYAK’ın Ermeni Yanlısı Ortağı
 2007.11.14 -  Bir Serdengeçti Vardı…
 2007.10.24 -  Sağ olan vatan, unutulan şehitler
 2007.10.06 -  Hadi İran olamadık bari Malezya’ya benzeyelim
 2007.09.15 -  Oruç tutuyor musunuz?
 2007.08.22 -  Garip Bir Rüya
 2007.07.29 -  Halkını tanımayanlar, aptal yerine koyanlar
 2007.07.17 -  Bilinmeyen şahadetin ardından
 2007.07.09 -  Düşündüren ve güldüren vaatler
 2007.06.12 -  Anıtlarla anılan teröristler ve unutulan şehitler
 2007.05.14 -  Bilinmeyen Menderes’in ardından
 2007.04.30 -  Kerkük’e karşı Cumhurbaşkanlığı süreci
 2007.04.18 -  Açlığın Ölüm Hali!
 2007.04.01 -  Tehlikenin Farkında mısınız?
 2007.03.20 -  Şehitliği Akif ve Çanakkale ruhuyla anlamak
 2007.02.27 -  Sultan Abdülhamid Han’dan Aziz Valentine
 2007.02.03 -  Dilden kötü kokular Ahmet Hakan’la geliyor
 2006.12.29 -  Seninleyiz Banu Avar
 2006.12.13 -  Eğitimde dinsizleşme süreci
 2006.11.23 -  Medeniyet yolunda güzeller geçidi
 2006.11.06 -  Açılın feministler geliyor
 2006.10.10 -  Peygamberimize sevgimiz bu kadarmış
 2006.09.08 -  Kola olmadan ne yaparız!
 2006.07.24 -  Bu veballe nasıl yaşanır?
 2006.07.11 -  İHANETİN BÖYLESİ
 2006.06.28 -  YASTAYIZ
 2006.06.17 -  KORKMAYIN BİZDEN
 2006.06.06 -  Mankurtlaşıyoruz
 2006.05.25 -  Davam Türkistan
 2006.05.17 -  Son rezalet
Aslan Korkmaz gelirken, Tuzcuoğlu giderken…
Lokman Koyuncuoğlu
Çokeşliliğe “hayır” mı diyorsunuz?
Mert Aslan
Otur oturduğun yerde
Memduh Nihat Ada
Davos Krizi; Erdoğan milat attı, Perez yavuz hırsız.
Taner Aydın
Affan Dede'ye para saydım
Mustafa Azılıoğlu
Boya boya çek
Huriye Karnap
Her ıslanan anlamaz!
Semra Hoyraz
MÜSİAD Farkı
Aydoğan Deveci
Davos ve sonrası…
Dr.Ali Can
Anlatma Sanatı
Alev Ayyıldız
Yapboz
Nadide Ü.Altıparmak
Göçmen Kuştu Kalbim
Hakan Bahçeci
 

Bu Site Konda İletişim ve Medya Grubunundur.
E-Posta: bilgi@haberkonya.com